İçindekiler
- 1 Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu ve Cezası
- 1.1 Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu
- 1.2 Trafik Güvenliği Suçunun Unsurları
- 1.3 TCK Madde 179/1
- 1.4 TCK Madde 179/2
- 1.5 TCK Madde 179/3
- 1.6 Sonuç
- 1.7 Önemli Linkler
- 1.8 Sıkça Sorulan Sorular
- 1.8.1 Trafik Kazası Nedir?
- 1.8.2 Trafik Güvenliği Neden Önemlidir?
- 1.8.3 Trafik Kazalarını Önlemek İçin Ne Tür Tedbirler Alınmalıdır?
- 1.8.4 Trafik Güvenliğini Kasıtlı Olarak Tehlikeye Atma Suçu Nedir?
- 1.8.5 Trafik Güvenliğini Kasıtlı Olarak Tehlikeye Atma Suçunun Cezası Nasıl Belirlenir?
- 1.8.6 Trafik Güvenliği Suçlarında Şikayete Gerek Var mıdır?
- 1.8.7 Trafik Güvenliği Suçlarında Uzlaştırma Mümkün müdür?
- 1.8.8 Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Nedir?
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu ve Cezası
Teknolojinin en büyük etkilerinden biri ulaşım alanında görülmektedir. Ulaşım araçlarındaki teknolojik gelişmeler, ulaşımın daha hızlı ve güvenli hale gelmesine katkı sağlamıştır. Ancak, insan faktörü hala ulaşımın ayrılmaz bir parçasıdır. Hukuk kurallarının, ulaşım alanındaki insan faktöründen kaynaklanan tehlikeleri önlemeye yönelik olarak uygulandığını görmekteyiz.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu
Türk Ceza Kanunu’nda yer alan düzenlemelerden biri olan “trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu”; deniz, hava, karayolu ve demiryolu ulaşımının güvenliği için alınan trafik işaretlerinin kaldırılması, tahrip edilmesi veya değiştirilmesi gibi eylemler sonucu başkalarının yaşamının tehlikeye atılmasını suç olarak tanımlar. Bu suçun hukuki yönleri ve sonuçları üzerine odaklanarak ayrıntılı bilgi sunacağız.
Tehlike ve Zarar Suçu Kavramı
Suçlar, korudukları hukuki yarar açısından zarar verilmesi veya zarar tehlikesi yaratılması temelinde ikiye ayrılabilir. Tehlike suçları, sadece zarar tehlikesini oluştururken, zarar suçlarında gerçek bir zarar meydana gelir. Tehlike suçları soyut tehlike suçları ve somut tehlike suçları olarak iki ana gruba ayrılır. Soyut tehlike suçlarında tehlike, suçun tanımında kasten veya ihmalkar eylemlerin gerçekleştirilmesiyle yaratılır. Somut tehlike suçlarında ise hareketin suçun konusu açısından bir zarar tehlikesi yaratması gereklidir.
TCK md. 170 ve Tehlike Suçları
Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 170. maddesi, genel güvenliği tehlikeye atma suçunu düzenler ve bu suç bir tehlike suçu türüdür. Bu suçun işlenmesi için birinin ölmesi veya yaralanması gerekmez, sadece bir tehlike oluşması yeterlidir. Tehlike suçları, soyut tehlike suçları ve somut tehlike suçları olarak ayrıştırılır. Soyut tehlike suçlarında, suçun tanımında kasten veya ihmalkar eylemlerle tehlike yaratıldığı düşünülür. Somut tehlike suçlarında ise hareketin suç konusu açısından bir zarar tehlikesi ortaya çıkarması gerekir.
TCK md. 170/1 ve TCK md. 170/2
TCK md. 170/1’deki suç, elle tutulur bir tehlike suçudur ve bu suçun işlenmesi için eylemin (örneğin yangın çıkarma) insanların yaşamı, sağlığı ve mülkiyeti için tehlikeli olması gereklidir. TCK md. 170/2’deki suç ise soyut bir tehlike suçudur, örneğin ıssız bir yerde silahla ateş etmek gibi. Alkol alarak trafiğe çıkmak ise TCK md. 179/3’te düzenlenen suçun unsurlarının ortaya çıkmasını sağlamaz, çünkü bu suçun işlenmesi için maddi hasar tehlikesinin oluşması gerekir.
TCK md. 179 ve Trafik Güvenliğini Tehlikeye Atma
TCK md. 179, trafik güvenliğini kasıtlı olarak tehlikeye atan bir suçu tanımlar. Bu madde, trafik işaretlerini değiştirerek, kaldırarak, yanlış sinyal vererek veya teknik müdahalede bulunarak trafik güvenliğini tehlikeye atan eylemleri kapsar. Ayrıca, kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımında, taşıma araçlarını tehlikeli bir şekilde kullanmayı da suç olarak tanımlar.
İlgili Diğer Kanun Maddeleri
Mülga; 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda da trafik güvenliğini tehlikeye atan bazı eylemler düzenlenir. Örneğin, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 8. maddesi, hayvanların veya araçların güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde kullanmayı suç olarak tanımlar. Ayrıca, gemilerin batırılma tehlikesine meydan okunması ve demiryolu güvenliğinin kasıtlı olarak tehlikeye atılması da farklı maddelerde suç olarak düzenlenmiştir.
Trafik Güvenliği Suçunun Unsurları
Türk Ceza Kanunu’nun 179. maddesinin birinci fıkrasında suçun hukuki unsurları düzenlenir. Buna göre, kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güvenli akışını sağlamak amacıyla trafik işaretlerini değiştirmek, kaldırmak, yanlış sinyaller vermek, geçiş yollarını engellemek veya teknik müdahalede bulunmak gibi eylemler, trafik güvenliğini tehlikeye atma suçunu oluşturur.
Bu eylemler sonucunda başkalarının yaşamı, sağlığı veya mal varlığı için tehlike oluşturulduğunda, fail hapis cezası ile bir yıldan altı yıla kadar cezalandırılır.
Bu suçun maddi unsurları seçici eylemleri içerir. Bu eylemler, kara, deniz, hava veya demiryolu taşımacılığının güvenli akışını sağlama amacını taşır. Bu eylemler şunları içerir:
- Trafik işaretlerini değiştirme,
- Trafik işaretlerini kaldırma,
- Yanlış sinyal verme,
- Geçiş yollarına engel koyma,
- Teknik müdahalede bulunma.
Ancak bu eylemler sadece genel bir zarar olasılığına yol açtığında suç teşkil etmez; somut bir zarar tehlikesi bulunmalıdır. Bu nedenle suç, elle tutulur bir tehlike suçu olarak kabul edilir ve somut bir zarar tehlikesi gerektirir.
Örnek olarak, bir kişinin “araç giremez” işaretini kaldırması ve bir aracın bu yola girmesine neden olması durumunda, eğer bu eylem sonucunda herhangi bir kaza veya kaza tehlikesi meydana gelmemiş ve fail bu eylemin sonuçlarından haberdar olmuşsa, suç gerçekleşmez. Ancak, plakanın eksikliği nedeniyle bir aracın bu yola girmesi ve somut bir kaza tehlikesi yaşanması durumunda suç işlenmiş olur, çünkü somut bir zarar tehlikesi mevcuttur.
TCK Madde 179/1
Türk Ceza Kanunu’nun 179. maddesinin 1. fıkrası, trafik güvenliğini kasıtlı olarak tehlikeye atan eylemleri düzenler. Bu kapsamda, trafik işaretlerini değiştirme, kaldırma, yanlış sinyal verme, geçiş yollarını engelleme veya teknik müdahalede bulunma gibi eylemler, bu suçun unsurlarını oluşturur. Bu suçun işlenmesi için somut bir tehlike meydana gelmelidir; yani başkalarının yaşamı, sağlığı veya mal varlığı için tehlike ortaya çıkmalıdır. Suçun manevi unsuru ise kasttır, yani failin amacı bu tehlikeli eylemi gerçekleştirmektir.
Bu suçun faili herhangi bir kişi olabilir. Örneğin, bir trafik işaretini evde kullanmak amacıyla kaldıran bir kişi, bu eylemi gerçekleştirdiğinde somut bir tehlike varsa suç işlemiş olur. Suç, tehlike suçu türü olduğundan teşebbüse elverişli değildir ve soyut bir tehlike yerine somut bir zarar tehlikesini gerektirir.
TCK md. 179/1’de düzenlenen suça iştirak etmek de mümkündür. Örneğin, trafik işareti kaldırma eylemine birden fazla kişi katılabilir veya bu eylemi gerçekleştirmek için kullanılan araç-gereçle yardım edebilir. TCK md. 179/1’de sayılan eylemler sonucunda bir kişi ölür veya yaralanırsa, bu durumda birden fazla suçun işlendiği belirtilmelidir.
TCK md. 179/1 hükmü altındaki suç, ceza sınırlarını belirlemek için kullanılır. Suçun ciddiyetine göre ceza belirlenir. Ayrıca, bu suçun soruşturulması ve kovuşturulması, şikayete tabi olmayıp, herhangi bir şikayet gerekmez. Dolayısıyla, suç işlendiğinde yetkililer tarafından otomatik olarak soruşturulur ve kovuşturulur.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Türk Ceza Kanunu’nun erteleme hükümleri arasında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılması, mahkemenin verdiği hükmün bir süre için açıklanmayacağı ve bu süre içinde yeni bir suç işlenmezse, dava sonuçlarının ortadan kalkacağı bir hukuki durumu ifade eder. Bu nedenle, trafik güvenliğini kasten tehlikeye atan suçun ceza sınırları ne olursa olsun, hükmün açıklanmasının geri bırakılması mümkündür.
Bu sürenin üst sınırı, cezanın ne kadar süre ile belirlendiğine bağlıdır. Fiil işlenirken fail on sekiz yaşını doldurmamışsa veya altmış beş yaşını doldurmamışsa, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının süresi üç yılı geçemez. Ancak, bu süre, sonraki ceza ile belirlenir. Özetle, trafik güvenliğini kasten tehlikeye atan suçtan hüküm verildiğinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması için 2 veya 3 yıl gibi bir süre belirlenebilir. Bu süre zarfında yeni bir suç işlenmezse, dava sonuçları ortadan kalkar ve fail hakkında herhangi bir hüküm verilmez.
Bakınız: HAGB iptal edilmesi ve yeni düzenleme
Bakınız: HAGB Nedir?
Uzlaşma ve Soruşturma Şikayete Bağlılık
Uzlaşma, suç mağduru ile fail arasında yapılan anlaşmayı ifade eder. Ancak, bazı suçlar için uzlaşma yoluna gidilemez. Özellikle cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve etkin tövbe hükümleri kapsamında yer alan suçlarda uzlaşma mümkün değildir. Diğer suçlar için ise soruşturma ve kovuşturma süreçleri şikayete bağlı olabilir. Yani, mağdur veya suçtan zarar gören kişi şikayette bulunmazsa, soruşturma başlamaz veya kovuşturma devam etmez. Ancak trafik güvenliğini kasıtlı olarak tehlikeye atan suç, şikayete bağlı olmaksızın soruşturulur ve kovuşturulur.
TCK Madde 179/2
Trafik kazası, karayolunda araçların, yayaların ve hayvanların kurallara uygun olmayan şekilde karışarak ölüm, yaralanma veya maddi hasara neden olan olayları ifade eder. Trafik kazası tanımı, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde yer alan önemli kuralları içerir. Bu kurallara uymamak, insanların yaşamı, sağlığı ve mal varlığı için tehlike oluşturabilecek şekilde davranmak anlamına gelir.
Örneğin, bir yolda belirlenen hız sınırlarını aşarak sürmek, trafik kurallarını ihlal etmek anlamına gelir. Ancak bu, sadece trafik kurallarını ihlal etmek olarak kabul edilir ve TCK md. 179/2 kapsamındaki suçun bir parçası değildir. Özetle, trafik kurallarına uymamak tek başına, insanların yaşamına, sağlığına veya mülkiyetine zarar verebilecek bir tehlike yaratmayabilir.
TCK Madde 179/2’ye göre, kara, deniz, hava veya demiryolu taşıma araçlarını kişilerin yaşamı, sağlığı veya mülkü için tehlikeli olabilecek şekilde taşıyan ve yöneten kişi, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir. Ancak bu suçun oluşabilmesi için aracın tehlikeli bir şekilde kullanılması gerekmektedir.
Bu suç, trafik güvenliği için gerekli bakım ve onarımlar yapılmadan araç trafiğe çıkarılırsa da işlenebilir. Ancak bu durumda da aracın insanların yaşamı, sağlığı veya mülkiyeti için tehlike yaratması gereklidir. Bu suç, somut bir tehlike suçu olarak kabul edilir.
Örneğin, ehliyetsiz bir kişinin araç kullanması ve bu sırada trafik kurallarını ihlal etmesi, bu suçun oluşması için yeterli değildir. Araç kasıtlı olarak tehlikeli bir şekilde kullanılmalı ve bu kullanım sonucunda insanların yaşamına, sağlığına veya mal varlığına zarar verebilecek bir tehlike yaratılmalıdır.
Ceza ve Ceza Hükümlerinin Uygulanması
TCK md. 179/2 hükmüne göre bu suçu işleyen kişi iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabilir. Ancak cezanın alt sınırı, en az bir aydır. Ceza miktarı, temel cezanın belirlenmesi ve varsa bu cezaya zam veya indirim yapılmasıyla hesaplanır.
Eğer suçlu iki yıl veya daha az hapis cezası alırsa, mahkeme hükmün açıklanmasının geri çekilmesine karar verebilir. Bu, suçun işlendikten sonra mahkemede gösterilen pişmanlık ve kişilik özellikleri gibi faktörlere bağlı olarak karar verilen bir durumdur.
Trafik güvenliğini kasıtlı olarak tehlikeye atan bir suç işlenmişse ve ceza mahkemeye çıkarılmışsa, mahkeme hükmün açıklanmasının geri çekilmesi veya ertelenmesi kararı verebilir.
Uzlaştırma ve Trafik Güvenliği Suçu
Trafik güvenliğini kasıtlı olarak tehlikeye atan suçlar genellikle uzlaştırmaya tabi değildir. Uzlaştırma, belirli suçlarda şikayete dayalı olarak uygulanabilir. Ancak trafik güvenliğini kasıtlı olarak tehlikeye atan suçlar için şikayet gerekmeksizin kişisel olarak yargılama yapılır.
Sonuç
Trafik güvenliği suçları, insanların yaşamı, sağlığı ve mülkiyeti için tehlike oluşturan davranışları cezalandıran hükümler içerir. Bu suçlar, trafik kurallarının ihlali olarak değil, aracın kasıtlı olarak tehlikeli bir şekilde kullanılması ve sonucunda somut bir tehlike oluşturması durumunda işlenir. Cezalar, suçun ciddiyetine ve mahkeme kararına bağlı olarak değişebilir. Uzlaştırma gibi alternatif yargılama yöntemleri, trafik güvenliği suçları için genellikle uygulanmaz.
Yazınızı istediğiniz gibi düzenleyebilirim, ancak yazıyı Google intihal algılamayacak şekilde değiştirmem gerektiği için özgün içerik sağlamam gerekir. Ayrıca, yazıyı alt başlıklara ayırabilirim ve kanun maddelerini ellemem. İşte düzenlenmiş bir versiyon:
TCK Madde 179/3
Türkiye’de trafik kazalarının başlıca nedenlerinden biri alkollü araç kullanımıdır. Bu sorun, sürücülerin alkol kullanımıyla ilgili eğitim ve bilinç seviyesinin yetersiz olması ve etkin trafik denetimlerinin eksikliği nedeniyle çözülememektedir. Bu durum, trafik kazalarının ve bunların sonucunda meydana gelen ölümler, yaralanmalar ve maddi kayıpların önüne geçilememesine yol açmaktadır. Kanun koyucu, bu zararları engellemek ve caydırıcı bir etki yaratmak amacıyla Türk Ceza Kanunu’nun 179. maddesi ve idari para cezalarına dayanarak hareket etmelidir.
Trafik Güvenliği ve Alkolün İnsana Etkileri
Alkol, insan organizmasını etkileyen bir madde olup davranışları belirsizleştirir, uyumasına neden olur ve zevk verir. Alkol vücuda alındığında hızla karaciğere ve beyne yönlendirilir ve bu organlar üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Alkol, kana 20 dakika içinde ulaşır, %90’ı bir saat içinde kana geçer ve 3 saat içinde sindirim sisteminden tamamen atılır.
Alkol içeceklerinin içerdikleri alkol miktarı yapılışlarına ve türlerine bağlı olarak değişebilir. Birada alkol içeriği genellikle %5’tir. Şarapta bu oran %10 ila %14 arasında değişirken, bazı daha yoğun şaraplar %20’ye kadar çıkabilir. Damıtılmış içecekler (viski, votka, rom, cin vb.) alkol seviyelerini artırmak için damıtıldıktan sonra %40’a kadar çıkabilir. Alkol içeriği en yüksek içeceklere örnek olarak rom gösterilebilir, bu içecekteki alkol oranı %55 civarındadır. Bir sürücünün kanında 0.50 promil alkol bulunması, 74 ml duble viski, rakı, votka, konyak veya cin içtiği anlamına gelir.
Alkolün Trafik Kazalarına Etkisi
Alkol, trafik kazalarına iki temel nedenle katkıda bulunur: uyarıcı ve yatıştırıcı etkileri. Alkol alındığında kişinin korkuları azalır, özgüveni artar ve risk alma olasılığı artar. Bu, sürücülerin aşırı hız yapma ve tehlikeli manevralar yapma isteğini artırır, sonuç olarak hatalar ve kazalar meydana gelir. Alkol alan sürücüler, hem kendi güvenliklerini hem de diğer sürücülerin ve yayaların güvenliğini tehlikeye atarlar. Ayrıca, alkolün etkisiyle kas kontrolü, dikkat ve tepki süreleri azalır, bu da kazalara yol açabilir.
Alkol alındığında beyin fonksiyonları da etkilenir ve yetersiz oksijen alımı başlar. Bu nedenle alkol ve uyuşturucu maddelerin etkisi altındaki sürücülerin kaza riski önemli ölçüde artar. Alkol miktarı, bir kişinin aracı güvenli bir şekilde taşımasını ve yönetmesini engelleyecek düzeyde olmalıdır.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Atma Suçu
Türk Ceza Kanunu’nun 179. maddesi, alkollü veya uyuşturucu madde etkisi altında araç kullanmanın cezasını düzenler. Bu suçun işlenmesi için sadece alkol veya uyuşturucu madde alınmış olması yeterli değildir. Alkol veya uyuşturucu madde etkisi nedeniyle aracı güvenli bir şekilde taşıyamayacak ve yönetemeyecek durumda olunmalıdır.
Suçun gerçekleşmesi için alkol miktarı veya kalitesi değil, alkolün etkisi önemlidir. Bu nedenle, alkolün etkisi altında araç kullanabilme yeteneği temel alınmalıdır. Ayrıca, diğer faktörler de alkolün etkisini artırabilir. Trafik güvenliğini kasıtlı olarak tehlikeye atma suçu, somut bir tehlikenin varlığını gerektirir. Maddi hasar veya bir kazanın meydana gelmesi bu tehlikenin bir göstergesi olabilir.
Ceza ve Uygulama
Suçun cezası Türk Ceza Kanunu’nun 179/3. maddesine göre iki yıla kadar hapis cezasını içerebilir. Ancak ceza, suçun işlenme şekli ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Ayrıca, suçun işlenmesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması mümkün olabilir.
Trafik güvenliğini kasıtlı olarak tehlikeye atma suçu, alkollü veya uyuşturucu madde etkisi altında araç kullanmanın cezasını düzenleyen bir suçtur. Suçun işlenmesi için alkolün etkisi altında aracı güvenli bir şekilde taşıyamayacak ve yönetemeyecek durumda olunmalıdır. Suçun cezası caydırıcıdır ve trafik güvenliğini artırmak amacıyla kanun koyucu tarafından oluşturulmuştur. Trafik kurallarına uyulması, alkollü araç kullanımının önlenmesi ve trafik denetimlerinin artırılması, trafik kazalarının azaltılmasına yardımcı olabilir.
Sonuç
Bu çalışma, trafik güvenliğini kasıtlı olarak tehlikeye atan suçun yaralanma ve öldürme suçları arasındaki bağlantıyı açıklamaya yöneliktir. Bu bağlamda, yaralanma ve öldürme suçları ile kast, olası kast ve bilinçli taksir gibi kusur türleri de ele alınmıştır.
Özetle, trafik güvenliğini kasıtlı olarak tehlikeye atan suç, somut tehlike suçlarından biridir. Bu suçun oluşabilmesi için yaralanma, ölüm veya maddi hasar gibi sonuçların meydana gelmesine gerek yoktur; sadece somut bir zarar tehlikesinin varlığı yeterlidir. Ancak uygulamada, bu suç genellikle trafik kazası sonucu ortaya çıkar ve bu durumda zararın meydana gelmesi durumuyla karşılaşılır.
Özellikle yaralanma veya ölüm sonuçları meydana gelmişse, failin bu sonuçlar açısından en azından olası kastla hareket ettiği kabul edilmelidir. Çünkü trafik kuralını kasıtlı olarak ihlal eden bir kişi, yaralanma veya ölüm olasılığını öngörmemesi düşünülemez. Bu nedenle, bu tür durumlarda failin bilinçli bir şekilde sorumlu tutulması gerekmektedir.
Ancak, her durumda failin bilinçli kastla hareket ettiğini kabul etmek doğru olmayabilir. Bazı durumlarda, failin bu sonuçları öngördüğüne dair yeterli kanıt bulunmayabilir ve bu durumda olası kastın söz konusu olduğu düşünülebilir. Örneğin, kırmızı ışık ihlali yaparak yayaları tehlikeye atan bir sürücü, bu durumda olası kastla suçlanabilir.
Trafik güvenliğini kasıtlı olarak tehlikeye atan suçun koşulları meydana gelmişse, bu suçun yanı sıra yaralanma veya ölüm suçları da değerlendirilmelidir. Bu durumda TCK madde 44 uyarınca ağır ceza gerektiren bir suçun tespiti önemlidir.
Sonuç olarak, trafik güvenliğini kasıtlı olarak tehlikeye atan suç ile yaralanma ve öldürme suçlarının nasıl kovuşturulacağı ve failin kusur düzeyi konusunda teorik ve uygulama alanında farklı görüşler bulunmaktadır. Bu nedenle, yasal düzenlemelerde daha fazla açıklığa yer verilmesi ve mahkemelerin somut olaylara uygun şekilde karar vermesi önemlidir. Ayrıca, polis ve diğer kolluk kuvvetleri, trafik güvenliğini tehlikeye atan trafik magandası olarak tabir edilen, sürücüleri uygun şekilde değerlendirmeli ve tutanaklarla kanıt oluşturmalıdır, böylece mahkemeler adaleti sağlayabilir.
Önemli Linkler
Bakınız: HAGB iptal edilmesi ve yeni düzenleme
Bakınız: HAGB Nedir?
Bakınız: Türk Ceza Kanunu
Sıkça Sorulan Sorular
Trafik Kazası Nedir?
Trafik kazası, araçların, yayaların veya hayvanların kurallara aykırı bir şekilde hareket etmeleri sonucunda meydana gelen olaylardır ve bu olaylar insanların yaşamı, sağlığı veya mülkiyeti için tehlike yaratabilir.
Trafik Güvenliği Neden Önemlidir?
Trafik güvenliği, insanların yaşamlarını ve sağlıklarını korumak, mülkiyetlerini güvende tutmak için önemlidir. Trafik kurallarına uyulmaması tehlike oluşturabilir ve ciddi sonuçlar doğurabilir.
Trafik Kazalarını Önlemek İçin Ne Tür Tedbirler Alınmalıdır?
Trafik kazalarını önlemek için sürücülerin trafik kurallarına uymaları, araçların düzenli bakım ve onarımlarının yapılması, alkollü veya uyuşturucu madde etkisi altında araç kullanılmaması gibi tedbirler alınmalıdır.
Trafik Güvenliğini Kasıtlı Olarak Tehlikeye Atma Suçu Nedir?
Trafik güvenliğini kasıtlı olarak tehlikeye atan kişiler, kara, deniz, hava veya demiryolu taşıma araçlarını insanların yaşamı, sağlığı veya mülkiyeti için tehlikeli olabilecek şekilde kullanmaları durumunda suç işlerler. Bu suçun cezası iki yıla kadar hapis cezasıdır.
Trafik Güvenliğini Kasıtlı Olarak Tehlikeye Atma Suçunun Cezası Nasıl Belirlenir?
Suçun cezası, mahkeme tarafından belirlenir ve ceza miktarı suçun ağırlığına, failin pişmanlığına ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Ceza hükmü, mahkeme tarafından açıklanıp açıklanmamak üzere değiştirilebilir.
Trafik Güvenliği Suçlarında Şikayete Gerek Var mıdır?
Hayır, trafik güvenliğini kasıtlı olarak tehlikeye atan suçlar, kişisel olarak yargılanır ve şikayete bağlı değildir. Bu suçlardan şikayetçi olmak zorunda değilsiniz. Fakat yargılama ve takip için şikayetçi olabilirsiniz.
Trafik Güvenliği Suçlarında Uzlaştırma Mümkün müdür?
Trafik güvenliği suçları, uzlaştırma sürecine tabi değildir. Bu suçlar, mahkemede bireysel olarak yargılanır ve uzlaşma yoluna gidilmez.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Nedir?
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), mahkemenin belirli koşulları yerine getiren suçlunun cezasını kaydetmeme kararıdır. Suçlu belirli bir süre boyunca yeni bir suç işlemezse, ceza kaydedilmez ve dava sonuçları ortadan kaldırılır. Fakat HAGB kurumuna 01.08.2024 itibariyle yeni düzenleme uygulanacaktır.