fbpx

Çocuk için Nafaka Davası

iştirak nafakası, çocuk nafakası, türk medeni kanunu, tmk, 182 madde, 2024; 2025; 2026

 

İçindekiler

Çocuk için Nafaka Davası

 

İştirak Nafakası Davası

TMK m. 329 ve ilgili hükümler, çocuğa fiilen bakan ebeveynin veya vasisinin çocuk için iştirak nafakası davası açma hakkını düzenlemektedir. Ayırt etme gücüne sahip çocuklar kendi adlarına dava açabilirler. Velayet hakkı ve fiili bakım durumu, iştirak nafakası davalarında önemli rol oynamaktadır. Erginliğe ulaşan çocukların nafaka talepleri, eğitim durumlarına göre değerlendirilmelidir.

Nafaka Davası Açma Yetkisi [TMK Md. 329]

Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 329, çocuğa bakım sağlayan anne veya babanın iştirak nafakası davası açma hakkını düzenlemektedir. Bu hükme göre, çocuğun velayeti altında olan ebeveyn, diğer ebeveynden çocuğun eğitim ve bakım giderleri için iştirak nafakası talep edebilir. Velayet hakkının her iki ebeveynden alınıp çocuğa bir vasi atanması durumunda ise, bu vasi nafaka davası açma yetkisine sahiptir. Ayrıca, TMK m. 329/2’ye göre, ayırt etme gücünden yoksun çocuklar adına, atanan kayyım veya vasi tarafından da nafaka davası açılabilir.

Çocuğun Kendi Adına Nafaka Davası Açma Hakkı [TMK 329/3]

TMK m. 329/3 uyarınca, ayırt etme gücüne sahip çocuklar kendi adlarına iştirak nafakası davası açabilirler. Bu hak, kişisel bir hak olduğundan, çocuğun bu davayı açmak için yasal temsilcisinden izin almasına gerek yoktur. Ancak, bazı görüşler, dava açmanın mali yükümlülükler getireceğini ve hak kaybına yol açabileceğini belirterek, tam ehliyetli olmayan çocukların yasal temsilcilerinden onay almaları gerektiğini savunmaktadır.

Evlilik Dışı Çocuklar ve Evlat Edinme Durumunda Nafaka Davası

Evlilik dışı doğan ve soybağı kurulan çocuklar için, velayeti kullanan ebeveyn diğer ebeveynden iştirak nafakası talep edebilir. Evlat edinme durumunda ise, aralarında anlaşmazlık çıkan evlatlık ve evlat edinen arasında, evlatlığa atanan kayyım evlat edinmeyen ebeveyne karşı nafaka davası açabilir.

Koruma Altındaki Çocukların Nafakası

2828 sayılı Türkiye Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu’nun 30. maddesine göre, koruma altındaki çocuklara bakan kurum, TMK hükümlerine göre iştirak nafakası davası açma hakkına sahiptir. Eğer çocuğun velayeti alınmış ve vasi atanmışsa, ancak anne ve baba çocuğun bakım ve eğitim giderlerini karşılayamıyorsa, bu giderler devlet tarafından üstlenilir. Sonradan ebeveynlerin ödeme gücü oluşursa, devlet masrafların geri ödenmesi için ebeveynlere karşı nafaka davası açabilir.

Velayet Hakkı ve İştirak Nafakası Davaları

İştirak nafakası talep edebilmek için velayet hakkının fiilen kullanılması gerekmektedir. Bu nedenle, iştirak nafakası davalarında davacının velayet hakkına sahip olup olmadığı ve bu hakkı fiilen kullanıp kullanmadığı incelenmelidir. Velayet hakkına sahip olmayan bir tarafın çocuğa fiilen bakması durumunda, iştirak nafakası talep edip edemeyeceği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.

Genel olarak, velayet hakkına sahip olmayan bir tarafın çocuğa fiilen bakması halinde, velayetin değiştirilmesi davası açmadan da iştirak nafakası talep edebileceği yönünde kararlar verilmektedir. Ancak, bazı içtihatlara göre, velayet hakkına sahip olmayan tarafın çocuğa bakması ahlaki bir görev olarak kabul edildiğinden, velayet hakkı değiştirilmeden iştirak nafakasına hükmedilmemektedir.

Erginliğe Ulaşan Çocukların İştirak Nafakası Davası

Çocuğun iştirak nafakası davası devam ederken erginliğe ulaşması durumunda, davanın çocuğun katılımıyla devam etmesi gerekmektedir. Erginliğe ulaşan çocuğun eğitimine devam etmesi halinde, eğitimi sona erene kadar anne ve babasından mali durumlarına göre nafaka talep edebilir. Bu durumda, davacı ergin olan çocuk olup, anne veya babanın diğer taraf adına nafaka talep etme hakkı bulunmamaktadır.

 

çocuk için nafaka davası, Türk Medeni Kanunu, TMK, 329; 2024; 2025; 2026
çocuk için nafaka davası, Türk Medeni Kanunu, TMK, 329; 2024;

 

İştirak Nafakası Davasında Davalı Taraf

İştirak nafakası davasında davalı, genellikle çocuğun bakım ve yetiştirilmesine maddi katkıda bulunmayan ebeveyndir. Bu durum, çocuğun velayetini elinde bulundurmayan ve ona fiilen bakmayan anne veya babayı kapsar.

Velayet Hakkı Olmayan Ebeveynin Durumu

Velayet hakkı kendisine verilmemiş ve çocuğa fiilen bakmayan ebeveyn, çocuğun yetiştirilmesi için gerekli giderlere katkıda bulunmakla yükümlüdür. Bu sebeple, bu ebeveyne karşı iştirak nafakası davası açılabilir. Eğer velayet hakkı hiçbir ebeveyne verilmemişse ve çocuk için bir vasi atanmışsa, vasi tarafından açılacak iştirak nafakası davasında davalılar, çocuğun annesi ve babası olacaktır.

Ayırt Etme Gücüne Sahip Çocuklar ve Devlet Tarafından Açılan Davalar

Ayırt etme gücüne sahip çocuklar tarafından açılacak iştirak nafakası davalarında da anne ve baba davalı konumundadır. Devlet veya çocuğa bakan bir kurum tarafından iştirak nafakası davası açılması durumunda ise, yine çocuğun anne ve babası davalı olarak belirlenir.

Tacir Ebeveynin İflası Durumu

Eğer iştirak nafakası ödemekle yükümlü olan ebeveyn bir tacir ise ve iflas etmişse, iştirak nafakası davası iflas idaresine karşı açılmalıdır. Davada davalı olarak iflas idaresi değil, iflas eden ebeveyn gösterilirse, iflas edenin kabulü iflas idaresini bağlamayacaktır.

Ergin Çocuğun Eğitimine Devam Etmesi Durumu

Çocuğun erginliğe ulaştıktan sonra eğitimine devam etmesi sebebiyle nafakanın devam etmesi durumunda, nafaka yükümlüsü olan ebeveynin nafakanın azaltılması veya kaldırılması talebiyle açacağı davalarda davalı, ergin olan müşterek çocuk olacaktır.

İştirak Nafakası Davalarında Yargılama Usulü

Basit Yargılama Usulüne Tabi Olma

İştirak nafakası davaları, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 316 uyarınca basit yargılama usulüne tabidir. Bu çerçevede, davalı, dava dilekçesinin tebliğinden itibaren iki hafta içinde cevap dilekçesi sunmalıdır. Taraflar, dilekçelerinde delillerini açıkça belirtmeli, ellerindeki delilleri sunmalı ve başka yerden getirilmesi gereken deliller hakkında gerekli bilgileri vermelidir.

Cevap Dilekçesi ve İddia/Savunmanın Genişletilmesi

Cevap dilekçesinin sunulmasından sonra, tarafların cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi vermeleri mümkün değildir (HMK m. 317/3). Bu nedenle, nafaka davalarında, iddia genişletme veya değiştirme yasağı dava açıldığı anda, savunma genişletme ve değiştirme yasağı ise cevap dilekçesi mahkemeye sunulduğu anda başlar.

Ancak, boşanma davasının bir parçası olarak iştirak nafakası talep edilmesi durumunda, iddia/savunmayı genişletme ve değiştirme yasağının özel bir istisnası bulunur. Boşanma davasında dilekçe aşamasında iştirak nafakası talep edilmese bile, daha sonra talep edilebilir.

Yazılı Yargılama Usulü

Basit yargılama usulünde özel bir düzenleme bulunmadığı durumlarda, yazılı yargılama usulüne ait kurallar uygulanır (HMK m. 322).

Duruşma Yapılması ve Karar Verme

HMK m. 320 uyarınca, basit yargılama usulünde mahkeme mümkün olduğu hallerde duruşma açmadan dosya üzerinden karar vermeli, ancak nafaka davalarında tarafların hukuki dinlenilme hakkına ve delillerin incelenmesine özel dikkat gösterilmelidir. Özellikle, davacının cevaba cevap dilekçesi hakkı olmadığından, duruşma yapılması önemlidir. İştirak nafakası davasında, tarafların duruşmaya davet edilmesi gereklidir.

Duruşma Sayısı ve Süresi

Kural olarak, iştirak nafakası davası ön duruşma hariç iki duruşmada tamamlanır ve duruşmalar arasında bir aydan fazla süre olamaz. Ancak, zorunlu hallerde bir aydan uzun süre aralıklarla duruşma yapılabilir ve ikiden fazla duruşma gerçekleştirilebilir (HMK m. 320/3).

Adli Tatilde Görülebilme

HMK m. 103/1-b hükmüne göre, her türlü nafaka davası, dolayısıyla iştirak nafakası davası adli tatilde de görülebilir.

İştirak Nafakası Davalarında İspat Yükü

Genel İspat Yükü İlkesi

Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 6’ya göre, taraflar kendi haklarını dayandırdıkları olguları ispatlamakla yükümlüdürler. Bu nedenle, iştirak nafakası davalarında genel olarak ispat yükü davacıdadır.

Davacının İspat Yükü

İştirak nafakası davasında, özellikle davalının gelir durumunun iyi olduğunun ispatı davacıya aittir. Ancak çocuğun velayet hakkına sahip olmayan ebeveynin, çocuğun yetiştirilmesi için gerekli giderlere katılması zorunlu olduğundan, hakim iştirak nafakasına kendiliğinden karar verebilir.

Hakimin Rolü ve Delil Toplama

Hükmedilecek iştirak nafakasının adil bir şekilde belirlenebilmesi için hakimin tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını araştırması ve tespit etmesi gerekmektedir. Hakim, tarafların sunduğu delilleri inceleyebilir ve ayrıca kendisi de delil toplayabilir. İştirak nafakasının kamu düzeniyle ilgili olması ve çocuğun üstün yararının gözetilmesi gerekliliği göz önünde bulundurulduğunda, hakim HMK m. 25/2’nin aksine kendiliğinden delil toplayabilir.

Delil Türleri

İştirak nafakası davasında tanık, bilirkişi ve keşif gibi çeşitli delil türlerinden yararlanılabilir. Ancak, tarafların gerçek ekonomik ve sosyal durumlarının ortaya çıkarılması için genellikle sadece beyanlara dayanmak yeterli olmamaktadır.

Nafakanın Değiştirilmesi ve Kaldırılması

İştirak nafakasının miktarının değiştirilmesi ve kaldırılması davalarında, davacının durumun değiştiğini ispat etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Özellikle iştirak nafakasının azaltılması veya kaldırılması davasında, nafaka yükümlüsü olan davacının mali durumunda önemli bir değişiklik olduğunu ispat etmesi gerekmektedir.

Hüküm Verme

Son Beyanlar ve Karar Verme

Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 321/1’e göre, tahkikat aşamasının sonunda hakim, tarafların son beyanlarını dinler ve yargılamanın sona erdiğini ilan eder. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir (HMK m. 294/2).

Hükmün Unsurları

Hükmün, HMK m. 297’de belirtilen unsurları içermesi gerekmektedir. Hükmün sonuç bölümünde, taraflara tanınan hak ve borçların net ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirtilmesi gerekmektedir. İştirak nafakasına hükmedildiği, nafaka alacaklısının kim olduğu ve nafaka miktarının ne kadar olduğu hükümden açıkça anlaşılmalıdır.

Çocuk Sayısı ve Nafaka Başlangıç Tarihi

Birden fazla müşterek çocuk varsa, her bir çocuk için ayrı iştirak nafakasına hükmedilmelidir. Ayrıca, nafakanın başlangıç veya kaldırılma tarihinin belirgin olması gerekmektedir.

İnfaz Edilebilirlik

Hüküm infaz edilebilir olmalıdır. İştirak nafakasına hükmedilirken ayrı alacak kalemleri belirtilmemeli, çocuğun tüm ihtiyaçları nafaka kapsamına alınarak miktarı belirlenmelidir. İştirak nafakası hükmü, edaya ilişkin olmalıdır; tespit kararı verilemez.

Davanın Konusuz Kalması

Esas Hakkında Karar Verilmesine Yer Olmaması

Bir davanın konusuz kalması durumunda, hakim, davanın konusuz kalmasından dolayı esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verir. İştirak nafakası davası, çeşitli nedenlerle konusuz kalabilir, örneğin taraflardan birinin ölümü, gaiplik kararı veya çocuğun erginliğe ulaşması gibi.

Yargılama Giderleri

Davanın konusuz kalması durumunda yargılama giderleri hakkında da karar verilmesi gerekmektedir. İştirak nafakası davasında, davanın sonradan konusuz kalması halinde hakim, HMK m. 331/1 hükmünden yola çıkarak, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılığına göre karar verecektir. Eğer dava devam etmiş olsaydı kimin aleyhine karar verileceği belirlenemiyorsa, haksız olan tarafı tespit etmek için yargılamaya devam edilmesi gerekebilir.

İştirak Nafakası Davalarında Harç ve Yargılama Giderleri

Harç

Boşanma Davası Eki Olarak İstenmesi

İştirak nafakası, boşanma davasının bir eki olarak talep edildiğinde, ayrı bir harç ödenmesi gerekmez. Bu durumda, boşanma davası için ödenen başvuru harcı ve maktu karar ile ilam harcı yeterlidir.

Bağımsız Davada İstenmesi

İştirak nafakası bağımsız bir dava olarak talep edildiğinde, başvurma harcı ve nispi karar ile ilam harcının dörtte biri peşin olarak ödenmelidir. Nispi karar ve ilam harcı, istenilen nafakanın bir yıllık tutarı üzerinden hesaplanır.

Miktarının Değiştirilmesi veya Kaldırılması

İştirak nafakasının miktarının değiştirilmesi veya kaldırılması durumunda, değiştirilen miktar üzerinden bir yıllık nafaka tutarına göre harç alınır.

Yargılama Giderleri ve Vekalet Ücreti

Yargılama Giderlerinin Sorumluluğu

Yargılama giderleri genellikle aleyhine karar verilen taraftan alınır. İştirak nafakası davalarında da bu kural geçerlidir. Ancak, iki tarafın da kısmen haklı çıkması durumunda yargılama giderleri tarafların haklılık oranına göre paylaştırılabilir.

Vekalet Ücreti

Lehine karar verilen tarafın vekille temsil edilmesi halinde, yargılama giderleriyle birlikte vekalet ücreti de verilir. İştirak nafakası davasında hakim, vekalet ücretine kendiliğinden hükmeder. Bağımsız olarak açılan iştirak nafakası davasında vekalet ücreti, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenir.

Miktarının Değiştirilmesi Talepli Davalarda Vekalet Ücreti

İştirak nafakasının miktarının değiştirilmesi talepli davalarda, artırılan veya azaltılan miktar üzerinden hesaplanan bir yıllık nafaka tutarına göre vekalet ücreti belirlenir.

İştirak Nafakası Davasının Kısmen Kabulü

Bağımsız olarak açılan iştirak nafakası davasının kısmen kabul edilmesi durumunda, vekalet ücreti kabul edilen kısmın bir yıllık miktarı üzerinden hesaplanır. Reddedilen miktar için davalı tarafa vekalet ücreti verilmez.

İştirak Nafakası Davasının Konusuz Kalması

İştirak nafakası davasının konusuz kalması gibi durumlarda, ön inceleme tutanağı imzalanana kadar vekalet ücretinin yarısına, imzalandıktan sonra ise tamamına hükmedilir.

İştirak Nafakasında Kanun Yolu: İstinaf ve Temyiz

İstinaf

Tanım ve Uygulama

İstinaf, ilk derece mahkemelerinin verdiği nihai kararların ikinci derece yargılamada, olaya, kanuna ve usule uygunluğunun denetlenmesi sürecidir. Ancak her nihai karar için istinaf yoluna başvurulamaz. HMK m. 341/2’ye göre, miktar ve malvarlığına ilişkin davalarda belirli bir parasal sınırın aşılması gerekmektedir. Bu sınır her yıl yeniden değerleme oranına göre güncellenir.

Parasal Sınır

2023 yılı için istinaf parasal sınırı 17.830,00 TL olarak belirlenmiştir. Bağımsız olarak açılan nafaka davalarında ve iştirak nafakasının artırılması veya azaltılması davalarında, istinaf yoluna başvurabilmek için bu parasal sınırın aşılması gerekmektedir.

Temyiz

Tanım ve Uygulama

Temyiz, bölge adliye mahkemelerince verilen kararların Yargıtay tarafından sadece hukuka uygunluk açısından denetlenmesi sürecidir. HMK m. 362’ye göre, nafaka kararları temyiz edilebilir kararlar arasında yer almaktadır.

Parasal Sınır

2023 yılı için temyiz parasal sınırı 238.730,00 TL olarak belirlenmiştir. Bağımsız olarak açılan nafaka davalarında ve nafakanın miktarının değiştirilmesi davalarında, temyiz yoluna başvurabilmek için bu parasal sınırın aşılması gerekmektedir. Boşanma davasının eki olarak verilmiş iştirak nafakası kararları için ise temyizde parasal sınır aranmamaktadır.

İştirak Nafakasında Arabuluculuk

Uyuşmazlık Çözüm Yolları

Günümüzde uyuşmazlık çözüm yöntemleri, yargılama sonucu uyuşmazlığın çözülmesi ve yargılama yapılmadan uyuşmazlığın çözülmesi olmak üzere iki ana kategoriye ayrılmaktadır. Mahkemeler aracılığıyla gerçekleştirilen yargılama sürecinin bazı dezavantajları nedeniyle, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri geliştirilmiştir.

Arabuluculuk Tanımı

Arabuluculuk, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na göre, tarafları bir araya getiren, onların anlaşmalarını ve çözümlerini kendilerinin üretmelerini sağlayan, gerekirse çözüm önerisi de sunabilen, uzmanlık eğitimi almış tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve isteğe bağlı olarak yürütülen bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir.

İştirak Nafakası ve Arabuluculuk

Aile hukuku bağlamında, özellikle boşanmanın sonuçlarından biri olan iştirak nafakasının arabuluculuk yoluyla çözülebilirliği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı görüşlere göre, iştirak nafakası arabuluculuğa elverişli bir konudur, çünkü bu konuda aksini düzenleyen bir hüküm bulunmamaktadır.

Akkaya gibi bazı uzmanlar ise, çocuğun menfaatlerini ilgilendiren konuların (velayet ve iştirak nafakası gibi) tarafların serbestçe tasarruf edebileceği konular olmamasına rağmen, arabuluculuğun eşler arasındaki iletişimin kurulabilmesi ve çocuğun boşanmadan daha az etkilenmesi amacıyla kullanılabileceğini savunmaktadır.

Önemli Linkler

Sıkça Sorulan Sorular

Çocuk İçin Nafaka Davası Nasıl Açılır?

Çocuk için nafaka davası açmak için, öncelikle bir avukata danışmak faydalı olacaktır. Avukatınız, dava dilekçesini hazırlayarak ilgili aile mahkemesine sunacaktır. Dilekçede, çocuğun ihtiyaçları, ebeveynlerin mali durumları ve talep edilen nafaka miktarı gibi bilgiler yer almalıdır. Dava süreci boyunca, çocuğun menfaatleri gözetilerek adil bir nafaka miktarının belirlenmesi amaçlanır.

İştirak Nafakası ve Çocuk İçin Nafakanın Farkı Nedir?

İştirak nafakası, boşanmış veya ayrı yaşayan ebeveynlerden birinin, çocuğun bakımı, eğitimi ve genel ihtiyaçları için diğer ebeveyne ödemesi gereken maddi destektir. Çocuk için nafaka ise genellikle aynı anlama gelir ve çocuğun maddi ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılır. İştirak nafakası, çocuğun velayetini almayan ebeveyne ödenirken, çocuk için nafaka terimi daha genel bir kullanıma sahiptir.

Çocuk İçin Nafakayı Aldığımda, Harcamaları Belgelemem Gerekiyor Mu?

Çocuk için alınan nafakanın nasıl harcandığının belgelenmesi genellikle gerekli değildir. Ancak, ebeveynler arasında anlaşmazlık çıkması durumunda veya nafaka miktarının değiştirilmesi talep edildiğinde, harcamaların nasıl yapıldığını gösteren belgeler faydalı olabilir. Bu nedenle, nafaka ile yapılan önemli harcamaların faturalarını veya makbuzlarını saklamak iyi bir uygulama olabilir.

Call Now Button+90 506 718 39 25