fbpx

Uluslararası Savaş Hukuku

 

İçindekiler

Uluslararası Savaş Hukuku (Uluslararası İnsancıl Hukuk)

 

Uluslararası Savaş Hukuku (ya da diğer adıyla Uluslararası Insancıl Hukuk), devletler arasındaki silahlı çatışmalar sırasında uygulanan hukuki kuralları ve prensipleri düzenleyen bir hukuk dalıdır. Bu hukukun temel amaçları, savaşın insan ve mal kayıplarını minimize etmek, insan haklarını korumak ve savaşın etkilerini sınırlamaktır. Bu konuda bazı prensipler ön plana çıkmaktadır:

  1. Ayrım İlkesi: Askeri hedefler ile sivil hedefler arasında ayrım yapılmalıdır. Askeri operasyonlar, sivillere ve sivil altyapıya zarar vermemeye yönelik olmalıdır.
  2. Orantılılık İlkesi: Askeri güç kullanımı orantılı olmalıdır. Aşırı veya gereksiz şiddet kullanmak yasaktır. Hedefe ulaşmak için gereken askeri hareketle orantısız zarara yol açmak yasaktır.
  3. Savaş Esirleri ve Sivil Mahkumlar: Savaş esirleri ve sivil mahkumlar, insan haklarına saygı gösterilerek tutulmalı ve kötü muamele görmemelidir.
  4. Kimyasal ve Biyolojik Silahların Yasaklanması: Uluslararası anlaşmalarla kimyasal ve biyolojik silahların kullanımı yasaklanmıştır.
  5. Silahsızlanma ve Barış Görüşmeleri: Savaşın sona erdirilmesi için barış görüşmeleri ve silahsızlanma anlaşmaları yapılmalıdır. Savaşın sonlandırılmasına ve barışın sağlanmasına yönelik hukuki düzenlemeler vardır.

Uluslararası Savaş Hukuku, Cenevre Sözleşmeleri ve 1907 Lahey Kuralları gibi uluslararası anlaşmalarla güçlendirilmiştir. Bu hukuk dalı, savaşın etkilerini sınırlayarak insanları ve mülkiyeti korumayı amaçlar ve savaş suçları işleyenlerin uluslararası ceza mahkemeleri önünde yargılanmasını sağlar.

 

uluslararası savaş hukuku, filistin, israil, ukrayna, rusya, 2023, 2024, 2025
Uluslararası Savaş Hukuku, 2023

 

Savaş Hukukunun Temel Prensipleri

Savaş hukuku, insancıl hukukun temel ilkelerini yansıtan bir dizi kural içerir. Bu kurallar, savaş sırasında askeri faaliyetlerin düzenlenmesi ve savaşın etkilerinin sınırlanması için oluşturulmuştur. İşte bu prensiplerin bazıları:

Askeri Gereklilik İlkesi

Askeri gereklilik ilkesi, savaş sırasında askeri hareketlerin askeri amaçlarla sınırlı olması gerektiğini vurgular. Savaşan taraflar, sivil nüfusa veya sivil altyapıya gereksiz zarar vermemeye ve sivilleri korumaya özel önem vermelidir.

Gereksiz Acı ve İstismarın Önlenmesi İlkesi

Savaşın yürütülmesi sırasında, düşmanın eline geçen esirler, yaralılar ve sivil halk insanca muamele görmelidir. Kötü muamele, işkence veya insanlık dışı davranışlar kabul edilemez.

Orantılılık İlkesi

Orantılılık ilkesi, silahlı kuvvet kullanımının orantılı olmasını gerektirir. Savaşan taraflar, hedeflerine ulaşmak için gereken askeri hareketle orantısız zarara yol açmamalıdır.

Savaş Hukukunun Kısıtlamaları

Savaş hukuku, çeşitli kısıtlamalar içerir, bu kısıtlamalar çeşitli alanlarda savaşın etkilerini sınırlar ve insancıl bir yaklaşımı teşvik eder. Bu kısıtlamaları şu ana başlıklar altında toplayabiliriz:

Savaşın Önlenmesi ile İlgili Kısıtlamalar

Savaşın önlenmesi, birincil hedeflerden biridir. Diplomatik çözüm yolları, barış görüşmeleri ve uluslararası anlaşmalar, savaşın önlenmesine yönelik kısıtlamaların bir parçasını oluşturur.

Silahlı Kuvvetlerin Çatışmaları Yürütmesi ile İlgili Kısıtlamalar

Silahlı kuvvetlerin çatışmaları yürütmesi sırasında belirli kısıtlamalar vardır. Sivil nüfus ve sivil altyapının korunması, savaşan tarafların sorumlulukları arasında yer alır.

Savaş Sırasında Sivil Kişilerin Davranışları ile İlgili Kısıtlamalar

Sivil kişilerin davranışları, savaşın yürütülmesi sırasında belirli kısıtlamalara tabidir. Savaş sırasında sivil nüfusun korunması ve insanca muamele görmesi önemlidir.

Savaş Sırasında Savaşanların Davranışları ile İlgili Kısıtlamalar

Savaşan tarafların davranışları da belirli kurallara tabidir. İşkence, kötü muamele veya savaş suçları kabul edilemez.

Başta Savaş Mağdurları Olmak Üzere, Kişilere ve Mallara Karşı Yapılacak İşlemler ile İlgili Kısıtlamalar

Savaş sırasında kişilere ve mallara yönelik işlemler sınırlamalara tabidir. Sivil halkın korunması ve malların zarar görmemesi önemlidir.

İşgal Edilen Toprakların Yönetimi ile İlgili Kısıtlamalar

İşgal edilen toprakların yönetimi, savaş hukukunun bir parçasını oluşturur. İşgalci güçler, işgal edilen topraklarda yerel nüfusu korumakla yükümlüdür.

Savaşan Devletler ile Tarafsız Devletler Arasındaki İlişkilere İlişkin Kısıtlamalar

Savaşan devletler ile tarafsız devletler arasındaki ilişkilere yönelik kısıtlamalar, tarafsızlık ilkesini koruma amacını taşır. Tarafsız devletlerin çatışmalara karışmaması teşvik edilir.

İnsancıl Hukukun Ayrımı ve Bağımsızlık İlkesi

Savaş hukukunun uygulanması, kuvvet kullanmanın hukuka uygunluğu ve savaşın yürütülmesi sırasında seçilen hedef, araç ve yöntemlerin hukuka uygunluğu arasında ayrım yapmayı gerektirir. Bu ayrım, insancıl hukukun ayrım ve bağımsızlık ilkesi altında ele alınır.

Kuvvete Başvurmanın Hukuka Uygunluğu ve Çatışma Kurallarının Uygulanması Arasındaki Ayrım

Kuvvet kullanmanın hukuka uygunluğu (jus ad bellum) ile silahlı kuvvet kullanımı sırasında uygulanması gereken çatışma kuralları (jus in bello) arasındaki ayrım açıklanır.

Savaş Hukukunun Bağımsızlık İlkesi

Savaş hukuku, savaşan tarafların bağımsızlığını ve egemenliklerini koruma hakkını tanır. Bağımsızlık ilkesi, savaşın yürütülmesi sırasında bir devletin iç işlerine müdahale edilmemesini vurgular. Savaşan devletler arasında karşılıklı saygı ve bağımsızlık ilkesine saygı duyulması esastır.

Savaş Hukukunun Amaçları

Savaş hukukunun temel amacı, savaşın sebep olduğu insanlık dışı uygulamaları en aza indirmektir. Bu amaç doğrultusunda savaş hukuku kurallarının uygulanması gerekmektedir.

Savaşın İnsanlık Dışı Etkilerini En Aza İndirme

Savaş hukuku, sivil nüfusun ve savaş mağdurlarının korunmasını ve savaşın yıkıcı etkilerinin minimize edilmesini amaçlar. Savaş sırasında acı ve ızdırapın en aza indirilmesi hedeflenir.

Savaş Hukuku İlkelerinin Uygulanması ve Önemi

Savaş hukuku ilkelerinin uygulanması, uluslararası toplumun istikrarını ve insan haklarını korumayı hedefler. Savaşın düzenlenmesi ve etkilerinin sınırlanması, savaş hukukunun önemini vurgular.

Savaş Hukukunun Uygulanması ve Cezasızlık Sorunu

Uygulamada, savaşan tarafların savaş hukuku kurallarına aykırı davrandığı ve bu aykırılıkların cezasız kaldığı sıkça görülmektedir. Ancak, bu kuralların büyük bir bölümüne uyulduğuna da rastlanmaktadır. Savaş hukukunun ihlal edildiği durumlarda, savaştan sonra tazminat ödenmesi ve savaş suçlularının yargılanıp cezalandırılması gibi müeyyideler gündeme gelebilir.

“Haklı Savaş” Kavramı ve Devlet Sorumluluğu

Uluslararası hukuk doktrini tarafından uzun süre tartışılan “haklı savaş” kavramı, aslında devletlerin uluslararası hukuku ihlal etmeleri durumunda ihlali sona erdirme ve ihlalciyi cezalandırma hakkını ifade etmektedir. Bu bağlamda, silahlı kuvvet kullanımı devletin sorumluluğunu gündeme getirir. Ancak, 1945’ten sonra oluşturulan yeni dünya düzeni ile tüm devletlerin uluslararası hukuk ihlallerine karşı silahlı kuvvet kullanma hakkı ortadan kaldırılmıştır.

Savaş Hukukunun Kapsamı ve Uygulanabilirliği

Savaş hukuku, tüm savaşlar için geçerli olan kuralları düzenler ve savaşan ülkeler arasındaki ilişkileri ve bireylerin haklarını belirler. Ayrıca, savaş hukuku, askeri eylemleri ve insanlık gereksinimlerini uzlaştırmayı amaçlar.

Silahlı Çatışma ve İç Gerginliklerin Savaş Hukukuyla İlişkisi

Savaş hukuku, silahlı çatışma derecesine ulaşmayan sokak hareketleri, terörizm, eşkıyalık, iç gerginlikler ve karışıklıklar gibi uluslararası nitelik taşımayan silahlı çatışmaları kapsamaz. Bu tür durumlar, sivil halkın korunması ve uluslararası hukukun ihlal edilmemesi gerektiğini vurgular.

Savaş Hukukunun Askeri Hedefler ve Sivil Nüfusun Korunması

Uluslararası hukuka göre, silahlı çatışma sırasında askeri hedeflerin belirlenmesi önemlidir. Sivil halka, bina ve mallara saldırılması yasaktır ve savaş suçu teşkil eder. Ancak bazı istisnai durumlarda sivil halka, bina ve mallara saldırılması mümkün görülebilir. Bu kurallar, sivil nüfusun korunmasını vurgular.

Uluslararası Lahey ve Cenevre Sözleşmelerinin Birlikte Gelişimi

Bu tablo, Cenevre ve Lahey Sözleşmeleri’nin ana gelişim aşamalarını ve her birinin ele aldığı konuları göstermektedir. Her iki sözleşme, savaşın yürütülmesi sırasında insanların korunmasını ve uluslararası hukukun bir parçası olarak uluslararası normları yansıtmaktadır.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi Temel İlkeleri

İlke 1: Sivil ve Çatışma Dışı Kişilerin Korunması

Sivil ve çatışma dışı kalan kişilerin hayatlarına, bedensel ve ruhsal bütünlüklerine saygı gösterilmelidir. Herhangi bir durumda, bu kişilere insanca muamele sağlanmalıdır. Herhangi bir olumsuz ayrım yapılmamalıdır.

İlke 2: Teslim Olan veya Çatışma Dışında Olan Düşmanların Korunması

Teslim olan veya çatışma dışında olan bir düşmanın öldürülmesi veya ona zarar verilmesi yasaktır.

İlke 3: Yaralı ve Hasta Kişilerin Korunması

Yaralı ve hasta kişiler, çatışmanın tarafları tarafından toplanmalı ve tedavi edilmelidir. Bu koruma, sağlık personeli, kurumları, araçları ve malzemeleri içerir. Kızılhaç ve Kızılay işareti bu korumayı simgeler ve saygı gösterilmelidir.

İlke 4: Yakalanan Savaşçılar ve Karşı Tarafın Sivillerinin Korunması

Yakalanan savaşçılar ve karşı tarafın otoritesi altındaki sivillerin hayatlarına, onurlarına, kişisel haklarına ve inançlarına saygı gösterilmelidir. Bu kişiler şiddet ve zarardan korunmalıdır ve aileleriyle haberleşme ve yardım alma haklarına sahiptirler.

İlke 5: Temel Adli Güvenceler ve İşkenceye Karşı Koruma

Herkes temel adli güvencelere sahiptir ve hiç kimse yapmadığı bir fiil için sorumlu tutulamaz. Maddi veya manevi işkenceye, bedensel eziyete veya aşağılayıcı muameleye tabi tutulmamalıdır.

İlke 6: Savaş Yöntem ve Araçlarının Sınırlanması

Çatışmanın tarafları ve silahlı kuvvetleri, savaş yöntemleri ve araçları konusunda sınırlamalara uymalıdır. Gereksiz kayıplara veya aşırı zararlara neden olabilecek savaş yöntemleri ve araçlarının kullanımı yasaktır.

İlke 7: Sivil Halkın ve Mülkiyetin Korunması

Çatışmanın tarafları, sivil halkı ve mülkiyeti korumak amacıyla sivil halkı savaşçılardan her zaman ayırmalıdır. Sivil halk ve sivil kişiler saldırı hedefi olamaz, saldırılar sadece askeri hedeflere yönlendirilmelidir.

Bu temel ilkeler, sivil ve çatışma dışı kişilerin korunmasını vurgulayan uluslararası hukukun önemli bir bileşenini oluşturur.

1949 Tarihli Cenevre Sözleşmeleri

Uluslararası nitelik taşımayan silahlı çatışmaların hukuki statüsü, insancıl hukuk kurallarının uygulanmasını gerektirir. 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri’nin ortak 3. maddesi, bir devletin ülkesinde uluslararası nitelik taşımayan bir silahlı çatışmanın patlak vermesi durumunda, çatışma taraflarının temel insancıl hukuk kurallarını uygulamalarını öngörmektedir. Bu madde, 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri’nde yer alan ve evrensel insanlık değerlerini koruma amacını taşıyan temel ilkelerin her türlü durumda geçerli olmasını sağlar.

Ortak 3. Maddenin Kapsamı ve Korunan Kişiler

Bu madde, belirli kişilere kesinlikle yapılmaması gereken olumsuz eylemleri yasaklar. Korunan kişiler şunlardır:

  1. Çatışmalara doğrudan katılmayan kişiler.
  2. Silahlarını bırakmış olan kişiler.
  3. Hastalık, yaralanma, tutuklanma veya başka nedenlerle çatışma dışı kalmış kişiler.

Bu kişilere karşı yapılması kesinlikle yasaklanan ve savaş suçu teşkil eden eylemler şunlardır:

  1. Kişinin hayatına, vücut bütünlüğüne veya onuruna yönelik her türlü saldırı, işkence ve kötü muamele.
  2. Rehin alma.
  3. Hukuka uygun şekilde kurulmayan ve işletilmeyen mahkemelerce verilen mahkumiyet kararlarının infazı.

Cenevre Sözleşmeleri’nin Kapsamı ve Uygulanabilirlik

Cenevre Sözleşmeleri ile sadece en temel insancıl amaçlara yönelik yükümlülükler öngörülür. Bu madde, özellikle uluslararası nitelik taşımayan silahlı çatışmalarda ele geçirilen hükümet karşıtı kuvvetlerin mensuplarına savaş tutsağı muamelesi yapılmasını zorunlu kılmaz. İlgili devletin ulusal mevzuatı tek başına uygulanır. Ancak iç güvenlik operasyonları, iç sorunların bastırılması veya ayaklanmanın kontrol altına alınması amaçlarına hizmet etse bile, bu maddenin yükümlülüklerinden kaçınmaya izin vermez.

1977 tarihli 2 Nolu Ek Protokol ve İnsancıl Hukuk

1977 tarihli 2 Nolu Ek Protokol, uluslararası nitelik taşımayan silahlı çatışmalarda aşağıdaki üç temel amaca yönelik düzenlemeler içerir:

  1. Herkesin insanca muamele görmesi.
  2. Yaralıların, hastaların ve deniz kazasına uğrayanların özel korunması.
  3. Sivil halkın askeri operasyonlardan korunması.

Bu protokol, insancıl hukukun güncel gelişmeleri ile sivil ve çatışma dışı kalan kişilerin daha etkili bir şekilde korunmasını hedefler.

Uluslararası Lahey ve Cenevre Sözleşmelerinin Birlikte Gelişimi

Bu tablo, Cenevre ve Lahey Sözleşmeleri’nin ana gelişim aşamalarını ve her birinin ele aldığı konuları göstermektedir. Her iki sözleşme, savaşın yürütülmesi sırasında insanların korunmasını ve uluslararası hukukun bir parçası olarak uluslararası normları yansıtmaktadır.

Tarih Sözleşme Adı Açıklama
1864 I. Cenevre Sözleşmeleri Yaralıların ve hastaların sahadaki bakımını düzenledi.
1899 I. Lahey Sözleşmeleri Uluslararası hukuku ve savaşın yasal kurallarını düzenledi.
1906 II. Cenevre Sözleşmeleri Savaş sırasında yaralıların ve hastaların tedavi edilmesini ve savaş esirlerinin muamelesini ele aldı.
1907 II. Lahey Sözleşmeleri İlk Lahey Sözleşmelerini güncelledi ve yeni düzenlemeler getirdi.
1929 III. Cenevre Sözleşmeleri Deniz savaşları için yeni kurallar ve savaş esirlerinin muamelesini daha ayrıntılı düzenledi.
1928 Lahey Barış Hakları Sözleşmesi Savaşta sivillerin ve askeri olmayanların korunmasını vurguladı.
1949 IV. Cenevre Sözleşmeleri İlk Cenevre Sözleşmelerini güncelledi, savaş sırasında yaralıların ve hastaların korunmasını, savaş esirlerinin muamelesini ve sivillerin korunmasını ele aldı.
1949 I. Ek Protokol (I. Cenevre Ek Protokolü) Cenevre Sözleşmeleri’ni genişleterek, sivil halkın korunmasını daha da güçlendirdi.
1977 II. Ek Protokol (II. Cenevre Ek Protokolü) Cenevre Sözleşmeleri’ni daha da geliştirerek, savaşın yürütülmesi sırasında sivillerin ve askeri olmayanların korunmasını vurguladı.
1954 Kültürel Varlıkların Korunması Savaş sırasında kültürel varlıkların korunmasına odaklandı.
1976 Denizaltılar için Lahey Protokolü Denizaltıların uluslararası suları serbestçe geçişini düzenledi.
1980 Lahey Sivil Havacılık Sözleşmesi Sivil havacılığa odaklandı ve savaş sırasında sivil uçuşların korunmasını sağladı.

Sonuç

Uluslararası nitelik taşımayan silahlı çatışmalar, ilgili devletlerin uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları sözleşmelerinin olağanüstü durumlarla ilgili hükümlerini bir arada ve birbirlerini tamamlayacak şekilde uygulamalarını gerektirir. Bu özel hükümler dışındaki alanlarda, barış zamanı hükümleri, devletlerin ulusal mevzuatı aracılığıyla uygulanmalıdır.

Savaş Suçları ve İhlalleri

Savaş sırasında belirli kurallara uyulması gerektiği ve bu kurallara aykırı davranışların savaş suçu teşkil ettiği uzun yıllardır kabul edilmiştir. Savaş suçları genellikle uluslararası hukuku ve sözleşmeleri ihlal eden eylemlerden oluşur. Bu eylemler işgal altındaki ülkelerde sivil halkın öldürülmesi, kötü muameleye tabi tutulması veya zorla çalıştırılması, savaş esirlerinin öldürülmesi veya kötü muameleye tabi tutulması, rehinelerin öldürülmesi, kamu ve özel mülklerin yağmalanması, gereksiz yere şehirlerin tahrip edilmesi gibi eylemleri içerir.

Savaş suçları, uluslararası hukukta hem adet hukuku hem de sözleşmeler tarafından düzenlenen savaşın yürütülmesini denetleyen kuralların ihlali anlamına gelir. Bu tür suçlar, savaşın insanlık normlarına uygun bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla oluşturulmuş kuralların ihlali olduğu için büyük ciddiyetle ele alınmalıdır.

Önemli Linkler

Sıkça Sorulan Sorular

Uluslararası nitelik taşımayan silahlı çatışma nedir?

Uluslararası nitelik taşımayan silahlı çatışma, devletler arası bir savaşın meydana gelmediği, ancak silahlı çatışmaların yaşandığı durumları ifade eder. Bu tür çatışmalar uluslararası hukukta savaş hukuku ve insancıl hukuk kurallarını etkiler.

Savaş suçları nedir?

Savaş suçları, savaşın yürütülmesini düzenleyen uluslararası hukuk kurallarının ihlali anlamına gelir. Bu suçlar, işgal altındaki bölgelerde sivil halkın öldürülmesi, savaş esirlerine kötü muamele, sivil mülklerin yağmalanması gibi eylemleri içerir.

Savaş suçlarının cezalandırılması nasıl sağlanır?

Savaş suçlarının cezalandırılması için uluslararası mahkemeler, ulusal mahkemeler veya özel ceza yasaları kullanılabilir. Savaş suçları, insanlık suçları veya soykırım gibi ciddi suçlar olarak kabul edilir ve cezasız bırakılmamalıdır.

Silahlı çatışmalarda sivil halkın korunması neden önemlidir?

Sivil halkın korunması, silahlı çatışmalarda en önemli amaçlardan biridir. Sivil halkın korunması, insancıl hukukun temel prensiplerinden biridir ve sivillere zarar gelmemesi için önlem alınmasını gerektirir. Savaş suçları, sivil halka yönelik saldırıları cezalandırır.

Savaş sırasında sivil halka saldırılar neden yasaklanmıştır?

Savaş sırasında sivil halka saldırılar, insancıl hukuk kuralları tarafından yasaklanmıştır çünkü sivil halkın korunması insanlık değerlerinin bir gereğidir. Sivillere zarar verilmesi, savaşın yürütülmesi sırasında gereksiz acı ve ızdırapın önlenmesini amaçlar.

Uluslararası hukuk ve insan hakları hukuku arasındaki ilişki nedir?

Uluslararası hukuk ve insan hakları hukuku, silahlı çatışma durumları da dahil olmak üzere birbirini tamamlayan hukuki düzenlemelerdir. Uluslararası hukuk, savaşın yürütülmesi sırasındaki kuralları düzenlerken, insan hakları hukuku ise sivil hakları ve kişisel güvenceleri korur. Silahlı çatışmalar sırasında her iki hukuk alanı da uygulanmalıdır.

Call Now Button+90 506 718 39 25