fbpx

Rüşvet Suçu [TCK md. 252]

kara para aklama

 

Rüşvet Suçu, Rüşvet Alma Suçu, Rüşvet Verme Suçu Tanımları

 

Rüşvet suçu, birey, toplum ve devletin korunmasını amaçlayan önemli bir hukuki düzenlemeye sahiptir. Bu suç, toplum düzenini ve devlet işleyişini bozarak kamu idaresinin güvenilirliğini zedeler. Rüşvet suçuyla korunan hukuki yarar, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda vurgulanan devletin tarafsız, objektif, dürüst ve eşit davrandığı inancını sürdürmeyi amaçlar. Aynı zamanda devlet fonksiyonlarının kamu görevlilerine sağlanan çıkarlarla satın alınamayacağına dair toplumsal inancı korur. Ceza Hukuku yönünden incelenmektedir.

 

Rüşvet Suçu, Türk Ceza Kanunu Madde 252
Rüşvet Suçu Türk Ceza Kanunu Madde 252

 

Rüşvet Suçu ve Tipleri

Rüşvet suçu, bir kamu görevlisi ile başka bir kişinin kamu görevi kapsamındaki bir işin yapılması veya yapılmaması karşılığında haksız menfaat sağlamaya yönelik bir anlaşmadır. Bu suç, iki tarafın iş birliğini gerektiren bir suç tipidir. Rüşvet alan veya veren kişi iddialıysa, her iki tarafın davası birlikte ele alınarak deliller bir arada değerlendirilir. Yargıtay’ın benzer bir kararına göre rüşvet suçu, rüşvet alan ve verenin aynı amacı hedeflediği ve bu nedenle aynı suçu işlediği kabul edilir.

Rüşvet Suçunun Kapsamı ve Değişiklikler

Rüşvet alma suçu, sadece kamu görevlileri tarafından işlenebilen özel bir suçtur. Ancak Kamu Görevlileri Kanunu’nun 252/8. maddesine göre, kamu kurumlarına bağlı kuruluşlar, şirketler, vakıflar gibi kamu yararına çalışan kurumların çalışanları da kamu görevlisi sıfatıyla değerlendirilir. Bu kapsamda, kamu görevlisi olmayan kişiler de rüşvet suçuna karışabilir.

Rüşvet Suçunun Cezalandırılması ve Özellikleri

Rüşvet veren ve alan kişinin cezası aynıdır. Rüşvet suçunda sadece kamu görevlisi değil, menfaati elde eden kişi de suçun faili olabilir. Örneğin, bir doktorun hastaya karşı yaptığı yanlış uygulamalar karşılığında menfaat elde etmeye çalışması rüşvet suçuna örnektir.

Rüşvet Suçunun Özellikleri ve Soruşturma Tedbirleri

Rüşvet suçunun işlenmesiyle, hazine yanı sıra kamu tüzel kişiliği de zarar görebilir. Bu zarar, olayın özelliklerine göre belirlenir. Rüşvet suçunun işlendiğine dair kuvvetli şüphe olduğunda, tutuklama gibi caydırıcı tedbirler alınabilir. Soruşturma sırasında şüphelilere müdafilik hakkı sağlanmalı ve bu hakka uygun olarak hareket edilmelidir.

Rüşvet Suçunun Unsurları ve Rüşvet Anlaşması Yapmak

Rüşvet suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 252. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suçun işlenmesi, hem rüşvet alan kişi (kamu görevlisi) hem de rüşvet veren kişi bakımından iki ayrı fiili unsuru içerir. Suçun oluşması için her iki taraf arasında rüşvet konusunda anlaşmanın sağlanmış olması, TCK 252/1 maddesi uyarınca yeterlidir. Anlaşma sağlandıktan sonra, hangi tarafın teklifte bulunduğunun veya kabul eden tarafın kim olduğunun önemi yoktur; diğer tarafın teklifi kabul etmesiyle anlaşma tamamlanmış olur. Rüşvet anlaşması, işin yapılmasından önce veya en geç işin yapılacağı an sırasında gerçekleştirilmelidir.

Rüşvet anlaşmasının, her iki tarafın da özgür iradesiyle yapıldığını belirtmek önemlidir. Baskı, tehdit, hile veya hataya dayalı olarak elde edilen irade, rüşvet anlaşması için geçerli kabul edilmez.

Bilerek Rüşvet Almak

Rüşvet suçu, doğrudan kast ile işlenebilir, yani failin suçu bilerek ve isteyerek işlemesi gerekmektedir. Taksirle işlenemez. Rüşvet alan kamu görevlisi, göreviyle ilgili bir işi yapması veya yapmaması için haksız menfaat teklif edildiğinin bilincinde olmalıdır.

Birden Fazla Kişinin Rüşvet Alması

Rüşvet suçu, birden fazla kişi tarafından işlenebilen bir suç türüdür. Ancak failler arasındaki eylemler karşılıklı iştirak olarak değil, ayrı ayrı rüşvet verme veya alma suçları olarak ele alınır. Rüşvet alma suçu, sadece kamu görevlileri tarafından işlenebilen özel bir suçtur. Ancak, TCK’nın 38. maddesindeki azmettirme ve 39. maddesindeki yardım etme halleri iştirak açısından uygulanabilir. Rüşvet verme veya teklif etme suçları ise herkes tarafından işlenebilir ve TCK’nın 37, 38 ve 39. maddelerindeki hükümler bu suçlar için de geçerlidir.

Rüşvet teklifinin veya talebinin karşı tarafa iletilmesi, rüşvet anlaşmasının sağlanması veya rüşvetin temin edilmesi süreçlerinde aracılık eden kişi, kamu görevlisi sıfatına bakılmaksızın müşterek fail olarak cezalandırılır. Rüşvet ilişkisinde, dolaylı olarak menfaat sağlanan üçüncü kişi veya tüzel kişinin yetkilisi, kamu görevlisi sıfatına bakılmaksızın müşterek fail olarak kabul edilir.

Rüşvet Almaya Teşebbüste Bulunmak

Rüşvet suçu, kamu görevlisine menfaatin temin edilmesiyle tamamlanır. Ancak, kişiler rüşvet konusunda anlaşmaya varmışlarsa, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmedilir. Suç konusu menfaatin henüz temin edilmemiş olmasına rağmen, rüşvet konusunda anlaşma sağlanmışsa, failler cezalandırılır. Genel olarak bu suça teşebbüs mümkündür.

Farklı Zamanlarda Aynı Kişiden Rüşvet Almak

Rüşvet veren veya alan kişi, aynı suç işleme amacıyla farklı tarihlerde aynı kişilere yönelik işlem yapmışsa, TCK’nın 43/1. maddesi gereği zincirleme suç hükümleri uygulanır. Aynı olay kapsamında farklı işlemler yapılması durumunda, tek fiil ile birden fazla kimseye rüşvet verme veya alma eylemi ise TCK’nın 43/2. maddesi uyarınca zincirleme suç kapsamında değerlendirilir. Ancak rüşvet teklif etme suçunda müştekiler aynı hukuki işlemi yapmamışlarsa, zincirleme suç hükümleri uygulanmaz. Nitekim Yargıtay’ın benzer bir kararında, aynı olayda birden fazla kişiye rüşvet verme eylemi tek fiil olarak kabul edilmiştir.

Rüşvet alma suçu, görevi kötüye kullanma suçunun özel bir hali olup her iki suç birden aynı anda işlenemez. Rüşvet alma suçu ile resmi veya özel belgede sahtecilik suçunun bir arada işlenmesi durumunda, gerçek içtima kuralları uyarınca her iki suçtan da fail cezalandırılır.

Rüşvet suçu ile irtikap suçu birbirinden farklıdır. İrtikap suçunda doktor ile hasta/hasta yakını arasında bir anlaşma bulunmazken, rüşvet suçu iki taraflı bir suçtur ve doktor ile hasta/hasta yakını arasında anlaşma vardır. İrtikap suçu tek taraflı iken, rüşvet suçu iki taraflıdır. Rüşvet suçunda, hem rüşvet veren/kabul eden hem de menfaat sağlayan kişi cezalandırılır. Rüşvette etkin pişmanlık mümkünken, irtikap suçunda böyle bir durum geçerli değildir.

Rüşvet Suçuna Hangi Mahkemeler Bakar?

Rüşvet suçuyla ilgili davanın görüleceği mahkeme, Ağır Ceza Mahkemesidir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca, davaya bakma yetkisi genellikle suçun işlendiği yer mahkemesine aittir.

Rüşvet Suçunda Zamanaşımı Kaç Yıldır?

Rüşvet suçunda zamanaşımı süresi 15 yıldır. Ancak davanın zaman aşımı belirlenirken suçun doğru şekilde nitelendirilmesi büyük önem taşır. Rüşvet suçu, görevi kötüye kullanma, irtikâp veya ihaleye fesat karıştırma suçlarıyla bazen karıştırılabilir ve bu suçlar arasındaki unsurlar iç içe geçebilir.

Rüşvet Suçundan Soruşturma Açılması ve Delil Toplanması

Rüşvet suçunu Cumhuriyet Başsavcılığı re’sen soruşturur. Bu suçun takibi şikâyete bağlı değildir. Cumhuriyet savcısı, suç işlendiğine dair bir izlenim elde ettiğinde, gerekli araştırma ve delil toplama sürecini tamamlayarak kamu davası açılmasını gerektiren yeterli delilleri elde ederse iddianame düzenler. Kamu görevlileri için soruşturma izni gerekmekmez. Ancak uzlaştırma, ön ödeme veya seri muhakeme usulü bu suç kapsamında uygulanamaz.

Rüşvet suçları, bireysel ve toplumsal gelişmeyi engelleyen önemli engellerden biridir. Demokratik bir hukuk devletinde rüşvetle mücadele, devlet politikası olarak benimsenmeli ve önemsenmelidir. Rüşvet suçlarının soruşturulmasında en önemli delil, menfaatin kimlere ve nasıl sağlandığının tespiti ile teknik ve bilimsel delillerle bu ilişkinin aydınlatılmasıdır.

Rüşvet suçu, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135. maddesinde yer alan katalog suçlardan biridir. Bu kapsamda elde edilen delillerin, iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması veya teknik araçlarla izleme tedbirleri uygulaması ile ilgili mahkeme kararlarına dayalı olması gerekir. Ayrıca, sulh ceza mahkemelerince 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçu nedeniyle verilen iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kararları sonucunda elde edilen deliller, yasal düzenlemelere göre değerlendirilmelidir. Bu deliller suçun teşkiline göre suç olarak kabul edilmeyebilir.

Rüşvet suçlarına yönelik soruşturma sürecinde, hukuka uygun yöntemlerle delillendirme yapılması gerekmektedir. Suçüstü yapılması, maddi gerçeğin aydınlatılması açısından oldukça kritiktir. Teknik takip, iletişimin tespiti veya izlenmesi gibi yöntemlerle, faillerin davranışlarına odaklanarak soruşturma ilerlemelidir. İkrarın sadece fail tarafından yapılması yeterli değildir, aynı zamanda ikrarın doğruluğu ve özgür iradeye dayalılığı da araştırılmalıdır.

Rüşvet suçlarına ilişkin soruşturma sürecinde, delillerin hukuka uygun şekilde toplanması ve değerlendirilmesi büyük önem taşır. Özellikle iletişimin tespiti ve izlenmesi gibi yöntemlerle elde edilen delillerin hukuka uygunluğu gözetilmelidir.

 

Önemli Linkler

 

Rüşvet Suçu Bakımından 5237 sayılı TÜRK CEZA KANUNU

MADDE 252

(Değişik: 2/7/2012-6352/87 md.)

(1) Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, bir kamu görevlisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kişi, dört yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, kendisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kamu görevlisi de birinci fıkrada belirtilen ceza ile cezalandırılır.

(3) Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması halinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.

(4) Kamu görevlisinin rüşvet talebinde bulunması ve fakat bunun kişi tarafından kabul edilmemesi ya da kişinin kamu görevlisine menfaat temini konusunda teklif veya vaatte bulunması ve fakat bunun kamu görevlisi tarafından kabul edilmemesi hâllerinde fail hakkında, birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre verilecek ceza yarı oranında indirilir.

(5) Rüşvet teklif veya talebinin karşı tarafa iletilmesi, rüşvet anlaşmasının sağlanması veya rüşvetin temini hususlarında aracılık eden kişi, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın, müşterek fail olarak cezalandırılır.

(6) Rüşvet ilişkisinde dolaylı olarak kendisine menfaat sağlanan üçüncü kişi veya tüzel kişinin menfaati kabul eden yetkilisi, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın, müşterek fail olarak cezalandırılır.

(7) Rüşvet alan veya talebinde bulunan ya da bu konuda anlaşmaya varan kişinin; yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması halinde, verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.

(8) Bu madde hükümleri;

a) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,

b) Kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler,

c) Kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar,

d) Kamu yararına çalışan dernekler,

e) Kooperatifler,

f) Halka açık anonim şirketler, adına hareket eden kişilere, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadıklarına bakılmaksızın, görevlerinin ifasıyla ilgili bir işin yapılması veya yapılmaması amacıyla doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, menfaat temin, teklif veya vaat edilmesi; bu kişiler tarafından talep veya kabul edilmesi; bunlara aracılık edilmesi; bu ilişki dolayısıyla bir başkasına menfaat temin edilmesi halinde de uygulanır.

(9) Bu madde hükümleri;

a) Yabancı bir devlette seçilmiş veya atanmış olan kamu görevlilerine,

b) Uluslararası veya uluslarüstü mahkemelerde ya da yabancı devlet mahkemelerinde görev yapan hâkimlere, jüri üyelerine veya diğer görevlilere, c) Uluslararası veya uluslarüstü parlamento üyelerine,

d) Kamu kurumu ya da kamu işletmeleri de dahil olmak üzere, yabancı bir ülke için kamusal bir faaliyet yürüten kişilere,

e) Bir hukuki uyuşmazlığın çözümü amacıyla başvurulan tahkim usulü çerçevesinde görevlendirilen vatandaş veya yabancı hakemlere,

f) Uluslararası bir anlaşmaya dayalı olarak kurulan uluslararası veya uluslarüstüörgütlerin görevlilerine veya temsilcilerine, görevlerinin ifasıyla ilgili bir işin yapılması veya yapılmaması ya da uluslararası ticari işlemler nedeniyle bir işin veya haksız bir yararın elde edilmesi yahut muhafazası amacıyla; doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, menfaat temin, teklif veya vaat edilmesi ya da bunlar tarafından talep veya kabul edilmesi halinde de uygulanır.

(10) Dokuzuncu fıkra kapsamına giren rüşvet suçunun yurt dışında yabancı tarafından işlenmekle birlikte;

a) Türkiye’nin,

b) Türkiye’deki bir kamu kurumunun,

c) Türk kanunlarına göre kurulmuş bir özel hukuk tüzel kişisinin,

d) Türk vatandaşının, tarafı olduğu bir uyuşmazlık ya da bu kurum veya kişilerle ilgili bir işlemin yapılması veya yapılmaması için işlenmesi halinde, rüşvet veren, teklif veya vaat eden; rüşvet alan, talep eden, teklif veya vaadini kabul eden; bunlara aracılık eden; rüşvet ilişkisi dolayısıyla kendisine menfaat temin edilen kişiler hakkında, Türkiye’de bulundukları takdirde, resen soruşturma ve kovuşturma yapılır.

 

MADDE 253 – Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması

(1) Rüşvet suçunun işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

 

MADDE 254 – Etkin pişmanlık

(1) (Değişik: 2/7/2012-6352/88 md.) Rüşvet alan kişinin, durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce, rüşvet konusu şeyi soruşturmaya yetkili makamlara aynen teslim etmesi halinde, hakkında rüşvet suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Rüşvet alma konusunda başkasıyla anlaşan kamu görevlisinin durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce durumu yetkili makamlara haber vermesi halinde de hakkında bu suçtan dolayı cezaya hükmolunmaz.

(2) (Değişik: 2/7/2012-6352/88 md.) Rüşvet veren veya bu konuda kamu görevlisiyle anlaşmaya varan kişinin, durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce, pişmanlık duyarak durumdan yetkili makamları haberdar etmesi halinde, hakkında rüşvet suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz.

(3) (Değişik: 2/7/2012-6352/88 md.) Rüşvet suçuna iştirak eden diğer kişilerin, durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce, pişmanlık duyarak durumdan yetkili makamları haberdar etmesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı cezaya hükmolunmaz.

(4) (Ek: 26/6/2009 – 5918/4 md.) Bu madde hükümleri, yabancı kamu görevlilerine rüşvet veren kişilere uygulanmaz.

 

MADDE 60 – Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri

(1) Bir kamu kurumunun verdiği izne dayalı olarak faaliyette bulunan özel hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcilerinin iştirakiyle ve bu iznin verdiği yetkinin kötüye kullanılması suretiyle tüzel kişi yararına işlenen kasıtlı suçlardan mahkûmiyet hâlinde, iznin iptaline karar verilir.

(2) Müsadere hükümleri, yararına işlenen suçlarda özel hukuk tüzel kişileri hakkında da uygulanır.

(3) Yukarıdaki fıkralar hükümlerinin uygulanmasının işlenen fiile nazaran daha ağır sonuçlar ortaya çıkarabileceği durumlarda, hâkim bu tedbirlere hükmetmeyebilir.

(4) Bu madde hükümleri kanunun ayrıca belirttiği hâllerde uygulanır.

KABAHATLER KANUNU

Tüzel kişilerin sorumluluğu

Madde 43/A- (Ek: 26/6/2009-5918/9 md.)

(1) Daha ağır idarî para cezasını gerektiren bir kabahat oluşturmadığı hallerde, bir özel hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcisi ya da organ veya temsilci olmamakla birlikte bu tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde görev üstlenen bir kişi tarafından;

a) 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun;

-157 nci ve 158 inci maddelerinde tanımlanan dolandırıcılık suçunun,

-235 inci maddesinde tanımlanan ihaleye fesat karıştırma suçunun,

-236 ncı maddesinde tanımlanan edimin ifasına fesat karıştırma suçunun,

-252 nci maddesinde tanımlanan rüşvet suçunun,

-282 nci maddesinde tanımlanan suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun,

b) 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 160 ıncı maddesinde tanımlanan zimmet suçunun,

c) 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan kaçakçılık suçlarının,

ç) 4/12/2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun Ek 5 inci maddesinde tanımlanan suçun,

d) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 8 inci maddesinde tanımlanan terörün finansmanı suçunun,

tüzel kişinin yararına olarak işlenmesi halinde, ayrıca bu tüzel kişiye onbin Türk Lirasından ikimilyon Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.

(2) Bu madde hükümlerine göre idari para cezasına karar vermeye, birinci fıkrada sayılan suçlardan dolayı yargılama yapmakla görevli mahkeme yetkilidir.

Call Now Button+90 506 718 39 25