İçindekiler
- 1 Kasten Adam (İnsan) Öldürme Suçu ve Cezası Hakkında Tüm Bilgiler
- 1.1 TCK Madde 81 – Giriş
- 1.2 Öldürme Suçunun İncelenmesi: Fail, Mağdur ve Nitelikli Haller
- 1.3 Öldürme Suçunun Hareket ve Elverişlilik Yönünden Değerlendirilmesi
- 1.4 Kasten Öldürme Suçunda Neticenin Özellikleri
- 1.5 Öldürme Suçunun Hukuki Değerlendirmesi
- 1.6 Yasal Çerçeve ve İnsan Hakları İlişkisi
- 1.7 Kasten Öldürme Suçunun Teşebbüs Aşaması
- 1.8 Öldürme Suçunun İştirak Halinde İşlenmesi ve Cezai Sorumluluk
- 1.9 Zincirleme Suç ve Öldürme Suçu
- 1.10 Fikri İçtima ve Öldürme Suçu
- 1.11 Kasten Öldürme Suçu ve Cezai Yaptırımlar
- 1.12 Türk Ceza Kanunu’nda Kasten Öldürme Suçu
- 1.13 Sonuç
- 1.14 Önemli Linkler
- 1.15 Sıkça Sorulan Sorular
- 1.15.1 Kasten adam öldürme nedir?
- 1.15.2 Türk Ceza Kanunu’nda kasten adam öldürme suçunun cezası nedir?
- 1.15.3 Kasten adam öldürme suçu nasıl kanıtlanır?
- 1.15.4 Meşru savunma, kasten adam öldürme suçunda bir savunma stratejisi olarak kullanılabilir mi?
- 1.15.5 Kasten adam öldürme suçunda ceza miktarı nasıl belirlenir?
- 1.15.6 Kasten adam öldürme suçunda insan hakları ve hukuki savunma hakları nasıl korunur?
- 1.15.7 Kasten adam öldürme suçunun toplum üzerindeki etkileri nelerdir?
- 1.15.8 Türk Ceza Kanunu’nda kasten adam öldürme suçuna uygulanan güvenlik tedbirleri nelerdir?
Kasten Adam (İnsan) Öldürme Suçu ve Cezası Hakkında Tüm Bilgiler
TCK Madde 81 – Giriş
Öldürme suçu, insan yaşamını sona erdiren bir eylemi ifade eder ve bireysel değerleri koruma amacıyla ceza hukukunda özel bir öneme sahiptir. Türk Ceza Kanunu’na göre öldürme suçu, “Hayata Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir ve ciddi yaptırımlara tabi tutulmuştur.
Türk Ceza Kanunu’nun 5237 sayılı yasasında öldürme suçunun cezası, müebbet hapis olarak belirlenmiştir ve bu bölüm toplam beş madde içermektedir. İlk üç madde (madde 81, madde 82, madde 83), kasten öldürmeyi düzenlerken, dördüncü madde (madde 84) intihara teşvik etmeyi ele alırken, son madde (madde 85) ise taksirle öldürmeyi cezalandırır.
Türk Ceza Kanunu’nun 81. maddesinde kasten öldürme suçunun temel şekli tanımlanmıştır. 82. madde, kasten öldürme suçunun daha ciddi cezalar gerektiren nitelikli hallerini içerirken, 83. madde ise kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesini düzenler. Dikkat çekici bir biçimde, kasten öldürmenin daha hafif cezalar gerektiren nitelikli hallerine dair bir düzenleme bulunmamaktadır.
Kasten öldürme, dolaylı faillik şeklinde de işlenebilir ve bu durum TCK’nın 84. maddesinin 4. fıkrasında, intihara teşvik etmeyi düzenleyen bir hükümle karşımıza çıkar.
Öldürme Suçunun İncelenmesi: Fail, Mağdur ve Nitelikli Haller
Failin Kimliği ve Mağdur
- Öldürme suçu, TCK’nın 81. maddesinde “öldüren kişi” ifadesiyle herhangi bir kişinin suçu işleyebileceğini kabul eder. Cinsiyet, yaş veya statü ayrımı yapmaksızın, herkes bu suçu işleyebilir. Ancak, TCK’nın 82/1-d maddesine göre, fail ile mağdur arasında belli bir derecede akrabalık ilişkisi bulunması, suçun nitelikli halini oluşturur.
Mağdurun Tanımı
- Öldürülen kişi, suçun mağdurudur. Bu, fiilin işlendiği sırada yaşayan herhangi bir kişiyi içerir. Öldürülen kişinin kim olduğu, ırkı, sağlık durumu, milliyeti, inancı vb. önemli değildir. Herkesin yaşam hakkı korunur. Öldürme suçunun işlenmesi, kasten yapılıyorsa, ölen kişinin kim olduğu fark etmeksizin suçun oluşmasına neden olur. Ancak TCK’nın 310. maddesi, öldürülen kişinin Cumhurbaşkanı olduğu durumu ayrı bir suç olarak düzenler. Bu nedenle TCK’nın öldürmeye ilişkin suçları, Cumhurbaşkanı öldürülen kişi olduğunda uygulanmaz. Kanun koyucu, bu durumun Cumhurbaşkanını kişisel olarak hedef almadığını, aksine anayasal düzeni ve bu düzenin işleyişini hedeflediğini kabul eder. Dolayısıyla, Cumhurbaşkanı dışındaki kişilere karşı işlenen öldürme suçları, kasten öldürme suçu kapsamında değerlendirilir.
Nitelikli Haller
- Genel olarak, öldürülen kişinin kimliği önemli olmasa da, kanun koyucu suçun bazı kişilere karşı işlenmesini “nitelikli hali” olarak kabul eder. Bu, mağdurun üstsoy veya altsoydan biri olması, eş veya kardeşe karşı işlenmesi, çocuğa veya beden veya ruh sağlığına zarar verme yeteneği olmayan bir kişiye karşı işlenmesi, gebe olduğu bilinen kadına yönelik işlenmesi, suçun daha ciddi cezaları gerektiren nitelikli halleri oluşturur. Aynı zamanda, kişinin kamu görevini yerine getirirken öldürülmesi de suçun daha ciddi cezaları gerektiren nitelikli hali olarak kabul edilir.
Yakınlarının Zarar Görmesi
- Öldürülen kişinin akrabaları da suçtan zarar gören kişilerdir. Çünkü bir kişi ancak bir mağdur olabilir ve öldürme suçu, sadece doğrudan mağdura karşı işlenen bir suçtur.
Anne Karnındaki Cenin
- Öldürme suçu, genellikle doğmuş kişilere karşı işlenen bir suç olarak kabul edilir. Anne karnındaki cenini öldürmeye yönelik fiiller, öldürme suçu kapsamında değil, çocuk düşürtme ve düşürme fiilleri (TCK m. 99, 100) kapsamında sorumluluk doğurur.
Özetle, öldürme suçu, suçun faili, mağdur tanımı ve nitelikli halleriyle detaylı bir şekilde ele alınır. Kanun koyucu, yaşam hakkının korunmasını amaçlar ve bu hakkı her bireye eşit bir şekilde sağlar. Nitelikli haller, suçun daha ciddi sonuçlarına karşı daha ağır cezaları gerektirir ve belirli kişilere karşı işlenmesini özel bir şekilde düzenler.
Öldürme Suçunun Hareket ve Elverişlilik Yönünden Değerlendirilmesi
Hareketin Belirlemesi
- Öldürme suçunun düzenlemesinde, suçun işlenmesi için hareketle ilgili spesifik bir belirleme bulunmamaktadır. Bu suç sadece sonuç odaklı bir suç olarak tanımlanmıştır. Yani, suçun işlenmesi için belirli bir hareket tarif edilmemiştir. Ölümü meydana getirebilecek herhangi bir hareketle suç işlenebilir. Bu, suçun işlenmesinde kullanılan araçların farklılığını göz önüne serer. Örneğin, yumruk, tekme, bıçak, silah, zehir, taş, sopa, demir çubuk, otomobil, eller gibi araçlarla suç işlenebilir. Maddi olmayan, manevi araçlarla da suç işlenebilir, ancak bu tespit edilmesi zor olabilir.
Nitelikli Haller
- Kanun koyucu, öldürme suçunu bazı belirli hareketlerle işlenmesini “nitelikli haller” olarak kabul etmiştir. TCK m. 82’de, suçun tasarlayarak, eziyet çektirerek, yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle işlenmesini cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli haller olarak düzenler.
Hareketin Elverişliliği
- Öldürme suçunun işlenmesi için, hareketin öldürme fiilini gerçekleştirmeye elverişli olması gereklidir. Hareketin elverişliliğini belirlerken kullanılan araçlar da göz önünde bulundurulur, ancak sadece bu faktöre dayanmak yetersizdir. Elverişlilik, fiilin gerçekleştirildiği şartlara göre değerlendirilir. Hakim, fiilin gerçekleştirildiği andaki objektif bir gözlemci tarafından normal hayat tecrübelerine dayalı olarak, hareketin öldürme suçunu gerçekleştirebileceğini görebiliyorsa, hareket elverişli olarak kabul edilir. Elverişliliği belirlemek için failin özel bilgisinin de dikkate alınması gerekir. Örneğin, bir kişi şeker hastası olduğunu bildiği birine şeker verirse veya hemofili hastası olduğunu bildiği bir kişinin yaralanmasına neden olursa, hareket elverişli kabul edilir.
Doğrudan ve Dolaylı Faillik
- Öldürme suçu, failin kendisi tarafından gerçekleştirilebileceği gibi, başkasına cebir veya tehdit kullanarak da işlettirilebilir. Mağdur da kendi hayatına son verebilmek için başkasına bu yönde talepte bulunabilir. Bu tür durumlarda dolaylı faillik söz konusudur. Kanun koyucu, bu tür dolaylı faillikle bir kişinin öldürülmesi durumunda bazı hareketleri TCK m. 84/4’te düzenlemiştir. Bunların dışında da dolaylı faillik söz konusu olabilir ve dolaylı fail öldürme suçundan sorumlu tutulabilir. Örneğin, bir doktor, hemşireye ölümcül bir zehir içeren şırıngayı vererek bir hastanın ölümüne neden olursa, doktor ölüm olayından dolaylı fail olarak sorumlu tutulacaktır. Suçun işlenmesinde bir hayvandan da yararlanılabilir, bu durumda doğrudan faillik söz konusu olur.
Kasten Öldürme Suçunda Neticenin Özellikleri
Neticeli Suç: Kasten Öldürme
- Kasten öldürme suçu, bir neticeye yönelik işlenen bir suçtur. Suçun oluşabilmesi için ölüm neticesinin meydana gelmesi gerekmektedir. Kanun koyucu bu durumu öldürme kavramıyla ifade etmiştir. Yani, suçun işlenmesi için ölümün gerçekleşmesi zorunludur. Ölüm gerçekleşmediği takdirde, icra hareketleri yapılsa dahi suç tamamlanmamış sayılır.
Çeşitli Ölüm Şekilleri
- Ölüm, farklı şekillerde gerçekleşebilir. Öldürme suçu, hem kalp ölümü şeklinde hem de beyin ölümü şeklinde gerçekleşebilir. Her iki durumda da, kasten öldürme suçunun netice unsuru meydana gelmiş sayılır.
Ölüm Neticesi
- Kasten öldürme suçundaki ölüm neticesi, zarar şeklinde bir netice niteliğindedir. Suçun tamamlanması için ölümün meydana gelmesi gerekir. Bu nedenle, ölüm gerçekleşmediği takdirde suç tamamlanmamış sayılır.
Öldürme Suçunun Hukuki Değerlendirmesi
Kasten İşlenen Öldürme Suçu
- Öldürme suçu, Türk Ceza Kanunu‘nun 81. maddesinde “Kasten öldürme” başlığı altında düzenlenmiş bir suçtur. Bu başlık, suçun kasten işlenebileceğini açıkça ifade etmektedir. Suç, doğrudan kastla veya olası kastla işlenebilir.
- Tehlikeli hareketler sırasında ölümün meydana gelme ihtimali yüksekse ve ölüm şansa bağlı değilse, bu durumda failin olası kastla suçu işlediği kabul edilir. Ancak, bu saptama tek başına yeterli değildir. Olaydaki tüm objektif ve sübjektif unsurlar dikkate alınarak karar verilmelidir.
Suçun Temel Hali ve Nitelikli Şekilleri
- Suçun temel şeklinde, suçu işleyen kişinin hangi saikle hareket ettiği önemli değildir. Ancak suçun nitelikli halleri, failin kan gütme saikiyle, töre saikiyle, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla işlendiğinde daha ağır ceza gerektirir.
Kast ve Bilinç Unsuru
- Kasten öldürme suçu işleyebilmek için, failin suçun tanımında yer alan unsurları bilmesi gerekir. Fail, öldürdüğü kişinin insan olduğunu ve yaptığı fiilin ölüme neden olabileceğini bilmelidir. Hata durumunda Türk Ceza Kanunu’nun 30/1. maddesi uygulanır. Örneğin, bir kişi ateş ettiği şeyin insan olduğunu bilirse, bu durumda fail doğrudan kastla suç işlemiştir. Ancak ateş ettiği şeyin insan olduğunu bilmemesi durumunda, kastın varlığı kabul edilmez ve taksirli sorumluluk söz konusu olabilir.
Nedensellik ve İsnadiyet
- Öldürme suçunda, ölümün nedensellik bağı ile failin ilişkilendirilmesi gereklidir. Bu konuda objektif ve sübjektif unsurların dikkate alınmasıyla kurulur ve nedensellik bağının bilinmesi gereklidir. Nedensellik bağının kesilmesi durumunda teşebbüs durumu söz konusu olabilir.
- İsnadiyet meselesi, suçun kast veya taksirle işlendiğini belirleme açısından önemlidir. Eğer gerçekleşen durum failin iradesi dışında ve tesadüfen gerçekleşmişse, objektif isnadiyet söz konusu olmayabilir. Bu nedenle suçun kastla işlendiği belirlenebilir.
Failin Yardım Etmemesi ve Cezai Sorumluluk
- Kasten öldürme suçu işleyen failin mağduru kurtarmamak veya yardım etmemesi durumunda ayrı bir cezai sorumluluk doğmaz. Tek bir hukuki değer ihlali için aynı failin yalnızca bir kez sorumlu tutulabileceği kabul edilir. Yardım etmeme şeklindeki ihmali hareketler ayrı bir cezalandırmaya yol açmaz.
Yasal Çerçeve ve İnsan Hakları İlişkisi
Yaşam hakkı, insan haklarının temel bir unsuru olarak kabul edilir. Ancak, belirli hallerde öldürme fiili hukuka uygun olabilir. Özellikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türkiye’nin Anayasası, yaşam hakkını korurken meşru savunma ve görevin ifası gibi hukuka uygunluk nedenlerini belirlemektedir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesi, herkesin yaşam hakkının yasayla korunduğunu, yasanın ölüm cezası ile cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bu cezanın infaz edilmesi dışında, hiç kimsenin yaşamına kasten son verilemeyeceğini belirtir. Ancak ölüm, bazı durumlarda mutlak zorunlu olan bir güç kullanımı sonucu meydana gelmişse, yaşama hakkının ihlali sayılmaz. Bu durumlar şunlardır:
a) Bir kimsenin yasa dışı şiddete karşı korunmasının sağlanması. b) Bir kimsenin usulüne uygun olarak yakalanmasını gerçekleştirme veya usulüne uygun olarak tutulu bulunan bir kişinin kaçmasını önleme. c) Bir ayaklanma veya isyanın yasaya uygun olarak bastırılması.
Anayasa’nın 17. maddesi ise herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğunu düzenler. Meşru müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun izin verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmünün ihlali sayılmaz.
Silah Kullanma Yetkisi ve Hukuka Uygunluk
Silah kullanma yetkisi, özellikle polis, jandarma ve diğer kolluk kuvvetlerine belirli durumlarda verilen bir yetkidir. Bu yetki, meşru savunma veya görevin ifası kapsamında kullanılabilir. İlgili kanunlarda bu yetkinin sınırları ve koşulları belirtilmiştir. Örneğin, terörle mücadele, kaçakçılıkla mücadele, yakalama, gözaltına alma gibi durumlar için ayrı ayrı düzenlemeler bulunmaktadır.
Silah kullanma yetkisi çerçevesinde, belirli şartlara uyulması gerekmektedir. Özellikle meşru savunma durumunda, kişinin kendisini veya başkalarını korumak amacıyla silah kullanması gerekebilir. Ancak silah kullanma yetkisi sadece son çare olarak kullanılmalıdır. Öncelikle kişiye dur çağrısında bulunulmalı, çağrıya uymamak veya tehlike yaratmaya devam etmek halinde uyarı amacıyla silahla ateş edilebilir. Ancak kişinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde silah kullanılması gerekir.
Sınırları ve koşulları belirli durumlar için özel olarak düzenlenmişse, bu düzenlemelere uyulmalıdır. Özellikle çocukların yakalanması durumunda daha dikkatli davranılmalı ve silah kullanımı son çare olarak tercih edilmelidir.
Yargıtay Kararları ve Silah Kullanma Yetkisi
Yargıtay, görevin ifası sırasında kasten sınırın aşıldığı olaylarda, m. 27/1 uygulanmamasına rağmen failin kastının yaralamaya yönelik olduğunu kabul eder ve netice sebebiyle ağırlaşan suçtan hüküm kurar. Ancak sınırın aşılmasında kişinin taksiri bulunduğu durumlarda m. 27/1 uygulanır.
Sonuç olarak, silah kullanma yetkisi hukuka uygunluk sebepleri çerçevesinde kullanılmalıdır. Meşru savunma ve görevin ifası gibi hukuka uygunluk nedenlerine uygun olarak silah kullanılmalı ve belirli sınırlar içinde kalmalıdır. Silahın kötüye kullanılması veya sınırlarının aşılması durumunda hukuka aykırı hareket edilmiş olur. Bu nedenle ilgili düzenlemeleri ve meşru savunma şartlarını dikkate almak önemlidir.
Kasten Öldürme Suçunun Teşebbüs Aşaması
Kasten öldürme suçu, ölüm sonucunun gerçekleşmesini gerektiren bir suçtur. Fail, ölüm sonucunu hedefler ve eylemlerine başlar, ancak ölüm sonucu gerçekleşmezse, bu durum suçun teşebbüs aşamasında kaldığı anlamına gelir. Teşebbüs aşamasındaki suçlar, 35. maddeye göre cezai sorumluluk taşır.
Olası Kastla Öldürme ve Teşebbüs
Olası kastla öldürme suçunun teşebbüs açısından değerlendirmesi tartışmalıdır. Bazı yazarlar, olası kastla öldürme suçunun teşebbüsünü kabul ederken, diğer yazarlar bu görüşe karşı çıkmaktadır. Ayrıca, Yargıtay’ın olası kastla öldürme suçunda teşebbüsü kabul etmeme kararları da bulunmaktadır.
Başarısız Teşebbüs ve Sorumluluk
Başarısız teşebbüs, failin icra hareketlerine başladıktan sonra ölüm sonucunu gerçekleştiremeyeceğini anladığı veya yanlışlıkla böyle kabul ettiği durumlarda ortaya çıkar. Aynı şekilde, failin eylemi gerçekleştirme yeteneğinin ortadan kalkması veya suç konusunun mevcut olmaması durumunda başarısız teşebbüs söz konusu olabilir. Örneğin, silahın kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle suç tamamlanamaz. Mağdurun kaçması nedeniyle ölüm gerçekleşmezse, gönüllü vazgeçme mümkün olmadan fail teşebbüsten sorumlu tutulur. Hareketin fail için tamamen anlamsız olduğu durumlarda da başarısız teşebbüs mümkündür.
Teşebbüsün Başladığı An ve Müşterek Faililik
Müşterek faillik durumunda, teşebbüsün ne zaman başladığı konusu doktrinde tartışmalıdır. Bütüncül bir çözüm, faillerden birinin icra hareketlerine başlamasının yeterli olduğunu ve tüm faillerin teşebbüs aşamasına girdiğini kabul eder. Çünkü bu kişiler arasında suç işleme kararı olduğundan her katılımcı diğerinin eylemine atfedilecektir.
Dolaylı Faillik ve Teşebbüs
Dolaylı faillik durumunda teşebbüsün başladığı zaman da tartışmalıdır. Bütüncül bir yaklaşım, dolaylı fail için teşebbüsün, aracı olarak kullanılan kişinin doğrudan icra hareketlerine başladığı andan itibaren başladığını belirtir. Bu nedenle dolaylı faillikten ve sorumluluktan bahsedebilmek için aracı olarak kullanılan kişinin öldürme suçunun icra hareketine başlaması gerekmektedir.
Şerikler ve İcra Hareketleri
Ceza hukukunda, şerikler suçun icra hareketlerini tamamlamazlar, ancak failin eyleminden dolayı bağlılık kurallarına göre sorumludurlar. Dolayısıyla icra hareketlerinin zamanlaması failin eylemiyle belirlenir.
Cezai Sorumluluk ve Cezanın Belirlenmesi
Teşebbüs halinde, tamamlanmış suçlara göre daha az ceza verilir çünkü objektif suç unsurunun tamamlanmamış olması haksızlık içeriğinin az olmasına neden olur. Cezanın belirlenmesi, TCK m. 35 ve 61’e göre yapılır ve meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı göz önüne alınır. Örneğin, öldürmeye teşebbüste mağdurun hayati tehlike geçirmesi ve uzun süre yoğun bakımda kalması, bu nitelikte olmayan bir teşebbüs durumundan farklı bir ceza gerektirir. Hâkim, bu faktörlere göre cezayı belirler.
Gönüllü Vazgeçme ve Cezai Sonuçlar
Teşebbüs halinde fail, gönüllü vazgeçme durumunda yararlanabilir. Gönüllü vazgeçme, öldürme suçunu tamamlamaktan kaçınma veya sonucu önleme girişimini içerir. Bu durumda, öldürme suçundan sorumlu tutulmaz, ancak işlediği suçlar için ayrı cezai sorumluluk taşır.
Öldürme Suçunun İştirak Halinde İşlenmesi ve Cezai Sorumluluk
Öldürme suçu, birden fazla kişi tarafından işlenebilir ve müşterek faillik, dolaylı faillik, yan faillik ve şeriklik gibi farklı iştirak şekilleriyle gerçekleşebilir. İşlenen suç, her bir müşterek faile ayrı ayrı isnat edilir, bu nedenle her biri ayrı bir fail olarak kabul edilir. Öldürme neticesinin hangi failin fiilinden kaynaklandığı önemli değildir. Sapma durumunda, olası kastları varsa, her iki müşterek fail de gerçekleşen ölüm sonucundan sorumlu tutulacaktır. Bazı suç tiplerinde suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi nitelikli bir hal olarak kabul edilirken, kasten öldürme suçunda böyle bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak İstanbul Sözleşmesi, öldürme suçunun iki veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesini nitelikli bir hüküm olarak öngörmektedir.
Dolaylı Faillik ve Öldürme Suçu
Öldürme suçu, dolaylı faillik şeklinde de işlenebilir. Dolaylı fail, kasten öldürme suçundan sorumlu olur. Dolaylı fail, öldürme eylemi için cebir veya tehdit kullanmışsa, cebir veya tehdit uygulamaktan dolayı ayrıca sorumlu tutulmaz. Bu, arkadaki kişinin dolaylı fail olmasını sağlayan cebir veya tehdit eylemi nedeniyle böyle bir düzenlemeye tabi tutulmaz. Kanun, dolaylı faillik şekillerinden biri olarak, suçun anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişilerin intihara teşvik edilmesini ve cebir veya tehdit kullanılarak kişilerin intihara mecbur bırakılmasını düzenlemiştir. Bunun dışındaki öldürme suçlarının dolaylı faillik hali için, 81. madde (suçun nitelikli hali gerçekleşmemişse – gerçekleşmişse 82. madde) uyarınca ceza belirlenecek ve işlenen suçun cezasıyla cezalandırılacaktır. 37. madde, cezayı belirlerken failin suçun işlenmesinde kullanılan yeteneğini dikkate alır ve cezada bir artış yapma yetkisi verir.
Yan Faillik ve Öldürme Suçu
Kasten öldürme suçunda yan faillik de gerçekleşebilir. Yan faillik, birden fazla kişinin aynı neticeye yönelik tipik davranışlarının olduğu ve bu kişilerin birbirinden bağımsız olarak hareket ettiği durumları ifade eder. Yan failler, kendi davranışlarına göre ayrı ayrı sorumlu olurlar. Eğer her ikisi de aynı anda öldürücü nitelikte eylemler gerçekleştirmişse, her ikisi de öldürülen kişinin ölümünden ayrı ayrı sorumlu tutulur. Birisi ölümü gerçekleştirmiş ve diğeri bunu gerçekleştirememişse, öldürmeyi gerçekleştiren öldürme suçundan, diğeri ise öldürmeye teşebbüsten sorumlu olur. Eğer kimin silahından çıktığı belirlenemiyorsa, her iki fail de öldürmeye teşebbüsten sorumlu tutulur.
Ortaklık (Şeriklik) ve Öldürme Suçu
Ortaklık (Şeriklik), öldürme suçunda da mümkündür ve ihmali hareketle gerçekleştirilebilir. Ancak bu yardım, azmettirme için geçerli olup, azmettirme için doğru bir kullanım değildir. Şeriklik, yardım etme olarak nitelendirilir. Yargıtay, bazı durumlarda müşterek failliği kabul etmez ve olay yerinde bulunan ve failin yanında bulunan kişilerin eylemlerini yardım etme şeklinde değerlendirebilir.
Ortakların (Şeriklerin) Cezai Sorumluluğu
Ortakların (Şeriklerin) cezai sorumluluğu, işlenen suca göre belirlenir. Örneğin, bir azmettirme sonucunda beş kişinin öldürülmesi durumunda, her bir öldürülen kişi için azmettiren ayrı ayrı sorumlu tutulur. Azmettiren, ayrıca yardım etme nedeniyle de sorumlu olmayacaktır. Azmettirenin cezası bazen failinkinden daha yüksek olabilir. Üstsoy veya altsoy ilişkisinden doğan nüfuz kullanımı yoluyla veya çocukların suça azmettirilmesi durumunda, azmettirenin cezası artırılır. 38. madde (şeriklik), suçun işlenmesine katkıda bulunan kişinin sorumluluğu için suçun nedensel olarak işlenmesini gerektirir.
Azmettirenin Cezasına İlişkin Hükümler
Azmettirenin kim olduğu belirlenemediğinde, kimin azmettiren olduğunun ortaya çıkmasına yardımcı olan kişi hakkında ceza indirimi yapma yetkisi bulunmaktadır. Bu düzenleme, indirim yapmak veya yapmamak konusunda hakimin takdir yetkisi olduğunu ifade eder.
Yardım Eden Kişinin Cezai Sorumluluğu
Yardım eden kişinin cezai sorumluluğu, suçun işlenmesine katkıda bulunma gerekliliğine dayanır. Yardım eden kişi, aynı fiilde azmettiren veya fail olabilir. Bu durumda, hem azmettirme veya fail olma hem de yardım etme nedeniyle ayrı ayrı sorumlu olacaktır.
Zincirleme Suç ve Öldürme Suçu
Zincirleme suç, öldürme suçu için geçerli değildir. Bu, zincirleme suçun, suç işleme kararı gerektirdiği bir suç türü olduğu için öldürme suçu ile bağdaşmayacağı bir görüştür. Türk Ceza Kanunu (TCK) madde 43/3 hükmü, öldürme suçunda zincirleme suçu kabul etmez. Yargıtay da aynı görüştedir. Yargıtay, bu konuda, “Birden fazla suç işlendiği durumda araya giren zaman dilimi de gözetilerek her iki suçun zincirleme suç olarak kabul edilemeyeceği” yönünde kararlar vermiştir.
Fikri İçtima ve Öldürme Suçu
Fikri içtima, genel tehlike yaratan suçlar ile öldürme suçu arasında mümkündür. Örneğin, öldürme suçu, genel güvenliği tehlikeye sokan bir suç ile fikri içtima oluşturabilir. Aynı şekilde trafik güvenliğini tehlikeye düşüren bir suç ile kasten öldürme suçu arasında fikri içtima ilişkisi olabilir. Sapma durumunda, farklı türden fikri içtima kuralları uygulanır. Örneğin, hedeflenen kişi dışında başka bir kişinin ölümüne neden olan bir olayda, fail, kasten öldürme suçuna teşebbüs ve taksirle öldürme suçu arasında farklı türden fikri içtima kuralları uygulanacaktır.
Fikri İçtima Kuralları ve TCK
Öldürme suçunda aynı türden fikri içtima mümkün olabilir, ancak TCK madde 43/3 nedeniyle aynı türden fikri içtima kuralları uygulanmaz. TCK madde 43/3, kasten öldürme ve kasten yaralamada aynı türden fikri içtima kurallarının uygulanmasını kabul etmez. Bu nedenle, her iki suç türü için ayrı ayrı sorumluluk tayin edilir. Tek fiilde hem öldürme hem de yaralama gerçekleştiği durumlarda, TCK madde 43/3 gibi bir düzenleme olmadığı için TCK madde 44 uyarınca her bir suç için ayrı ayrı sorumluluk belirlenir. Bu durum, suçlar ve cezaların orantılılığı ilkesiyle uyumsuz olabilir. Bu nedenle, mevcut yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi gerekebilir.
Kasten Öldürme Suçu ve Cezai Yaptırımlar
Kasten öldürme suçu, ceza hukukunda en ciddi suçlardan biri olarak kabul edilir ve Türk Ceza Kanunu’nda müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, bu cezanın maktu şekilde belirlenmesi ve nitelikli haller için ayrı düzenlemelerin bulunmaması eleştirilere neden olmaktadır.
Cezanın Maktu Olarak Belirlenmesi: Türk Ceza Kanunu’nda, kasten öldürme suçu için müebbet hapis cezası öngörülmüştür. Diğer bir deyişle, kanun maddesinde belirtilen suç işlendiğinde verilecek ceza, müebbet hapis cezasıdır. Bu durum, hakimlere suçun işlenme koşulları ve suçun ciddiyeti göz önüne alındığında ceza miktarını belirleme esnekliği tanımamaktadır.
Nitelikli Hallere Düzenleme Yokluğu: Türk Ceza Kanunu’nda kasten öldürme suçunun daha az ceza gerektiren nitelikli halleri için düzenleme bulunmamaktadır. Diğer ülkelerde, suçun işlenme biçimine göre farklı ceza aralıkları belirlenirken, Türk Ceza Kanunu’nda bu tür ayrıcalıklı durumlar için özel hükümler bulunmamaktadır. Bu, suçun türüne ve işlenme biçimine göre ceza miktarını esnek hale getirme olanağını sınırlar.
Diğer Ülkelerin Yaklaşımları: Diğer ülkelerde kasten öldürme suçunun ceza miktarı farklı şekillerde düzenlenir. Örneğin, Almanya’da suçun temel cezası 5 yıldan az olmamak üzere hapis cezasıdır. Ağır hallerde ise müebbet hapis cezası uygulanır. Avusturya’da 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası öngörülürken, İspanya’da 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası hükme bağlanır. Bu farklı yaklaşımlar, Türk Ceza Kanunu’ndaki sabit müebbet cezasının eleştirilmesine neden olur.
Güvenlik Tedbirleri: Kasten öldürme suçunu işleyen kişilere sadece ceza uygulanmaz, aynı zamanda güvenlik tedbirleri de alınabilir. Hak yoksunluğu, müsadere gibi tedbirler Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca uygulanabilir. Ayrıca, kusur yeteneği olmayan veya yaşları küçük olan kişiler için güvenlik tedbirleri de alınabilir.
Terör Suçu: Kasten öldürme suçunun terör örgütü faaliyetleri kapsamında işlenmesi durumunda, bu suç terör suçu olarak kabul edilir ve Terörle Mücadele Kanunu’nun ilgili maddeleri uygulanır.
Türk Ceza Kanunu’nda Kasten Öldürme Suçu
Türk Ceza Kanunu’nun 81. maddesinde düzenlenen kasten öldürme suçu, ülkemizde oldukça yaygın bir suçtur. Özellikle kadına yönelik şiddet kapsamında kadınların mağdur olduğu bir suç grubunu oluşturur. Suçun yaygın bir biçimde işlenmesi, yargı kararlarının bu suç grubunda önemli bir yer tutmasına neden olur. Ancak, suçun işlenmesinin çokluğu ve suça uygulanacak birçok hukuki müessese (kast, meşru savunma, kanun hükmünün yerine getirilmesi, sınırın aşılması, sapma, iştirak gibi) uygulamada sorunlara yol açar. Bu da hukuki açıdan tartışmalara ve doktrin içinde farklı görüşlere neden olur.
Sorunlar ve Tartışmalar
- Suçun Çokluğu: Kasten öldürme suçunun yaygın bir biçimde işlenmesi, yargı sistemini zorlar. Hem adliyelerde hem de mahkemelerde bu tür davaların yoğunluğu nedeniyle ciddi sorunlar yaşanır.
- Suça Uygulanacak Müesseseler: Suçun işlenmesinde çeşitli müesseselerin bulunması (örneğin, kast, meşru savunma, kanun hükmünün yerine getirilmesi, sınırın aşılması, sapma, iştirak) hukuki açıdan karmaşıklıklara yol açar ve uygulamada sorunlar yaşanır.
- Nitelikli Haller: Türk Ceza Kanunu’nda kasten öldürme suçunun nitelikli hallerine dair yeterli düzenleme bulunmaz. Nitelikli hallerin düzenlenmesinde sorunlar bulunur ve suçun temel şeklinin uygulanması, hukuki açıdan çelişkilere yol açabilir. Nitelikli hallerin daha öne çıkarılması gereken bir durumdur.
- Yüksek Cezalar ve Maktu Cezalar: Türk Ceza Kanunu’nda kasten öldürme suçu için öngörülen ceza miktarının yüksek olması ve cezanın maktu olarak belirlenmesi eleştirilere neden olur. Bu durum, hakimlere suçun işlenme koşulları ve suçun ciddiyeti göz önüne alındığında ceza miktarını belirleme esnekliği tanımaz.
Sonuç
Kasten öldürme suçu Türk Ceza Kanunu’nda önemli bir yere sahiptir ve sıklıkla işlenen bir suç olarak karşımıza çıkar. Ancak, suçun çokluğu ve uygulamadaki sorunlar, hukuki açıdan ciddi sorunlara yol açar. Nitelikli hallerin daha iyi düzenlenmesi, suçun temel şekli ile nitelikli şeklinin uygulanması açısından daha açık ve tutarlı bir çerçeve sunabilir. Ayrıca, ceza miktarının gözden geçirilmesi ve hakimlere suçun işlenme koşulları göz önüne alındığında ceza miktarını belirleme esnekliği tanınması gerekebilir. Bu şekilde kasten öldürme suçuyla mücadele daha etkili hale gelebilir.
Önemli Linkler
Sıkça Sorulan Sorular
Kasten adam öldürme nedir?
Kasten adam öldürme, bir kişinin diğer bir kişiyi bilinçli bir şekilde öldürme eylemini ifade eder. Bu, öldürmenin kasıtlı olarak ve bilinçli bir şekilde gerçekleştirildiği bir suç türüdür.
Türk Ceza Kanunu’nda kasten adam öldürme suçunun cezası nedir?
Türk Ceza Kanunu’nun 81. maddesinde düzenlenen kasten adam öldürme suçunun temel cezası müebbet hapis cezasıdır. Ancak, suçun işlenme koşulları ve nitelikli hallerine göre bu ceza değişebilir.
Kasten adam öldürme suçu nasıl kanıtlanır?
Kasten adam öldürme suçunun kanıtlanabilmesi için, failin eyleminin kasıtlı ve bilinçli bir şekilde gerçekleştiğini gösteren delillere ihtiyaç vardır. Bu deliller, tanık ifadeleri, olay yeri incelemeleri, otopsi raporları ve diğer fiziksel kanıtları içerebilir.
Meşru savunma, kasten adam öldürme suçunda bir savunma stratejisi olarak kullanılabilir mi?
Evet, meşru savunma, bir kişinin kendisini veya başkasını öldürmeye yönelik gerçek ve ciddi bir tehlikeye karşı koruma amacıyla kullanılabilir. Meşru savunma hukuki bir savunma stratejisi olabilir, ancak savunma, failin meşru savunma koşullarını kanıtlamakla yükümlüdür.
Kasten adam öldürme suçunda ceza miktarı nasıl belirlenir?
Kasten adam öldürme suçu işleyen bir kişinin ceza miktarı, suçun işlenme koşulları ve nitelikli hallerine göre değişebilir. Ancak temel ceza müebbet hapis cezasıdır. Hakim, suçun işlenme şekli ve özel koşullarını dikkate alarak cezanın miktarını belirler.
Kasten adam öldürme suçunda insan hakları ve hukuki savunma hakları nasıl korunur?
Kasten adam öldürme suçunda da herkesin adil yargılanma hakkı vardır. İnsan hakları ve hukuki savunma hakları korunmalıdır. Suçlunun avukatı aracılığıyla savunma hakkı kullanılmalı, suçlu veya suçsuz olduğuna dair yargı sürecinde deliller sunulmalıdır.
Kasten adam öldürme suçunun toplum üzerindeki etkileri nelerdir?
Kasten adam öldürme suçunun toplum üzerinde ciddi psikolojik, duygusal ve sosyal etkileri olabilir. Suçun işlenmesi mağdurların ailelerini ve toplumu derinden etkileyebilir. Ayrıca bu tür suçlar toplumda güvensizlik duygusuna yol açabilir.
Türk Ceza Kanunu’nda kasten adam öldürme suçuna uygulanan güvenlik tedbirleri nelerdir?
Kasten adam öldürme suçunu işleyen kişilere Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinde yer alan hak yoksunluğu ve 54. ile 55. maddelerinde yer alan müsadere güvenlik tedbirleri uygulanabilir. Kusur yeteneği olmayan veya akıl hastalığına sahip kişiler için de güvenlik tedbirleri düşünülebilir.