fbpx

Hayata Kast Edilmesi Nedeniyle Boşanma Davası

hayata kast nedeniyle boşanma davası 2024 2025

 

Hayata Kast Edilmesi Nedeniyle Boşanma Davası

 

TMK madde 162, hayata kast vakasının boşanma için yeterli sebep olduğunu belirtir. Bu eylem, hem maddi hem de manevi iki öğeden oluşur. Maddi öğe, hayata kast eyleminin gerçekleşmesi, manevi öğe ise bu eylemin kasten yapılmış olmasıdır. Hayata kast nedeniyle gerçekleşen boşanmanın, diğer boşanma nedenlerine benzer sonuçları bulunurken, bazı özel sonuçları da mevcuttur.

Maddi Unsur: Hayata Kast Eylemi

  • Hayata kast eylemi, eşe karşı yapılan öldürme teşebbüsü, intihara teşvik veya yardım gibi olumlu davranışlarla veya ölmemesi için gerekli yardımdan kaçınma gibi olumsuz davranışlarla gerçekleşebilir.
  • Eylemin planlanmış ya da ani olması, TMK açısından önem taşımaz.
  • Eylemin hazırlık aşamasında olması bile, hayata kast olgusunun varlığı için yeterlidir.
  • Ciddi ölüm tehditleri, genellikle hayata kast sayılmaz; ancak tehdidin aşırı olduğu durumlar değerlendirilmelidir.
  • Eşini öldürmeye teşebbüs edip başarısız olan durumlar da hayata kast kapsamındadır.
  • Hayata kast niteliği taşımayan, örneğin basit darp gibi eylemler, bu sebep kapsamında değildir.

Manevi Unsur: Kast

  • Hem TMK madde 162 hem de MK madde 130’da “kast” terimi kullanılır.
  • Hayata kast sebebiyle boşanma için, failin kast düzeyinde kusurlu davranışta bulunması gerekir.
  • Fiilin tedbirsizlik veya dikkatsizlik sonucu gerçekleşmesi, hayata kast durumunu oluşturmaz.
  • İhmal sonucu eşin hayatını tehlikeye atan eylemler, gizli bir öldürme amacı varsa hayata kast sayılabilir.

Hayata Kast Fiili ve Sonuçları: TMK madde 162’ye göre, hayata kast, bir eşin diğerini öldürme niyetiyle gerçekleştirdiği her türlü davranışı kapsar. Bu, ölümle sonuçlanmamış olsa bile geçerlidir, çünkü eşin ölümü, boşanmayı gerektirmeden evliliği sona erdirir.

 

HAYATA KAST NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI , türk medeni kanunu, TMK, 162; 2024; 2025; 2026
HAYATA KAST NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI, türk medeni kanunu, TMK, 162; 2024;

 

Hayata Kast Nedeniyle Boşanma Davasının Hukuki Yapısı

Boşanma davasının sonucunda, hukuki olarak evlilik birliğinin sona ermesi gerçekleşir. Boşanma davasının başlatılması bir bozucu yenilik doğuran hak olarak tanımlanırken, boşanma kararı da aynı doğada bir karardır. TMK madde 162, hayata kast fiilini özel bir boşanma sebebi olarak belirler. Bu tür özel boşanma sebepleri, sadece belirli ve özel durumların gerçekleşmesiyle boşanma hakkını doğurur.

Hayata Kast Nedeniyle Boşanma Davasının Şartları

Hayatına Kast Edilen Eşin Durumu: TMK madde 162’ye göre, bir eşin diğer eşe karşı gerçekleştirdiği hayata kast fiili, boşanma sebebi olarak kabul edilir. Bununla birlikte, eşlerin yakınlarına ya da müşterek çocuklarına karşı yapılan fiiller bu madde kapsamında değildir.

Kusurlu Eşin Sorumluluğu: Eğer hayata kast fiilini gerçekleştiren eş akıl hastalığına sahipse, bu durum TMK madde 162 kapsamında değerlendirilmez. Ancak, bu eşin kendi kusuru ile akıl sağlığını kaybetmiş olması, madde 162’ye göre işlem yapılmasına engel değildir.

Dava Hakkının Kaybedilmesi

Boşanma sürecinde, “af” ve “hak düşürücü süre” gibi kavramlar, eşler arasındaki ilişkinin geleceği üzerinde belirleyici rol oynar. Af, eşlerden birinin, diğerine karşı hissettiği olumsuz duyguları geride bırakma iradesini ifade ederken, hak düşürücü süre ise, hayata kast gibi ciddi boşanma sebeplerinde dava açma süresini sınırlar.

Af Kavramı ve Etkileri: Af, bir duygu beyanı olup, şekil şartına tabi değildir. Af iradesi, yazılı ya da sözlü olarak veya eşin davranışlarından anlaşılabilir. Örtülü af, eşin davranışlarından açıkça anlaşılan bir af iradesidir. Ancak ortak konutu terk etmeyip birlikte yaşamak, tek başına affın varlığını göstermez.

Hak Düşürücü Sürenin Uygulanması: Hayata kast sebebiyle açılan boşanma davasında, boşanma sebebini öğrenen eşin 6 (altı) ay içinde veya her halükarda olaydan 5 (beş) yıl içinde dava açması gerekmektedir.

Ceza Hukuku ve Hayata Kast Boşanma Davaları Arasındaki İlişki

Hayata kast fiilleri, hem medeni hem de ceza hukuku açısından önem taşır. Bu tür bir dava için ceza soruşturmasının varlığı zorunlu değildir, ancak bir ceza davası varsa, bu davada alınan karar hukuk mahkemesi için bağlayıcıdır.

Boşanma Davasında İspat Yükü ve Süreci: Boşanma davasında ispat yükü, davacı üzerindedir. Hayata kast olgusu, TMK madde 6 uyarınca her türlü delille ispat edilebilir ve “tam ispat” aranır.

Hayata Kast Nedeniyle Boşanma Davasında Özel Durumlar ve İlgili Hususlar

Terditli Davaların İncelenmesi: Özel boşanma sebeplerine dayalı davalar genellikle, TMK madde 166’da belirtilen genel sebepler ile birlikte açılabilir. Mahkeme, öncelikle özel sebebin varlığını tespit etmelidir.

Ayrılık Kararının Değerlendirilmesi: Hayata kast sebebiyle açılan boşanma davasında, hakim, eşler arasındaki ortak hayatın yeniden kurulabileceğini öngörüyorsa ayrılığa karar verebilir.

Hayata Kast Nedeniyle Boşanmanın Hukuki Sonuçları

Boşanma, sadece iki eş arasındaki ilişkiyi sonlandıran bir hukuki süreç değil, aynı zamanda çeşitli kişisel ve malî sonuçları da beraberinde getiren karmaşık bir durumdur. Türk Medeni Kanunu (TMK) çerçevesinde, hayata kast nedeniyle gerçekleşen boşanmalar, evlilik birliğinin hukuken sona ermesinden yeniden evlenme hakkına, kişisel durum değişikliklerinden mirasçılık haklarının kaybına kadar pek çok önemli sonucu doğurur.

Bu sonuçlar, boşanmanın etkilediği bireylerin hayatlarında yeni bir dönemin başlangıcını işaret eder ve bu süreçte alınan kararlar, eşlerin ve varsa çocuklarının geleceğini önemli ölçüde etkileyebilir.

Evlilik Birliğinin Sonlanması: Boşanma kararının yasal kesinleşmesiyle evlilik birliği hukuken son bulur. Bu, eşlerin evlilikten doğan yükümlülüklerinin ve haklarının sona ermesi anlamına gelir.

Yeniden Evlenme Hakkı: Boşanma kararının kesinleşmesiyle, eşler arasındaki evlenme engelleri kalkar. Ancak TMK m. 132 gereği, boşanmış bir kadın için belirlenen üç yüz günlük bekleme süresi bulunur. Bu süre, soybağı karışıklığını önlemek amacıyla konulmuştur.

Kişisel Durum Değişiklikleri: Boşanma sonucu eşlerin soyadı kullanımı gibi kişisel durumlarında değişiklikler meydana gelir. Genellikle, kadınlar boşanma sonrası kendi bekârlık soyadlarını kullanmaya başlarlar.

Zamanaşımı Sürecinin Başlaması: Eşler arasında var olan alacak haklarına ilişkin zamanaşımı süreci, boşanma ile birlikte yeniden başlar.

Mirasçılık Haklarının Kaybı

  1. TMK m. 181 Uyarınca Mirasçılık Hakları: Boşanma ile eşler, birbirlerinin yasal mirasçıları olmaktan çıkar. Ayrıca, boşanma öncesinde yapılan ölüme bağlı tasarruflarla sağlanan haklar, özel bir durum belirtilmedikçe kaybedilir.
  2. Boşanma Davası Sırasında Vefat Durumu: Eşlerden birinin boşanma davası sırasında vefatı durumunda, sağ kalan eşin mirasçılık hakları TMK m. 181/2’ye göre değerlendirilir.

Mal Rejiminin Tasfiyesi

Boşanma sürecinde, eşler arasındaki mal rejiminin sonlandırılması ve bu sürecin hukuki düzenlemeleri, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 179. maddesinde özel olarak ele alınmıştır. Boşanma, var olan mal rejiminin sona ermesine yol açarken, eşlerin evlilik süresince biriktirdikleri edinilmiş malların paylaşımı ve yönetimi önemli bir konu haline gelir.

Özellikle, zina veya hayata kast gibi ağır kusurların söz konusu olduğu durumlarda, mal rejiminin tasfiyesi ve paylaşımı konusunda hâkimin takdir yetkisi, hakkaniyet ilkesine dayalı özel düzenlemelere tabi olabilir. Bu, boşanmanın mali boyutlarının adil bir şekilde çözümlenmesi açısından kritik bir husustur.

Mal Rejiminin Sonlandırılması: Boşanma, TMK m. 179 kapsamında, eşler arasındaki mevcut mal rejiminin sona erdirilmesine neden olur. Bu süreçte mal rejiminin türüne bağlı olarak farklı hükümler uygulanır. Boşanma, TMK m. 179 kapsamında, eşler arasında var olan mal rejiminin sonlanmasına yol açar. Evlilik sürecinde hüküm süren mal rejimi, boşanmayla birlikte son bulur. Evlilik sırasında uygulanan mal rejiminin türüne göre tasfiye yapılır. TMK m. 218-282, farklı mal rejimi türlerini düzenler.

Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Uygulanması: TMK m. 202/1 uyarınca yasal mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimidir. Evlilik tarihi ve eşlerin tercih ettiği mal rejimine göre farklı hükümler uygulanır.

Zina ve Hayata Kast Durumlarında Özel Hüküm: Hayata kast sebebiyle boşanmalarda, kusurlu eşin artık değerdeki payının hakkaniyet temelinde azaltılması veya kaldırılması mümkündür. TMK m. 236’nın 2. fıkrasında, zina ve hayata kast durumlarında, hâkimin kusurlu eşin artık değerdeki pay oranını azaltma veya kaldırma yetkisi bulunmaktadır.

Maddi Tazminat

Boşanma sürecinde maddi tazminat, ekonomik zarar gören taraf için önemli bir hukuki hak olarak karşımıza çıkar. Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 174/1 uyarınca, boşanmanın yol açtığı maddi kayıpların telafisi için, daha az kusurlu ya da kusursuz taraf, kusurlu olan diğer tarafa karşı maddi tazminat talebinde bulunabilir.

Bu talebin yerine getirilmesi için belirli şartlar bulunmakta olup, bu şartlar kapsamında, tazminat miktarının belirlenmesinde hâkim, çeşitli faktörleri dikkate alarak adil bir karar vermeye çalışır. Bu süreç, boşanmanın ekonomik etkilerini dengelenmesine yardımcı olarak, mağdur tarafın hakkını korumayı amaçlar.

Tazminat Hakkı: TMK m. 174/1’e göre, boşanmadan dolayı menfaati zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu tarafa karşı maddi tazminat talebinde bulunabilir.

Tazminat Talebinin Şartları

  1. Kusurlu olmama şartı: Tazminat talep eden tarafın kusursuz veya daha az kusurlu olması gereklidir.
  2. Davalı tarafın kusurlu olması: Boşanma sebebinde kusurlu olan taraf aleyhine tazminat talep edilebilir.
  3. Mevcut veya beklenen menfaatin zedelenmesi: Tazminat talep eden tarafın boşanma sebebiyle zarar görmüş olması gereklidir.

Tazminat Miktarının Belirlenmesi: Maddi tazminatın miktarını hâkim, evliliğin süresi, tarafların kusur durumu, ekonomik ve sosyal durumları gibi faktörleri göz önünde bulundurarak belirler.

Manevi Tazminat

Boşanma sürecinde manevi tazminat, özellikle kişilik haklarına yapılan saldırılar nedeniyle zarar gören taraf için önemli bir telafi mekanizmasıdır. Bu tazminatın talep edilebilmesi için, davalı tarafın kusurlu olması ve bu kusurun davacının kişilik haklarını ihlal etmiş olması gereklidir. Özellikle hayata kast gibi ağır durumlar, bu ihlali açıkça ortaya koyar. Tazminatın miktarının belirlenmesinde ise, boşanmanın neden olduğu zararın boyutu, davalının mali durumu ve davacının mevcut koşulları dikkate alınır, böylece adaletli bir telafi sağlanmaya çalışılır.

TMK m. 174/2 uyarınca, boşanma sebebiyle manevi zarara uğrayan taraf, uygun bir manevi tazminat talep edebilir.

Kusurlu Davalı Şartı: Manevi tazminat talebinde bulunabilmek için, davalının kusurlu olması gerekmektedir. Bu kusur, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmalıdır.

Kişilik Hakkının İhlali: Manevi tazminat için, davacının kişilik hakkının boşanmaya sebep olan olaylar sonucunda ihlal edilmiş olması gerekir. Hayata kast durumunda bu ihlal açıkça kabul edilir.

Tazminat Miktarının Belirlenmesi: Hâkim, tazminat miktarını belirlerken boşanma sebebinin ağırlığını, davalının mali gücünü ve davacının durumunu dikkate alır. Hayata kast durumu, yüksek miktarda tazminata yol açabilir.

Yoksulluk Nafakası

Boşanmanın getirdiği hukuki süreçler içerisinde yoksulluk nafakası, özellikle ekonomik anlamda daha dezavantajlı durumda kalan taraf için önemli bir mali destek mekanizmasıdır. Bu mekanizma, Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca, boşanmanın maddi ve manevi etkilerini hafifletmeye yönelik olarak tasarlanmıştır.

Yoksulluk nafakası talebinde bulunabilmek için, talepte bulunan tarafın daha az kusurlu olması ve ekonomik açıdan yoksulluk içinde bulunması gerekmektedir. Nafakanın miktarı ve süresi, talep eden eşin ihtiyaçları ve diğer eşin ödeme kapasitesine göre belirlenirken, bu taleplerin zamanında yapılması gerektiği, belirlenen zamanaşımı süreleri ile sınırlıdır. Bu süreç, boşanmanın mali boyutlarını dengelenmesine yardımcı olmak amacıyla, eşler arasında adil bir mali düzenlemeyi hedefler.

Talep Edilmesi ve Kusur Durumu: Yoksulluk nafakası talep edilmesi için taraflardan birinin talepte bulunması ve talep eden tarafın daha ağır kusurlu olmaması gerekir.

Yoksulluğun Tanımı ve Ölçütü: Talep eden tarafın ekonomik durumu, yoksulluğun tanımında belirleyici bir faktördür. Zaman içinde değişen toplumsal ve ekonomik koşullar yoksulluğun tanımını etkiler.

Nafakanın Miktarı ve Süresi: Nafakanın miktarı, ödeme gücüne göre belirlenir ve talep eden eşin zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olmalıdır.

Zamanaşımı Süresi ve Uygulaması: Maddi, manevi tazminat veya yoksulluk nafakası talepleri, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülebilir. Bu süre, bir defalık zamanaşımı süresidir.

Hayata Kast Sebebiyle Boşanmanın Çocuklar Üzerindeki Hukuki Sonuçları

Boşanma süreçleri, sadece eşler arasındaki hukuki ilişkileri sonlandırmakla kalmaz, aynı zamanda eğer varsa çocukların hayatını ve haklarını da derinden etkiler. Türk Medeni Kanunu (TMK), boşanma durumunda çocukların velayeti, ebeveynleriyle olan ilişkileri ve iştirak nafakası gibi konularda çeşitli düzenlemeler içerir. Bu düzenlemeler, özellikle çocuğun menfaatini koruma altına almayı hedefler ve çocukların duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarının boşanma sürecinde nasıl karşılanacağına dair hükümler içerir.

Bu kapsamda TMK m. 336, çocuğun velayetinin belirlenmesi, m. 182 ise çocukla kişisel ilişki kurulması ve iştirak nafakasının düzenlenmesi gibi temel konuları ele alır. Boşanmanın çocuklar üzerindeki bu etkileri, ebeveynlerin ve çocukların gelecekteki yaşamlarını önemli ölçüde etkileyebilecek kritik kararları içerir.

Velayetin Belirlenmesi

TMK m. 336 uyarınca boşanma sonucunda, çocuğun velayeti anne veya babadan birine verilir. Hakim, velayet kararını verirken öncelikle çocuğun menfaatini gözetir.

Velinin belirlenmesinde ebeveynlerin sosyal çevresi, yaşam tarzı ve çocuğa sağlayabilecekleri bakım ve eğitim olanakları dikkate alınır.

Kusurlu Ebeveynin Velayeti

Utandırıcı suç işleme, haysiyetsiz yaşam sürme gibi durumlarda, bu eylemleri gerçekleştiren ebeveynin velayet hakkının verilmesi genellikle uygun bulunmaz.

Çocukla Kişisel İlişkinin Devamı

Velayet hakkı sona eren ebeveyn, TMK m. 182 uyarınca, çocukları ile kişisel ilişki kurma hakkına sahiptir. Bu, her ebeveynin temel hakkıdır.

İştirak Nafakası, Çocuğun Bakım ve Eğitimi

TMK m. 182/2’ye göre, çocuğun bakım ve eğitimiyle ilgili giderler, velayeti elinde bulundurmayan ebeveyn tarafından da “gücü oranında” karşılanmalıdır.

Sonuç

Boşanma, yalnızca iki eş arasındaki ilişkinin sona ermesinden ibaret değil, aynı zamanda çeşitli kişisel, mali ve hukuki sonuçları da beraberinde getiren karmaşık bir süreçtir. Türk Medeni Kanunu (TMK) çerçevesinde, özellikle hayata kast gibi ağır boşanma sebepleri, bu sürecin yönünü önemli ölçüde belirler.

Hayata kast durumunda, boşanma kararı sadece eşlerin hayatını değil, varsa çocukların hayatını ve haklarını da etkiler. Velayetin belirlenmesi, çocukla kişisel ilişki düzenlemeleri ve iştirak nafakası gibi konular, çocuğun menfaatini korumak ve onların boşanmanın etkilerini en az zararla atlatmalarını sağlamak için büyük önem taşır. Bu süreç, eşlerin ve çocukların gelecekteki yaşamları için kritik kararlar içerir ve her aşaması, ilgili hukuki düzenlemeler ışığında titizlikle ele alınmalıdır. Böylece boşanma, eşlerin ve çocukların hayatlarında yeni bir dönemin başlangıcını daha sağlıklı ve adil bir şekilde işaret edebilir.

Önemli Linkler

Sıkça Sorulan Sorular

Hayata kast nedeniyle boşanma davası nasıl açılır?

Hayata kast nedeniyle boşanma davası açmak için Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesine dayanarak aşağıdaki adımları izlemeniz gerekir:

  1. Avukat Tutun: İlk adımınız bir avukat tutmaktır. Bu karmaşık hukuki süreçte uzman bir avukatın rehberliği önemlidir.
  2. Dava Dilekçesi Hazırlama: Avukatınız, TMK 162. maddeye dayanarak bir dava dilekçesi hazırlayacaktır. Bu dilekçe, hayata kast eden eşin davranışlarını detaylı bir şekilde açıklar.
  3. Dava Açma: Hazırlanan dava dilekçesi, yerel mahkemeye sunulur ve boşanma davası açılır.

Hayata kast eden eşin kusuru ispatlanırsa ne tür tazminatlar talep edilebilir?

Hayata kast eden eşin kusuru ispatlandığında, kusursuz veya daha az kusurlu taraf aşağıdaki tazminatları talep edebilir:

  1. Maddi Tazminat: Kusursuz veya daha az kusurlu taraf, boşanmadan dolayı maddi zarara uğradıysa bu zararın telafisi için maddi tazminat talep edebilir. Maddi zararlar somut olarak belirlenir.
  2. Manevi Tazminat: Hayata kast eden eşin sebep olduğu acı, ızdırap ve psikolojik travmayı telafi etmeye yönelik olarak manevi tazminat talep edilebilir. Manevi tazminat, duygusal zararların telafisi amaçlanarak istenir.

Hayata kast eden eşin kusuru ispatlandığında nafaka talep edilebilir mi?

Evet, hayata kast eden eşin kusuru ispatlandığında, kusursuz veya daha az kusurlu taraf lehine nafaka talep edilebilir. Bu nafaka, boşanmanın ardından gelir kaybını telafi etmek için talep edilir ve süresiz nafaka olarak hükmedilebilir.

Hayata kast eden eşin davranışları çocukların velayetini nasıl etkiler?

Hayata kast eden eşin davranışları, çocukların velayetini etkileyebilir. Bu davranışlar, çocukların güvenliği ve refahı için bir tehlike oluşturduğunda, kusurlu eşin çocukların velayeti üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Ancak çocukların velayeti konusu, mahkeme tarafından ayrıca değerlendirilir ve her durum kendine özgüdür. Kusurlu eşin çocukların velayetini alması oldukça zordur.

Call Now Button+90 506 718 39 25