fbpx

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu [TCK Md. 132]

AVUKAT

 

İçindekiler

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu

 

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, hukuki bir değerlendirmeye tabi tutulduğunda, suçun tamamlanma anının sadece bir hareketle gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususunda bir tartışma ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda, suçun tamamlanabilmesi için haberleşme içeriğinin tamamının öğrenilmesi zorunluluğunun olmadığı savunulmaktadır.

 

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu, TCK 132, Türk Ceza Kanunu, 2023, 2024, 2025
Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu, TCK 132, Türk Ceza Kanunu, 2023

 

Suçun Tamamlanma Şartları ve Teşebbüs

Suçun tamamlanması için haberleşme içeriğinin öğrenilmesi şartının olmaması, suçun tamamlanma anının sadece elverişli bir hareketin gerçekleştirilmesiyle mümkün olduğu görüşüne dayanmaktadır. Örneğin, bir kişinin postacıyı kandırarak başkasına ait bir mektubu ele geçirmesi, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu bakımından elverişli bir hareket olarak değerlendirilebilir.

Ancak, suçun teşebbüs aşamasında değerlendirilebilmesi için, failin haberleşme içeriğine doğrudan yönelik bir icrai fiil gerçekleştirmesi gerektiği düşünülmektedir. Örneğin, bir kişinin bir telefon görüşmesini dinlemesi, ancak konuşulan dili anlamadığı için içeriği anlayamaması durumunda, suç teşebbüs aşamasında kalacaktır.

Haberleşme İçeriğini İfşa Suçu ve Suçun Tamamlanma Anı

Haberleşme içeriğini ifşa suçu bakımından, suça konu içeriğin en az iki kişi tarafından öğrenilmesiyle suç tamamlanmaktadır. Bu suç tipinde de, sadece hareket suçunun özelliği gereği icra hareketleri bölünebilirse teşebbüs hükümlerinin uygulanabileceği öne sürülmektedir.

Farklı hukuki görüşlere göre, haberleşmenin ihlali ve haberleşme içeriklerini kaydetme eylemlerini ayrı bağımsız suçlar olarak nitelendiren bir yaklaşım bulunmaktadır. Bu durumda, suçun tamamlanması için haberleşme içeriğinin öğrenilmesi ile kayıt eyleminin bir arada gerçekleşmesi gerektiği savunulmaktadır.

Teşebbüs ve Olası Kast İlişkisi

Teşebbüs aşamasında olası kastın varlığı halinde, belirli bir sonuca yönelinmediği ve sorumluluğun meydana gelen netice ile belirlenebileceği görüşüne karşı çıkılmaktadır. Bu bağlamda, olası kastın suçun teşebbüs aşamasında uygulanabilirliği hususunda farklı hukuki görüşler bulunmaktadır.

Gönüllü Vazgeçme Hükümleri ve Suç Tipi İle İlişkisi

Türk Ceza Kanunu’nun 36. maddesinde düzenlenen gönüllü vazgeçme hükümleri, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları açısından da incelenmelidir. Gönüllü vazgeçme hükümleri, suçun icra hareketlerinden vazgeçilmesi veya neticenin önlendiği durumlarda teşebbüsten dolayı cezalandırılmayacağını öngörmektedir. Ancak, suçun neticesi harekete bitişik bir suç niteliğinde ise, gönüllü vazgeçme hükümlerinin uygulanamayabileceği görüşü de mevcuttur.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunda İştirak

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, genel hükümler çerçevesinde değerlendirilir, ancak özel bir özelliğe sahip değildir. Suça iştirak, müşterek faillik veya şeriklik yoluyla gerçekleşebilir. Örneğin, Yargıtay’ın bir kararında, işten çıkarılan tanık Ayten’in telefon görüşmesini gizlice kaydeden sanığın, azmettiren veya yardım eden sıfatına haiz olup olmadığı tartışılmıştır. Ancak, kişinin kendi haberleşme içeriğini kaydetmesi TCK’nın 132/1-2. maddesinde suç olarak tanımlanmadığı için, sanığın azmettirme veya yardım etme eylemi hukuka aykırı bulunmamış ve bu nedenle sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir.

İştirakın Çeşitleri ve Örnekler

İştirak, yardım eden olma haline örnek olarak, sevgilisinin telefon görüşmelerini dinleyerek veya başkalarına ait mesajları elde ederek mesaj içeriklerini öğrenmeye çalışan bir sanığa casus yazılım programını temin eden diğer sanığın eylemi olarak görülebilir. Yargıtay, bu durumda diğer sanığın suça yardım etme maddesinin uygulanması gerektiğine hükmetmiştir.

Suçun Teşebbüs Aşamasında İştirak

İştirak hükümlerinin uygulanabilmesi için suçun en azından teşebbüs aşamasında olması gerekir. Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu açısından, haberleşme içeriğinin öğrenilmesi ve kayda alınması eyleminin birkaç kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi, suça iştirakin mümkün olduğunu gösterir. Benzer şekilde, haberleşme içeriklerinin açıklanmasının da birkaç failin işbirliği ile gerçekleşmesi mümkündür.

Failin Kendisine Yaptırdığı Eylemler

Suçun işlenmesi için fail, eylemlerini başkasına yaptırabilir. Örneğin, tanıdığına ait bir yazıyı kendi çocuğuna aldıran fail, dolaylı bir fail olarak sorumlu olabilir.

Nitelikli Suç Hali ve İştirak

Suçun nitelikli halleri, suça iştirak durumunda önemlidir. Kamu görevlisi olması veya belirli bir meslekten kaynaklanan kolaylık kullanması gibi durumlar, iştirakın cezai sorumluluğunu etkileyebilir. Ancak, suç ortakları arasında bağlılık ilkesi gereği, nitelikli halin diğer faillere etkisi olmayabilir.

Birden Fazla Failin Eş Zamanlı Eylemi ve İştirak

TCK’nın 132/3-c.2 hükmüne göre, birden fazla failin aynı anda haberleşme içeriklerini basın yoluyla ifşa etmesi durumunda iştirak hükümleri uygulanmaz. Bu, iştirak iradesinin olmaması nedeniyle tesadüfen birlikte suç işleyen failler için geçerlidir. Ayrıca, aynı kişiye karşı suçu birlikte işleme iradesi olmaksızın faillerin suçu işlemesi halinde müstakil faillik söz konusu olabilir.

Gönüllü Vazgeçme Hükümleri

TCK md. 41, iştirak halinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme hükümlerini düzenler. Ancak, sadece suça konu eylemlerden vazgeçen failin cezalandırılmayacağı, ayrıca suça neden olan katkısının ortadan kaldırılması gerektiği vurgulanır.

Türk Ceza Kanunu’nda Haberleşmenin Gizliliği

Türk Ceza Kanunu’nda haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu için özel bir içtima düzenlemesi bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu suçlar genel hükümlere göre içtima kurallarına tabi tutulacaktır. Bir kişinin haberleşme içeriklerinin öğrenilmesi, TCK’nın 132. maddesini ihlal ettiği gibi özel hayatın gizliliğini de ihlal ediyorsa, fail yalnızca haberleşmenin gizliliğini ihlal hükümlerine göre cezalandırılır.

Tek Bir Fiil ile İki Suç: Tartışma ve Çözüm Önerileri

Failin aynı anda başkasının haberleşme içeriğini ihlal etmesi ve ardından bu içeriği kayda alması eylemi, tek bir suç mu, yoksa iki ayrı suç mu oluşturur, tartışılmaktadır. Okuma eylemi kayda almanın doğal bir devamı olmadığı için, failin iki ayrı hareket gerçekleştirdiği ve bu fiillerin ayrı kast gerektiği düşünülmektedir. Ancak, başkalarının haberleşme içeriklerini dinleyen ve daha sonra kayda almaya teşebbüs eden ancak yakalanan bir failin TCK md. 132/1-c.1 ve 132/1-c.2’ye teşebbüsten sorumlu tutulabileceği ileri sürülmüştür. Ancak, bu durumda, nitelikli halden sorumluluğun söz konusu olduğu, haberleşme içeriğini kaydeden ve daha sonra ifşa eden failin, yalnızca TCK md. 132/1-c.2 uyarınca sorumlu olabilecektir.

Haberleşme İçeriklerinin İfşası ve İki Ayrı Suç

Haberleşme içeriğini ihlal eden failin daha sonra bu içeriği ifşa etmesi durumunda, iki suç tipi arasında bileşik suç ilişkisinin kurulamayacağı ve bu nedenle iki ayrı suçun oluşacağı düşünülmektedir. Haberleşme içeriğini kaydeden ve ifşa eden fail, farklı kişiler olabileceğinden, bu görüş doğru bir yaklaşımdır.

Haberleşme İçeriklerinin Öğrenilmesi ve İfşası: İki Ayrı Suç

Haberleşme içeriğinin öğrenilmesi, okuma, dinleme veya kayda alma yoluyla gerçekleşebilir. İçeriklerin ifşa edilmesi için içeriklerin öğrenilmesi gerektiğinden, öğrenme ve ifşa durumlarında iki ayrı suç oluştuğunu düşünüyoruz. İçeriklerin hukuka aykırı yolla elde edilmiş olması şartı aranmaz, bu nedenle içerikleri öğrenen ve sonra ifşa eden fail, iki ayrı suçtan sorumlu olacaktır.

Fikri İçtima Kuralları ve Uygulama Alanları

TCK’nın 44. maddesi, birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişinin en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılmasını öngörür. Haberleşme içeriğinin kaydedilmesi esnasında gerçekleştirilen fiil, içeriklerin öğrenilmesi açısından elverişli icra hareketi olduğundan, failin hem TCK md. 132/1-c.1 hem de TCK md. 132/1-c.2’den sorumlu olacağıdır. Ancak, bu durumda aynı menfaati koruduğundan fikri içtima kuralının uygulanmaması ve failin yalnızca TCK md. 132/1-c.2’den cezalandırılması gerekeceği düşünülmektedir.

Bağlantılı Suçlar ve Cezalandırma

Haberleşme içeriğini alenen ifşa eden fail, aynı zamanda hakaret suçunu işlerse, TCK md. 125 ve fikri içtima kurallarının uygulanması gerekeceğinden, fail en ağır cezayı gerektiren suçtan sorumlu olacaktır.

Zincirleme Suçlar ve Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu

Bir suç işleme kararı çerçevesinde farklı zamanlarda aynı kişiye karşı haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları işlenirse, zincirleme suç hükümleri devreye girebilir. Bu durumda, “aynı suç” şartı, suçun nitelikli hallerini de içerir. Mağdura karşı haberleşme içeriklerini ihlal eden fail, örneğin ihlali kayda alarak suçun nitelikli halini oluşturduğu bir durumda, TCK’nın 43. maddesi uyarınca cezanın artırılması gerekir. Ancak, suçlar farklı fıkralarda düzenlenmişse ve nitelikli haller içermiyorsa, farklı suç tiplerinin aynı mağdura karşı işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümleri uygulanmayabilir. Bu, aynı hukuki konuyu koruyan farklı suçların düzenlenmiş olmasından kaynaklanan bir durumdur.

Farklı Suç Türlerinin Aynı Mağdura Karşı İşlenmesi

Farklı suç türlerinin aynı mağdura karşı işlenmesi durumunda, örneğin TCK’nın 132. maddesinde düzenlenen farklı suç tiplerinin aynı mağdura karşı işlenmesi halinde, fikri içtima kuralları uygulanmamış gibi değerlendirilebilir. Ancak, bir aileye gönderilen zarfta aile üyelerine hitaben ayrı mektuplar bulunması durumunda ya da bir mektubun birden fazla kişiye yönelik olması halinde, failin bir fiille birden fazla mağdura karşı suç işlemesi durumunda, zincirleme suç hükümleri devreye girebilir. İhlal edilen başkalarına ait haberleşme içeriğinin birden fazla kişiye ifşa edilmesi durumunda ise, tek bir suçun söz konusu olduğu değerlendirilebilir.

Zincirleme suçlara ilişkin görüş ayrılıkları söz konusudur. Bir görüşe göre, kanuni ve zorunlu unsur olarak mağdur sayısının en az iki kişi olması gerektiği belirtilmiş ve suç sayısının tek olduğu ifade edilmiştir. Diğer bir görüşe göre ise, suç tanımının esas alındığı ve suçların aynı mağdura karşı işlenmiş olmasının zincirleme suç hükümlerine engel olmadığı ileri sürülmüştür.

Suç Hükümleri ve Yaptırımlar

Türk Ceza Kanunu (TCK) md. 132/1, kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden suçları düzenlemektedir. Buna göre, failin haberleşme içeriklerini kayda alma suretiyle gerçekleştirdiği ihlal durumunda, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Aynı maddeye göre, haberleşme içeriklerinin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi suçu ise 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasını içermektedir. Ayrıca, kişinin kendi haberleşme içeriğini rızası olmaksızın alenen ifşa etmesi durumunda da 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası söz konusudur.

TCK md. 132/1-c.2 ve Elektronik Haberleşme Kanunu’ndaki Düzenleme

TCK md. 132/1-c.2, haberleşme içeriklerinin kaydedilmesini düzenlerken, Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63/3 ve 63/11 maddeleri bu suçun özel durumlarını belirtir. Ancak, bu düzenlemeyle öngörülen cezaların ölçülü olmadığı ve ceza adaletine uygun olmadığı kanaati mevcuttur.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçlarının Taksirle İşlenmesi

TCK, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarının taksirle işlenmesini düzenlemediğinden, kasten işlenen suçlar için cezai yaptırımlar öngörülmüştür. Suç işleyen kişiye, TCK md. 53 uyarınca belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirleri uygulanacaktır. Ayrıca, suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi durumunda belirli yetkilerin kullanılmasının yasaklanması gibi ek önlemler de alınabilir.

Tüzel Kişilere Özgü Güvenlik Tedbirleri

TCK md. 140, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar için tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerini düzenler. Özellikle bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda cezaların yarı oranında artırılması öngörülmüştür. Bu çerçevede, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanması söz konusudur.

Uzlaştırma ve Kamu Davasının Ertelenmesi

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) md. 253 uyarınca uzlaştırmaya tabidir. Ancak, uzlaşma kapsamına girmeyen başka bir suçun işlenmesi durumunda, uzlaşma hükümleri uygulanmaz. Kovuşturma aşamasında anlaşma durumunda, Cumhuriyet Savcısı kovuşturmaya yer olmadığına karar verebilir. Ayrıca, CMK md. 171/2’ye göre kamu davasının açılmasının ertelenmesi mümkündür.

Sonuç ve Değerlendirme

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu; suçun tamamlanma anı, teşebbüs ve gönüllü vazgeçme hükümleri açısından çeşitli hukuki tartışmalara neden olmaktadır. Bu bağlamda, suçun unsurları ve tamamlanma şartları konusundaki farklı hukuki görüşler, suçun değerlendirilmesi ve cezalandırılması süreçlerini etkilemektedir.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunda iştirak, genel hükümler çerçevesinde değerlendirilir. Suça iştirak edenlerin durumu, suçun özellikleri ve iştirak durumları dikkatlice değerlendirilmelidir.

Zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilirliği konusundaki bu görüş ayrılıkları, suç tiplerinin nitelikleri ve düzenlemeler arasındaki ilişkileri göstermektedir. İlgili suç maddelerinin detaylı bir hukuki analizi, bu konuda netleşmeyi sağlayabilir ve uygulamada tutarlı bir yaklaşımın benimsenmesine katkıda bulunabilir.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları, TCK’nın detaylı hükümleri ve cezalarıyla düzenlenmiştir. Ceza adaleti, ölçülülük ve suç işlenen duruma uygun yaptırımların belirlenmesi açısından önemlidir. TCK, suçun taksirle işlenmesini düzenlemediğinden, suçun işlenmesi halinde belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirleri uygulanacaktır. Tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirleri ve uzlaştırma süreci de suçun işlenmesi halinde önemli rol oynayabilir.

Önemli Linkler

Sıkça Sorulan Sorular

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu nedir?

Türk Ceza Kanunu (TCK) madde 132/1’e göre, kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, bir kişinin izni olmaksızın diğer bir kişinin haberleşme içeriklerini kaydetme, ifşa etme veya kendi haberleşme içeriğini izinsiz olarak aleniyet kazandırma eylemlerini içerir.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarının cezaları nedir?

TCK md. 132/1’e göre, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarına karışan kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, suçun nitelikli halleri ve diğer maddelerde belirlenen durumlar, cezanın artırılmasına neden olabilir.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarının taksirle işlenmesi mümkün müdür?

TCK’da haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarının taksirle işlenmesine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu suçlar genellikle kasıtla işlenen suçlardır.

Suçun işlenmesi halinde hangi tedbirler uygulanabilir?

Suç işleyen kişiye, TCK md. 53 uyarınca belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirleri uygulanabilir. Kamu görevlisi tarafından işlenen suçlarda, belirli yetkilerin kullanılmasının yasaklanması gibi ek önlemler de alınabilir.

Tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirleri nelerdir?

TCK md. 140’a göre, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir. Bu tedbirler, cezaların yarı oranında artırılmasını içerir.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları uzlaştırma kapsamına girer mi?

Evet, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları, CMK md. 253 uyarınca uzlaştırmaya tabidir. Ancak, uzlaşma kapsamına girmeyen başka bir suçun işlenmesi durumunda uzlaşma hükümleri uygulanmaz.

Kamu davasının açılması ertelenebilir mi?

Evet, CMK md. 171/2’ye göre, kamu davasının açılmasının ertelenmesi mümkündür. Bu durum, suçun işlenmesi halinde belirli bir süre içinde uzlaşmanın gerçekleşmesi veya belirli şartların yerine getirilmesi durumunda uygulanabilir.

Call Now Button+90 506 718 39 25