İçindekiler
- 1 Birden Fazla Evlilik Yapmanın Suçu ve Cezası [TCK Md. 230/1]
- 1.1 Birden Çok Evlilik Suçu
- 1.2 Suçun Maddi Unsurları
- 1.3 Suçu Etkileyen Unsurlar
- 1.4 Suçların Birleşmesi ve İştirak
- 1.5 Evlendirme Memurunun İkinci Nikahı Kıyması ve Hukuki Değerlendirme
- 1.6 Yaptırım ve Muhakeme
- 1.7 Önemli Linkler
- 1.8 Sıkça Sorulan Sorular
- 1.8.1 Birden fazla evlilik suçu nedir ve hangi durumlarda işlenir?
- 1.8.2 Birden çok evlilik suçu işleyen kişi hangi cezayla karşılaşır?
- 1.8.3 Birden çok evlilik suçu ile birlikte başka suçlar da işlenebilir mi?
- 1.8.4 Evlendirme memuru, bir kişinin birden çok evliliğini bilerek ikinci bir nikah kıyarsa ne gibi hukuki sonuçlarla karşılaşabilir?
- 1.8.5 Birden çok evlilik suçu için hangi mahkeme yetkilidir?
Birden Fazla Evlilik Yapmanın Suçu ve Cezası [TCK Md. 230/1]
Birden fazla evlilik yapmak; bu suçu işleyen kişi, evli olmasına rağmen başka biriyle evlenme girişiminde bulunarak altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir. Aynı şekilde, evli olan bir kişi yeniden evlenirse veya bekar bir kişi evli olduğunu bilerek evlenirse, bu durumlar da aynı madde kapsamında değerlendirilir ve cezalandırılır.
Bu suçun temel amacı, aile düzenini korumak ve resmi evlilik düzenine zarar vermemektir. Hukuki açıdan, bir kişinin birden çok evlilik yapması, evlilik akdi sırasında geçerli evlilik şartlarını ihlal ettiği anlamına gelir. Suçun cezai yaptırımı, evlilik düzenine saygıyı sağlamak ve aile birliğini korumak amacıyla uygulanır.
Türk Ceza Kanunu (TCK) 5237 sayılı madde 230, birden fazla suçu düzenleyen bir başlık altında ele almaktadır. Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin 2015 yılında verdiği iptal kararı sonrasında değişikliğe uğramıştır. Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen suçlar arasında “dinsel tören suçu” da bulunmaktadır. Son iki fıkrada suçlar, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı üzerine değişikliğe uğramıştır. Bu değişiklik, evlenmenin iptali kararının kesinleştiği tarihten itibaren zamanaşımının işlemesini öngörmektedir.
TCK 230. Madde, sadece suçların temel şeklini düzenlemekte olup, ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenlere yer verilmemiştir. İnceleme, yürürlükten kalkan suçlara odaklanmamakta, sadece mevcut suçları doktrin görüşleri ve Yargıtay içtihatları ışığında detaylı bir şekilde ele almaktadır.
Suç Tanımları
- Birden Çok Evlilik Suçu (Madde 230/1):
- Evli olmasına rağmen başkasıyla evlenme işlemi yaptıran kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Evli olan ve yeniden evlenen kişiyi, ikinci fıkra ise bekar olan ve evli olduğunu bilerek evlenen kişiyi cezalandırmaktadır.
- Hileli Evlenme Suçu (Madde 230/2):
- Kendisi evli olmamakla birlikte, evli olduğunu bildiği bir kimse ile evlilik işlemi yaptıran kişi de aynı cezaya çarptırılır.
- Bekar olan ve evli olduğunu bilerek evlenen kişiyi cezalandırmaktadır.
- Dinsel Tören Suçu (Madde 230/3):
- Gerçek kimliğini saklamak suretiyle bir başkasıyla evlenme işlemi yaptıran kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Suç Kategorizasyonu
- Suçlar, “Aile Düzenine Karşı İşlenen Suçlar” başlıklı bölümde yer almaktadır, ve bu durum Alman Ceza Kanunu’ndan farklıdır.
Dini Nikahın Hukuki Durumu
- Maddede, resmi nikah olmaksızın sadece dini nikah yaptırmak suretiyle evlenenlerin ve bu eylemi gerçekleştirenlerin cezai yaptırım altına alındığı belirtilmektedir.
Hukuki İnceleme ve Eleştiri
- Mahkemelerin, suçun ispatının zorluğu ve Anayasa’nın özel hayatın gizliliği ve din özgürlüğü hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapması gerektiği vurgulanmaktadır.
- Türkiye’de zinanın suç olmaktan çıkmasına rağmen, resmi nikah olmadan dini nikah kıymasının suç teşkil etmesinin Anayasa’ya aykırı olduğu savunulmaktadır.
Birden Çok Evlilik Suçu
İlgili suç, TCK’da “Aile Düzenine Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Suçun tanımında “birden çok evlilik, hileli evlenme ve dinsel tören” ifadelerine yer verilmiştir. Bu suçun koruduğu hukuki yarar, genel olarak aile düzeninin korunmasıdır. Madde gerekçesinde, suçun tanımının aile düzeninin korunmasını amaçladığı belirtilmektedir.
Hukuki İlişkiler ve Aile Düzeni
Birden çok evlilik suçu, aile düzeninin genel anlamda korunmasını hedefler. Bu düzenlemeler, ilkel dönemlerde yaygın olan ancak günümüzde kabul edilmeyen çok eşliliği önlemeyi amaçlar. Bu sayede resmi evlilik düzeni aracılığıyla evlilikler kayıt altına alınır, tekrarlanan evlenmelerin önüne geçilir ve aile birliği sağlanır.
Anayasamızda ailenin toplumun temeli olduğu ve eşitlik ilkesine dayandığı belirtilmektedir. Birden çok evliliğin bu düzene zarar verdiği ve sadakat yükümlülüğüne aykırı olduğu vurgulanır. Suç, aile düzeninin yanı sıra kadın haklarını koruma amacını da taşır. Ayrıca, çocukların soybağının korunması da bu suç kapsamında değerlendirilir.
Yasal Çerçeve
Medeni Kanun’da birden çok evliliği yasaklayan hüküm (MK Md.130) ve Anayasa’daki ilgili maddeler göz önüne alındığında, suçun yaptırımları TCK md.230/1 ve 2’de düzenlenmiştir.
Suçun Maddi Unsurları
Hileli evlilik suçunun maddi unsurları arasında, diğer unsurlardan önce gerçekleşmesi gereken bir “ön şart” bulunmaktadır. Bu ön şart, ikinci evliliğin gerçekleşmeden önce var olması gereken ilk evliliktir. Failin zaten evli olması, suçun işlenmesi için bir ön koşuldur. Bu ön şart, taraflardan sadece birinin evli olabileceği gibi, her iki tarafın da evli olabileceği durumları içermektedir. Ancak, ilk evliliğin mevzuatımızca geçerli bir evlilik olması gereklidir.
Evlilik akdi, mevzuat tarafından belirlenen şartlara uygun bir şekilde yapılmalıdır. Şeklen geçerli bir evliliğin varlığı ve ikinci evlilik sırasında hukuken geçerliliğini sürdürmesi önemlidir. Örneğin, ülkemizde yetkili nikah memuru tarafından şahitler huzurunda gerçekleştirilmeyen bir evlilik veya eşcinseller arasında yapılan bir evlilik, hukuken geçerli bir evlilik olarak kabul edilmediği için, bu tür durumlarda hileli evlilik suçu gerçekleşmeyecektir.
İlk evliliğin geçerli olup olmadığı, ölüm veya kesinleşmiş bir boşanma kararı ile ortadan kalkabilir. Ancak, geçerli bir ilk evlilik varken, ikinci evlilikten sonra ilk eşin ölmesi veya kesinleşmiş boşanma kararının alınması durumunda, birden çok evlilik suçu gerçekleşmiş olacaktır. Hukuki olarak birincil evlilik sona ermiş olsa bile, ikinci evlilik sonrasında alınan kesinleşmiş boşanma kararı, birden çok evlilik durumu yaratmaz.
Buna ek olarak, butlan ile sakatlanmış bir ilk evlilik bile hâkim kararı olmadan geçerli sayılacağından, bu durumda yapılan ikinci evlilikle suç gerçekleşmiş olacaktır.
Fail: Birden çok evlilik suçunun faili, evlenen taraflardan en az birinin zaten evli olması gereken özgün bir suçtur. Bu, suçu işleyebilecek kişinin özgü suç niteliğinde olduğunu gösterir. Bu suçu başkasının işlemesi hukuki olarak mümkün olmadığı için, failin suçu bizzat kendisi işlemesi gerekir. Evliliğin taraflarından biri kamu görevlisi veya sivil olabilir. Suçun özgü suç niteliğinde olması nedeniyle, bu suça iştirak edenler sadece “azmettiren veya yardım eden” olarak sorumlu tutulacaktır.
Mağdur: Birden çok evlilik suçu, korunmak istenen hukuki yararın toplumun genel düzenine ve “resmi evlilik düzeninin” bütünlüğüne zarar gelmemesi için düzenlenmiştir. Suç, belirli bir kimseye karşı değil, genel anlamda topluma karşı işlenen bir suçtur. Bu nedenle, ilk evlilikteki eşin, ikinci evlilikteki eşin veya çocukların doğrudan mağdur olarak kabul edilmediği, sadece somut olayda suçtan zarar görenlerin mağdur olabileceği düşünülmektedir.
Hareket: Birden çok evlilik suçu, TCK md.230/1’deki şekliyle “evlilik işlemi yaptırmak” ve TCK md.230/2’deki şekliyle “evlenme işlemi yaptırmak” olarak iki ayrı hareketle işlenebilir. Suç, tek bir hareketle işlenebilen bir suçtur ve bu hareket, “icrai” niteliktedir.
Evlilik/Evlenme İşlemi Yaptırmak
Evlenmek: Hukuk sözlüklerinde evlenme, evlenme yeteneklerine sahip bir erkek ve bir kadının yasalarda öngörülen biçimlere uygun, ortak bir yaşam kurmalarını ifade eder. Evlenme akdi veya evlenme mukavelesi, birbirleriyle evlenmek isteyenlerin evlenme memuru önünde karşılıklı ve açıkça beyan etmeleri ve bunun üzerine evlenme memurunun akdin yapıldığını bildirmesi ile tamamlanan hukuksal bir durumu ifade eder.
TCK md.230/1’de “evlilik işlemi yaptırmak”, TCK md.230/2’de ise “evlenme işlemi yaptırmak” ifadeleri kullanılmıştır. Bu iki ifade esasında aynı anlama gelmekle birlikte, hukuki metinde farklı bir şekilde yer almıştır.
Evlilik işlemi yaptırmak, şeklen de olsa geçerli bir 2. resmi evliliğin gerçekleşmesidir. Özellikle dini nikah sonrasında resmi nikah kıyılarak gerçekleştirilen evlilik akdi bu suçu oluşturur. Ancak, dini törenle gerçekleşen ilk evlilik sonrasında resmi nikah kıyılan ikinci evlilik durumlarında birden çok evlilik suçu işlenmiş olmaz. Ayrıca, ilk evliliğin resmi nikah, ikinci evliliğin dini törenle gerçekleştirilmesi durumunda da TCK md.230/1’deki suç gerçekleşmez.
Bu suçun hareketi, icrai bir eylem olan “evlilik işlemi yaptırmak” veya “evlenme işlemi yaptırmak”tır. Suç, bağlı hareketli bir suç olarak düzenlenmiştir ve sadece belirli bir şekilde gerçekleştirilebilen evlenme işlemi yapmak eylemiyle işlenebilir.
Yargıtay Kararı ve Özel Durumlar
Yargıtay’ın bir kararında belirtildiği gibi, dini nikah sonrasında resmi nikah kıyılarak gerçekleştirilen evlilik akdi, TCK md.230/1’de düzenlenen suçu oluşturur. Ancak, mevcut mevzuatta bu eylemlerin herhangi bir cezai yaptırımı bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu tür durumlar suç oluşturmamaktadır.
Özetle, birden çok evlilik suçu, evlilik işlemi yaptırmak veya evlenme işlemi yaptırmak eylemleriyle işlenir. Suç, toplumun genel düzenine ve “resmi evlilik düzeni”ne zarar gelmemesi için düzenlenmiştir. Bu suçun hareketi, icrai niteliktedir ve bağlı hareketli bir suç olarak düzenlenmiştir. Suçun işlenmesi için “zorunlu iki ortak” gereklidir ve her iki faile de cezai sorumluluk getirir. Mağdur, genel anlamda toplum olup, doğrudan zarar görenler olarak düşünülmektedir. Evlilik işlemi yaptırmak, şeklen de olsa geçerli bir 2. resmi evliliğin gerçekleşmesidir. Özel durumlar, mevcut mevzuatta cezai yaptırım olmaması nedeniyle suç oluşturmamaktadır.
Teşebbüs
Birden çok evlilik suçu, neticesi bakımından “mütemadi” değil, “ani suç” kategorisine girer. Zira, şeklen de olsa geçerli bir 2. evliliğin yapılmasıyla, tarafların evlenme iradelerinin usulüne uygun şekilde açıklanması ve nikah memurunun bunu açıklamasıyla suç tamamlanmış olur. Mevzuat gereği 2. evlilik hakkında hükümsüzlük kararı verilene kadar evlilik geçerliliğini korur, ancak bu durum suçun “kesintisiz suç” olduğu anlamına gelmez. Yargıtay’ın, suçun ikinci evlenme işlemi yapıldığında oluştuğu yönündeki kararı da bu doğrultudadır. Evlenme için tarafların bir araya gelmeleri veya cinsel ilişkiye girmeleri, suçun tamamlanması açısından önem taşımaz. Ayrıca, suçun “neticesi harekete bitişik bir suç” olduğu ve hareketin gerçekleşmesiyle bir zararın ortaya çıkmasının aranmadığından, suç bir “tehlike suçu” olarak nitelendirilebilir.
İncelenen suç, netice bakımından tehlike, ani ve neticesi harekete bitişik bir suç olmasına rağmen, icra hareketlerinin kısımlara bölünebildiği durumlarda ve diğer şartlar da varsa suç, teşebbüse elverişli hale gelebilir. Örneğin, 2. evliliğin yapılması için gerekli evraklarla birlikte ilgili mercilere başvuru yapılmış ve başvurunun sonucunda nikah günü alınmış olmasına rağmen, evlenme gerçekleşmeden önce failin önceden bir evliliğinin olduğu ortaya çıkarsa veya nikah merasimine başlandıktan sonra taraflardan birinin olumlu irade açıklamasına rağmen diğeri evlenme yönündeki iradesini açıklayamadan önceki evliliğinin ortaya çıkması nedeniyle 2. evlilik gerçekleşmezse, teşebbüs söz konusu olabilir. Nikah günü aldıktan sonra failin kontrolü dışında bir nedenle evlilik işlemi gerçekleştirilemezse, bu durumda teşebbüs kapsamındaki icra hareketleri başlamış olabilir.
Hukuki Hata ve Diğer Unsurlar
Suçun manevi unsuru cürmü kasttır; failin yaptığı evliliğin 2. evliliği olduğunu bilmesi ve istemesi gereklidir. Suçun taksirle işlenebileceği özel bir düzenleme olmadığı gibi, taksirle ikinci evliliğin gerçekleşmesi durumunda fiil suç teşkil etmez. Evlilik için tarafların yan yana gelmeleri veya cinsel ilişkiye girmeleri, suçun tamamlanması açısından bir öneme sahip değildir. Hukuka aykırılık unsuru, özel bir hukuka uygunluk nedenine işaret etmemekte olup, suçun hukuka aykırı işlenmesi gereklidir.
Suçu Etkileyen Unsurlar
Türk Ceza Kanunu’nda (TCK), birden çok evlilik suçunu etkileyen ağırlaştırıcı veya hafifletici unsurlara dair Eski TCK’den farklı olarak herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak TCK’daki genel takdiri indirim nedenleri, somut olayın şartlarına uygunsa bu suç için de uygulanabilir.
Kusurluluğu Etkileyen Unsurlar
Suçu etkileyen unsurlar gibi, TCK’da birden çok evlilik suçu açısından da kusurluluğu ortadan kaldıran veya etkileyen özel bir neden bulunmamaktadır. Ancak somut olayda şartların gerçekleşmesi durumunda, TCK’da yer alan kusurluluğu ortadan kaldıran hallerden örneğin cebir veya tehdit (TCK md.28/1) uygulanabilir. Örneğin, evli bir kişinin tehdit veya baskı altında, ailesinin dini veya geleneksel sebeplerle 2. evliliği yapmaya zorlanması durumunda bu unsurlar devreye girebilir.
Ancak, TCK md.25/2’deki “zorda kalma” durumunun bu suçta uygulanamayacağı görüşü ağırlıktadır.
Suçların Birleşmesi ve İştirak
Suçların İçtima Hali: Birden Fazla Evlilik Suçu ve Diğer Suçlar Arasındaki İlişki
Birden fazla evlilik suçu, başka suçlarla içtima ettiğinde ilk akla gelen durum, sahtecilik suçunun işlenmiş olabileceğidir. Çünkü bir kişinin evli olup 2. bir evliliği gerçekleştirebilmesi muhtemelen evlilik başvurusu sırasında kullanılan belgelerin sahte olması anlamına gelir. Bu durumda, TCK md.212’deki özel içtima hükmü gereği fail, hem belgede sahtecilik hem de birden çok evlilik suçundan ayrı ayrı cezalandırılacaktır. Ancak Yargıtay’ın, sadece sahtecilikten dolayı cezalandırmanın yeterli olacağı yönündeki içtihatı dikkat çekicidir.
Eğer fail, sahtecilik yerine başka bir yöntemle, örneğin gerçek kimliğini gizleyerek birden fazla evlilik yapmışsa, tek bir hareketle hem TCK md.230/1 hem de 230/3’ü ihlal etmiş olur ve TCK md.44’teki fikri birleşme kuralı gereği sadece en ağır ceza uygulanır.
Birden çok evlilik suçunun işlenmesi aynı zamanda aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlal suçunu (TCK md.233) da beraberinde getirebilir. Çünkü birden çok evliliği olan bir kişi, ekonomik nedenlerden dolayı TCK md.233/1’de ifade edilen şekilde aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getiremeyebilir. Bu durumda fail, birden fazla hareketle birden fazla suça sebep olmuş olup, her bir suçtan ayrı ayrı cezalandırılır.
Diğer içtima hallerinden zincirleme suç düzenlemesine baktığımızda, birden çok evlilik suçunun topluma karşı işlenmiş bir suç olduğunu değerlendirdiğimizden, TCK md.43/1’in uygulanabileceğini düşünmekteyiz. Ancak bu suçun tek bir hareketle aynı anda birden fazla kişiye karşı işlenmesi mümkün olmadığından TCK md.43/2’nin uygulanması söz konusu olmayacaktır.
Evlendirme Memurunun İkinci Nikahı Kıyması ve Hukuki Değerlendirme
Evlendirme memurunun önceki evlilik durumunu bilerek menfaat sağlayarak ikinci bir nikah kıyması durumunu hukuki açıdan değerlendireceğiz.
Fikri Birleşme Hükümlerinin Suç İle İlişkilendirilmesi
Evlendirme memuru, önceki evliliğinden haberdar olmasına rağmen ikinci bir nikah kıyarsa, TCK md.44 kapsamındaki fikri birleşme hükümlerinin uygulanamayacağını düşünmekteyiz. Bu durumda, memurun iki ayrı eylemi (rüşvet alma ve ikinci resmi nikahı kıyma) bulunmaktadır ve gerçek içtima kuralı gereği her iki suçtan ayrı ayrı cezalandırılmalıdır. Ayrıca, rüşvet veren kişi de rüşvet verme suçundan cezalandırılmalıdır.
Yargıtay’ın bir kararında vurgulandığı üzere, memurun ilk evlilikten haberdar olmadan ikinci nikahı kıyması durumu, birden çok evlilik suçuna iştirake değil, görevi savsama suçuna sebep olabilir. Memur, evlenme başvurusunu kabul ederken gerekli araştırmaları yapmadığı için ilk evliliği tespit etmemiş ve bu nedenle ikinci evliliğin kıyılmasına ihmal sebep olmuşsa, TCK md.257/2’de düzenlenen “görevi ihmal (savsama) suçu” söz konusu olabilir.
İştirak ve Suçla İlgili Hukuki Boyutlar: Katılım ve Sorumluluk
Bu suça iştirak mümkündür. Suç, evlenme akdinin gerçekleşmesi ile tamamlanır, bu nedenle suça iştirak edilebilir. Örneğin, önceki evlilikten haberdar olan bir kişinin ikinci evlilikte bilerek şahit olması veya nikah memurunun duruma bilerek sessiz kalması gibi durumlar iştiraka örnektir. Ancak, TCK md.40/2 hükmü gereği suça iştirak eden kimse, iştirak hallerinden sadece “azmettiren veya yardım eden” sıfatıyla cezalandırılabilir. Memurun bu şekilde iştiraktan cezalandırılabilmesi için evlendirme işlemini yapmaya yetkili memur olması gerekmektedir, aksi takdirde suça iştirak söz konusu olmayacaktır.
Ancak, evlilik iradesi beyan edildikten sonra durumdan haberdar olunmasına rağmen şahit veya memur sıfatıyla evlilik defterinin imzalanması, suça iştirak anlamına gelmez. Çünkü irade açıklamasıyla suç tamamlanmış ve bitmiştir, bu aşamadan sonra iştirak söz konusu olamaz.
Yaptırım ve Muhakeme
TCK md.230/1’de düzenlenen suçun yaptırımı, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasını içermektedir. Adli para cezası uygulanmaz. Suçun yaptırımı, TCK md.230/2’de de aynıdır ve bu fıkrada yaptırım için “yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır” denilerek, ilk fıkraya göndermede bulunulmuştur.
Suçun hapis cezasına yönelik yaptırımının üst sınırı 2 yıl olduğundan, hapis cezasına hükmedilmesi durumunda TCK md.51 gereği “infazın ertelenmesi” mümkündür. Ancak, TCK md.231’de düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kurumundan yararlanmak imkânı bulunmamaktadır. Yargıtay’ın vurguladığı üzere, evlendirme memurları hakkındaki suçlar, Anayasa’nın 174. maddesi ile koruma altına alınan inkılap kanunlarına aykırı olup, bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.
İncelediğimiz suçlar takibe şikâyete bağlı olmayıp, re’sen soruşturulur ve kovuşturulurlar. Soruşturma genel esaslara tabidir, ancak suça iştirak eden kişinin kamu görevlisi olması durumunda özel muhakeme usulü gereği “yetkili merciin iznine” ihtiyaç bulunmaktadır. Görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi olup, yetki bakımından suçun işlendiği yer mahkemesi yetkilidir.
Önemli Linkler
Sıkça Sorulan Sorular
Birden fazla evlilik suçu nedir ve hangi durumlarda işlenir?
Birden fazla evlilik suçu, evli olmasına rağmen başkasıyla evlenme işlemi yaptıran kişiyi veya evli olduğunu bilerek başkasıyla evlenen kişiyi cezalandıran bir suçtur. Bu durum, Türk Ceza Kanunu’nun 230. maddesinde düzenlenmiştir.
Birden çok evlilik suçu işleyen kişi hangi cezayla karşılaşır?
Suçlu, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir. Bu ceza, evlenme işleminin gerçekleştiği tarihte kesinleşmiş bir evlenmenin iptali kararı olması durumunda zamanaşımına uğrar.
Birden çok evlilik suçu ile birlikte başka suçlar da işlenebilir mi?
Evet, özellikle sahtecilik suçu gibi başka suçlarla içtima edebilir. Örneğin, evli bir kişinin sahte belgelerle ikinci bir evlilik yapmaya çalışması durumunda sahtecilik suçu da söz konusu olabilir.
Evlendirme memuru, bir kişinin birden çok evliliğini bilerek ikinci bir nikah kıyarsa ne gibi hukuki sonuçlarla karşılaşabilir?
Evlendirme memuru, bilerek bir kişinin birden çok evliliğine aracılık ederse görevi ihmal (savsama) suçu ile suçlanabilir. Ancak bu durumda fikri birleşme hükümleri uygulanmaz ve suçlar ayrı ayrı cezalandırılır.
Birden çok evlilik suçu için hangi mahkeme yetkilidir?
Bu suçlar için görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir. Suçun işlendiği yer mahkemesi yetkilidir.