İçindekiler
- 1 Basit Yargılama Usulünün Uygulanması
- 1.1 Usulün Uygulanacağına İlişkin Tebligatın Yapılması
- 1.2 Belgelerin Toplanması
- 1.3 Savunma, Beyan ve Belgelerin Değerlendirilmesi
- 1.4 Hükmün Belirlenmesi
- 1.5 Mahkemenin Basit Yargılama Usulünden Vazgeçmesi
- 1.6 Basit Yargılama Usulünün Klasik Ceza Muhakemesine Alternatif Diğer Usuller ile İlişkisi
- 1.7 Önemli Linkler
- 1.8 Sıkça Sorulan Sorular
Basit Yargılama Usulünün Uygulanması
Mahkeme, basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verdikten sonra kanunda belirtilen işlemleri gerçekleştirir. Bu işlemler tamamlandığında hüküm aşamasına geçilir. Mahkemenin yapacağı işlemler şunlardır:
- Usulün uygulanacağına dair tebligatın yapılması,
- Gerekli belgelerin toplanması,
- Savunma ve beyanların değerlendirilmesi,
- Nihai olarak hükmün verilmesi.
Usulün Uygulanacağına İlişkin Tebligatın Yapılması
CMK m. 251/2 Uyarınca Tebligat: Asliye ceza mahkemesi, basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verdiğinde, iddianame sanığa, mağdura ve şikayetçiye tebliğ edilir. Tebligatta, duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği belirtilmelidir. Aksi halde, basit yargılama usulünün uygulanması hukuka aykırı olacaktır.
Tebligat Süresi ve Sonuçları: Tebligat yapılan kişilere, savunma ve beyanlarını sunmaları için iki haftalık bir süre tanınır. Bu süre içinde savunma veya beyan sunulmazsa, herhangi bir olumsuz sonuç doğmaz. Örneğin, iki hafta içinde savunma yapmayan sanığın suçu kabul ettiği anlamına gelmez. Ayrıca, bu sürede savunma veya beyan sunulmaması, basit yargılama usulünün uygulanmayacağı anlamına da gelmez.
Eleştiriler ve Anayasa Mahkemesi Kararı: Kanunda öngörülen iki haftalık sürenin yeterli savunma yapabilmek için kısa olduğu ve her uyuşmazlık için aynı sürenin belirlenmesinin doğru olmadığı eleştirilmektedir. 7499 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler öncesinde bu süre “on beş gün” olarak düzenlenmişti. Anayasa Mahkemesi, E. 2020/79, K. 2023/113, T. 22.06.2023 kararında, on beş günlük sürenin adil yargılanma hakkını sınırladığına karar vermiştir. Ancak, bu sınırlamanın yargılamayı hızlandırma ve makul sürede sonuçlandırma amacına hizmet ettiği, suçların hafif olduğu ve itiraz üzerine genel hükümlere göre yeniden yargılama imkanı tanıdığı için uygun bulundu.
Orantılılık ve Tebligatın İçeriği: Anayasa Mahkemesi, sınırlamayı orantılı bulmuştur. Sanığa iddianamenin tebliğ edilmesi, savcının lehe ve aleyhe delilleri ilişkilendirdiği ve tarafların dosya kapsamındaki delillerden haberdar olduğu kabul edilmiştir. Ancak uygulamada, iddianamede şüpheli lehine delillere çoğu zaman yer verilmediği görülmektedir. Taraflara tüm dosya tebliğ edilmediği için, yalnızca iddianamede belirtilen delillerin incelenmesi mümkün olmayabilir. Bu nedenle, sınırlamanın orantılı olduğu görüşüne katılmıyoruz.
Kanun Değişiklikleri ve Sürelerin Düzenlenmesi: Kanun koyucu, Anayasa Mahkemesi’nin değerlendirmesine uygun olarak, 7499 sayılı Kanun ile on beş günlük süreyi iki hafta olarak değiştirmiştir. Bu değişiklikle, her somut olay için aynı süre öngörülmüş olup, sürenin on beş gün iken iki hafta olarak düzenlenmesi, savunma için yeterli süre tanınması amacı taşımamaktadır. Kanun koyucunun, süreler bakımından bütünlüğü sağlamak amacıyla, gün ile ifade edilen süreyi hafta olarak değiştirdiği görülmektedir.
Belgelerin Toplanması
CMK m. 251/1 Uyarınca Belgelerin Talep Edilmesi: Mahkeme, iddianameyi sanığa, mağdura ve şikayetçiye tebliğ ettikten sonra, gerekli belgeleri ilgili kurum ve kuruluşlardan talep eder. Burada “belge” kavramı, mahkemenin delil toplayacağı anlamına gelmez. Delil toplama, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. Mahkemenin toplayacağı belgeler, dosyanın tamamlanması için gerekli olup, delil niteliğinde değildir. Örneğin, kolluktan sanığın sosyo-ekonomik durumunun bildirilmesi veya sağlık kuruluşundan adli rapor talep edilmesi gibi.
Belgelerin Toplanma Süreci ve Savunma Hakkı: Belgelerin toplanma süreci, sanığın savunmasını hazırlama süreci ile eşzamanlıdır. Bu nedenle sanık, bu belgeler hakkında görüş belirtemeyecektir. Bu durum, savunma hakkına aykırıdır ve belgelerin sanığa tebliğ edilmesi gereklidir. Ancak Anayasa Mahkemesi, E. 2020/79, K. 2023/113, T. 22.06.2023 kararında, tarafların bu belgelerden haberdar edilmediğini ve belgelere karşı beyan ve savunma haklarının olmadığını belirtmiştir. Ancak mahkemenin her zaman genel usule dönme yetkisi ve tarafların hükme itiraz ederek genel usule dönme yetkisi olduğu için, adil yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar verilmiştir. Taraflara sonradan dosyaya eklenen belgeler tebliğ edilmez, yalnızca gerekçeli karar tebliğ edilir. Bu nedenle taraflar, kararda belirtilen ölçüde belgelerden haberdar olabilirler veya hiç haberdar olmayabilirler. Kararda, sonradan haberdar olunan belgeler hakkında itiraz üzerine yapılacak yargılama sırasında beyan ve savunmaların sunulabileceği belirtilmiştir. Ancak, tarafların kendilerine tebliğ edilmemesi nedeniyle haberdar olamadıkları belgeler açısından savunma hakkının ihlal edildiği belirtilmemiştir.
Savunma, Beyan ve Belgelerin Değerlendirilmesi
Tarafların Beyanlarının İncelenmesi: Tarafların yazılı beyan ve savunmaları ile talep üzerine ilgili kurum ve kuruluşlardan gelen belgeler, görevli asliye ceza mahkemesi tarafından incelenir. Mahkeme, basit yargılama usulünün uygulanmasına dair ön inceleme sırasındaki kanaatinin devam edip etmediğini değerlendirir.
Duruşmasız Değerlendirme ve Gerekli Hallerde Duruşma Açılması: Mahkemenin savunma, beyan ve belgeleri değerlendirme aşaması, tebligatta belirtildiği üzere duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden gerçekleştirilir. Ancak gerek görüldüğünde, duruşma açılarak yargılamaya genel hükümlere göre devam edilebilir.
Hükmün Belirlenmesi
Hükmün Verilmesi ve Ceza İndirimi: Gerekli tebligatlar yapılıp, tarafların yazılı beyanları alındıktan ve ilgili kurum ve kuruluşlardan gerekli belgeler toplandıktan sonra mahkeme, dosya içeriğindeki beyanları tüm delillerle birlikte değerlendirerek sanık hakkında hüküm verir. Basit yargılama usulünde hükmün nasıl belirleneceği CMK m. 251/3’te düzenlenmiştir. Bu maddeye göre mahkeme, beyan ve savunmaların sunulması için verilen iki haftalık sürenin dolmasından sonra duruşma yapmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşünü almaksızın TCK m. 61’i göz önünde bulundurarak CMK m. 223’te yer alan hükümlere göre karar verir.
Mahkumiyet Kararı ve Ceza İndirimi: Mahkeme, mahkumiyet kararı verdiğinde, sonuç cezayı dörtte bir oranında indirir. Bu indirim, mahkemenin takdirine bırakılmamış, zorunlu kılınmıştır. Anayasa Mahkemesi, E. 2020/79, K. 2023/113, T. 22.06.2023 kararında, kanun koyucunun suç ve ceza belirleme yetkisine sahip olduğunu ve indirim öngörülmesinin bu yetki dahilinde olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, basit yargılama usulünün uygulanacağı suçların hafif olması nedeniyle indirimin orantılı olduğu kabul edilmiştir.
Mahkemenin Basit Yargılama Usulünden Vazgeçmesi
Genel Hükümlere Dönme: CMK m. 251/6’ya göre, mahkeme basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verdikten sonra, gerekli gördüğü takdirde hüküm verilene kadar kovuşturmanın her aşamasında bu usulden vazgeçerek duruşma açılmasına karar verip genel hükümlere göre yargılamaya devam edebilir. Bu düzenleme, basit yargılama usulü ile maddi gerçeğe ulaşılamayacağının anlaşılması halinde genel hükümlere dönülmesine imkan tanır.
Özellik Arz Eden Durumlar: Basit yargılama kapsamına girmeyen bir uyuşmazlık hakkında basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmişse, mahkeme sonradan bu durumu fark ettiğinde genel hükümlere göre yargılamaya devam eder. Ayrıca, delil toplama ihtiyacı doğduğunda da genel hükümlere dönülmesi gerekir. Anayasa Mahkemesi, E. 2020/79, K. 2023/113, T. 22.06.2023 kararında, mahkemenin genel hükümlere dönme yetkisinin kamu yararına hizmet ettiğini ve yargılamanın gereksiz uzamasına neden olmadığını belirtmiştir.
Sanığın Ceza İndirimi Hakkı: Genel hükümlere dönülmesi durumunda, sanık basit yargılama usulü dolayısıyla uygulanacak dörtte bir oranındaki ceza indirimi hakkını kaybeder. Bu nedenle, genel hükümlere dönme gerekliliği hakkında mahkemenin dikkatli karar vermesi önemlidir. Mahkeme, genel hükümlere göre yargılamaya devam etme kararı aldığında, CMK’nin duruşma hazırlığına ilişkin hükümleri uygulanacaktır
Basit Yargılama Usulünün Klasik Ceza Muhakemesine Alternatif Diğer Usuller ile İlişkisi
Uzlaştırma
Uzlaştırma ve Onarıcı Adalet Modeli: Fail-mağdur uzlaştırması, birçok hukuk sisteminde onarıcı adalet modeli olarak kabul edilmiştir ve Türkiye’de CMK m.253’te “Uzlaştırma” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu usul, 05.08.2017 tarihli “Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği” ile de ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Uygulanabilecek ve Uygulanamayacak Suçlar: CMK m.253’ün ilk üç fıkrasında uzlaştırmanın uygulanabileceği ve uygulanamayacağı suç tipleri belirtilmiştir. Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ve ısrarlı takip suçu dışında, şikayete bağlı tüm suçlar uzlaştırma kapsamındadır. Ayrıca, failin suça sürüklenen çocuk olduğu hallerde, üst sınırı üç yılı aşmayan hapis veya adli para cezası öngörülen suçlar için de uzlaştırma mümkündür.
Uzlaştırma Süreci: Savcı, soruşturma sonunda yeterli şüpheye ulaştığında dosyayı uzlaştırma bürosuna gönderir. Uzlaştırmacı, şüpheli, mağdur veya zarar görene uzlaştırma teklifinde bulunur. Taraflar kabul ederse, müzakereler başlar ve sonuçlarına göre uzlaşma sağlanır veya sağlanamaz. Uzlaşma sağlanamazsa savcı iddianame düzenler, sağlanırsa ve edim yerine getirilirse, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir.
Kovuşturma Evresinde Uzlaştırma: Kural olarak uzlaştırma, soruşturma evresi sonunda uygulanır, ancak istisnai hallerde kovuşturma evresinde de mümkündür. Suçun uzlaştırmaya tabi olduğunun kovuşturma evresinde anlaşılması, suçun hukuki niteliğinde değişiklik yapılması veya doğrudan kamu davasının açılması bu istisnai hallere örnektir.
Uzlaştırmanın Karma Niteliği: Uzlaştırma, ceza muhakemesi hukuku kapsamında olduğu gibi maddi ceza hukukunu da ilgilendirir. Lehe kanun değişikliği durumunda derhal uygulanabilirliği olan karma bir kurumdur. Uzlaştırma, yargılamayı hızlandırma amacı taşısa da, asıl amacı mağdurun zararını telafi etmek ve failin rehabilitasyonunu sağlamaktır.
Basit Yargılama ile Uzlaştırma Karşılaştırması: Basit yargılama usulü ile uzlaştırma, yargılamayı hızlandırmakla birlikte farklı amaçlara hizmet eder. Uzlaştırmada, fail ve mağdurun sürece katılımı sağlanarak, suçun etkileri telafi edilir. Basit yargılama usulünde ise amaç, suçun kanunlarda belirtilen cezaların hızlı bir şekilde uygulanmasıdır. Bu usulde failin yargılama sürecine katılımı sınırlıdır ve duruşma yapılmaksızın hüküm verilir.
Ön ödeme
Ön ödeme ve Amacı: Ön ödeme, TCK m.75’te düzenlenmiş bir alternatif usuldür. Amaç, basit suçlar için kovuşturma yapılmaksızın mahkemelerin iş yükünü azaltmak ve failin yargılamadan kaynaklanan olumsuz etkilerden korunmasını sağlamaktır.
Ön ödemeye Tabi Suçlar: Ön ödemenin uygulanabilmesi için suçun yalnız adli para cezası veya en fazla altı ay hapis cezası ile cezalandırılması gereklidir. TCK m.75/6’da düzenlenen katalog suçlar da ön ödeme kapsamındadır. Fail, belirlenen para miktarını ve soruşturma giderlerini öderse, kamu davası açılmaz.
Ön ödemeye Başvuru ve Uygulama: Ön ödeme, soruşturma sonunda şüphelinin suç işlediğine dair yeterli şüpheye ulaşılması ile başvurulması zorunlu bir usuldür. Şüpheli, savcılığın teklifi üzerine ön ödemeyi kabul edebilir veya reddedebilir. Ödeme yapılırsa kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir; yapılmazsa iddianame düzenlenir. Beş yıl içinde ön ödeme kapsamındaki bir suç işlenirse, ön ödeme miktarı yarı oranında artırılır.
Ön ödemenin Karma Niteliği: Ön ödeme, muhakemenin işleyişine etki ederken devletin cezalandırma yetkisini de ortadan kaldırır. Bu nedenle, uzlaştırma ve basit yargılama gibi karma nitelikli bir kurumdur.
Basit Yargılama ile Ön ödeme Karşılaştırması: Basit yargılama usulü de ön ödeme de yargılamayı hızlandırıp mahkemelerin iş yükünü azaltır. Ancak ön ödemede fail, yargılama sürecinin ve hapis cezasının olumsuz etkilerinden korunurken, basit yargılamada fail sanık olarak yargılanır ve ceza alabilir. Ön ödeme, şüphelinin kabulüne bağlıdır, basit yargılama ise sanığın kabulüne bağlı değildir.
Seri Muhakeme Usulü
Seri Muhakeme Usulü ve Amacı: Seri muhakeme usulü, 17.10.2019 tarihli 7188 sayılı Kanun ile CMK m.250’de düzenlenmiştir. Amaç, belirli suçlar için yargılama sürecini kısaltmak ve etkili bir yaptırım sağlamaktır.
Seri Muhakeme Usulüne Tabi Suçlar: CMK m.250/1’de belirtilen katalog suçlar için yeterli şüpheye ulaşıldığında, savcı şüpheliye seri muhakeme teklifinde bulunur. Şüphelinin kabulü ile usul uygulanır ve cezada yarı oranda indirim yapılır. Hükmü veren yine mahkemedir.
Seri Muhakemenin Karma Niteliği: Seri muhakeme usulü, hem muhakemenin işleyişine etki eder hem de maddi ceza hukukunu ilgilendirir. Bu nedenle, basit yargılama usulü gibi karma nitelikli bir kurumdur.
Basit Yargılama ile Seri Muhakeme Karşılaştırması: Her iki usul de yargılama sürecini kısaltmayı amaçlar. Seri muhakeme, şüphelinin kabulüne bağlıdır ve kovuşturmaya alternatif bir usuldür. Basit yargılama ise sanığın kabulüne bağlı değildir ve mahkemenin takdirindedir. Basit yargılama usulü, kovuşturmanın duruşmalı yapılması kuralına istisna teşkil eder.
Önemli Linkler
- 7188 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu
- Türk Ceza Kanunu
- Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği
- Avukat
Sıkça Sorulan Sorular
Basit yargılama usulü nedir?
Basit yargılama usulü, belirli hafif suçlar için yargılama sürecini hızlandırmak amacıyla uygulanan bir ceza muhakemesi yöntemidir. Bu usulde, duruşma yapılmaksızın, sadece dosya üzerinden karar verilir. Bu yargılama şekli, mahkemelerin iş yükünü azaltmayı ve davaların daha hızlı sonuçlanmasını sağlamayı amaçlar. CMK m. 251’de düzenlenmiştir ve mahkemelerin belirli şartlar altında bu usulü uygulayabilme yetkisi vardır.
Basit yargılama usulüne tabi suçlar nelerdir?
Basit yargılama usulü, adli para cezası veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlar için uygulanabilir. Bu kapsama giren suçlar arasında örneğin basit yaralama, hakaret ve tehdit gibi suçlar bulunabilir. Ancak, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, ısrarlı takip ve benzeri ağır suçlar bu usulün kapsamı dışındadır.
Basit yargılama usulü para cezası ne kadardır?
Basit yargılama usulü uygulandığında, mahkemece verilen mahkûmiyet kararında hükmedilen ceza dörtte bir oranında indirilir. Örneğin, mahkemece belirlenen ceza 1 yıl hapis cezası ise, basit yargılama usulü kapsamında bu ceza 9 aya indirilir. Bu usulde belirli bir para cezası miktarı yoktur; ceza, işlenen suçun niteliğine ve mahkemenin takdirine bağlı olarak değişir.