İçindekiler
- 1 Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçunun Diğer Suçlarla İlişkisi
- 1.1 Çocuğun Evi Terketmesi ve Yanında Tutma Suçu
- 1.2 Çocuk Teslimi ve Kişisel İlişki Kurulmasına Muhalefet Suçu: İki Hüküm Arasındaki İlişki
- 1.2.1 Eleştiriler ve Sorunlar
- 1.2.2 Hukuki Düzenlemeler ve Değişiklikler
- 1.2.3 Değişiklik Öncesi ve Sonrası Uygulamaların Karşılaştırılması
- 1.2.4 Özel Kanun ve Genel Kanun İlişkisi
- 1.2.5 Farklı Görüşler ve Yargıtay Kararı
- 1.2.6 Aile Mahkemeleri ve Adli Destek Hizmetleri
- 1.2.7 Çocuk Koruma Kanunu ve Disiplin Hapsi Cezası
- 1.3 Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu ve Çocuğu Kaçırma Suçu Arasındaki İlişki: Hukuki İnceleme
- 1.4 Sonuç
- 1.5 Önemli Linkler
- 1.6 Sıkça Sorulan Sorular
- 1.6.1 Çocuk kaçırma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları arasındaki temel farklar nelerdir?
- 1.6.2 Mağdur ve fail nitelikleri açısından çocuk kaçırma suçu ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu arasında nasıl bir fark vardır?
- 1.6.3 Her iki suç da çocuğun korunması amacını taşımaktadır. Ancak, ceza yaptırımları açısından nasıl bir fark vardır?
- 1.6.4 Çocuk teslimi ve kişisel ilişki emrine uymama suçlarına ilişkin olarak 7343 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda yapılan değişiklikler nelerdir?
- 1.6.5 Çocuk kaçırma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarıyla ilgili olarak aile mahkemeleri ve adli destek hizmetleri nasıl bir rol oynamaktadır?
- 1.6.6 Çocuk teslimi ve kişisel ilişki emrine uymama suçlarında yapılan değişiklikler sonrasında cezai yaptırımlarda ne gibi farklılıklar ortaya çıkmıştır?
- 1.6.7 Çocuk kaçırma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarıyla ilgili olarak yapılan düzenlemelerde hangi özel kanun ve genel kanun ilkesi ön plana çıkmaktadır?
- 1.6.8 Çocuk kaçırma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları arasındaki farklar ve benzerlikler nedeniyle ortaya çıkan hukuki sorunlar nelerdir?
- 1.6.9 Çocuk kaçırma suçu ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu arasında hangi hukuki yararlar korunmaktadır?
- 1.6.10 Çocuk kaçırma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarıyla ilgili düzenlemelerde çocuğun rızası nasıl değerlendirilmektedir?
- 1.6.11 Çocuk kaçırma suçlarıyla ilgili düzenlemeler, çocukların çıkarlarını nasıl korumayı amaçlamaktadır?
- 1.6.12 Çocuk kaçırma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarıyla ilgili düzenlemelerdeki değişikliklerin amacı nedir?
- 1.6.13 Çocuk kaçırma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kaynaklanan hukuki sorunlara karşı çözüm önerileri nelerdir?
Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçunun Diğer Suçlarla İlişkisi
Çocuğun Evi Terketmesi ve Yanında Tutma Suçu
Türk Ceza Kanunu’nun 234. maddesi, çocuğun kaçırılması ve alıkonulmasına ilişkin iki ayrı suçu düzenlemektedir. Bu makalede, TCK’nın 234/3 hükmünde yer alan çocuğu evi terk etmiş olarak yanında tutma suçu incelenmekte ve bu suç ile diğer suçlar arasındaki ilişki ele alınmaktadır.
Çocuğu Yanında Tutma Suçu (TCK m.234/3)
TCK’nın 234/3 hükmü, çocuğun yasal temsilcisinin bilgisi veya rızası dışında evi terk etmiş olmasına rağmen, bir başka kişi tarafından rızasıyla da olsa yanında tutulmasını suç olarak tanımlamaktadır. Bu suç, 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile TCK’ya eklenmiştir.
Suçlar Arasındaki Farklar ve Benzerlikler
Suçların failleri açısından bir fark bulunmaktadır. Çocuğu evi terk eden suç, belirli kişiler tarafından işlenebilen özel bir suç iken, çocuğu yanında tutma suçu herkes tarafından işlenebilecek genel bir suçtur. Velayet yetkisi ellerinden alınmış kişiler, çocuğu evi terk etmişse TCK’nın 234/1 veya 234/2 maddelerine tabi olabilirler.
Her iki suçun konusu çocuktur, ancak suçlar konuları açısından farklılık gösterir. Çocuğu yanında tutma suçu için yaş sınırlaması bulunmazken, evi terk eden çocuk suçun konusu olarak belirlenmiştir.
Evi terk eden çocuğu yanında tutma suçu şikâyete tabi olup, mağdur ve zarar görenin kim olduğu da önemlidir. Ayrıca, suçun mağduru velayet yetkisi elinde olan kişi ise şikâyet hakkı da bu kişiye aittir.
Ortak Özellikler
Her iki suçun ortak özellikleri arasında çocuğun velayet yetkisine sahip olan kişinin mağdur veya zarar gören olması bulunmaktadır. Suçun işlenmesi durumunda, velayet veya vesayet altındaki kişiler mağdur konumundadır.
Bu farklılıklar ve ortak özellikler göstermekle birlikte, her iki suç da çocukların korunması amacını taşımaktadır. Suçluların cezalandırılması ve hukuki süreçlerin doğru bir şekilde işlemesi, çocuk hakları açısından önemlidir.
Çocuk Teslimi ve Kişisel İlişki Kurulmasına Muhalefet Suçu: İki Hüküm Arasındaki İlişki
Çocukların teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair mahkeme kararlarının yerine getirilmemesi, hukuk ve medya alanında uzun süredir tartışılan bir konudur. Bu kısımda, çocuk teslimi ve kişisel ilişki kurulması konusundaki mahkeme kararları ile muhalefet suçu arasındaki ilişki ele alınacak ve 7343 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile getirilen değişiklikler, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 234/1-2. maddesi kapsamında düzenlenen çocuk teslimi ve kişisel ilişki emrine uymama suçu ve bu suçların hukuki nitelikleri, unsurları ve yaptırımları belirtilmektedir.
Eleştiriler ve Sorunlar
Çocuk teslimine ilişkin mahkeme kararlarının icra edilmesi sürecinde, çocuğun, icra memurları ve kolluk kuvvetleri eşliğinde, alelade bir mal gibi taşınır hale gelmesi sıkça eleştirilmiştir. Ayrıca, çocuğun teslim edilmesi ile ilgili uygulamaların, çocuğun psikolojisi üzerinde olumsuz etkiler yarattığı ve bu durumun onarılamaz zararlara neden olduğu belirtilmektedir.
Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel bir başvuruda, çocuğu ile kişisel ilişki kuramayan bir başvurucunun aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği tespit edilmiştir. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan başvurularda da benzer ihlallerin yaşandığı belirtilmiştir.
Hukuki Düzenlemeler ve Değişiklikler
Çocukların teslimi ve kişisel ilişki kurulması konusundaki düzenlemeler, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 25, 25/a, 25/b maddelerinde yer almaktaydı. Ancak, 7343 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile yapılan değişiklikler, çocuk haklarını daha etkin bir şekilde korumayı amaçlamıştır.
Değişiklikler, çocuk teslimi ve kişisel ilişki kurulması konusundaki mahkeme kararlarının yerine getirilmesinde yaşanan sorunları çözmeyi hedeflemektedir. Yapılan düzenlemelerle, çocuğun yüksek menfaati gözetilerek uzmanlardan faydalanma yoluna gidilmiştir.
Değişiklik Öncesi ve Sonrası Uygulamaların Karşılaştırılması
Değişiklik öncesi uygulamalarda, çocuk teslimine ilişkin mahkeme kararları icra dairesine verilerek, çocuğun belirli bir süre içinde teslim edilmesi emredilmekteydi. Ancak, bu süreçte çocuğun lehine hüküm verilen tarafla kişisel ilişki kurmasına engel olunmaması ve aksi takdirde ilamın zorla yerine getirileceği ihtar edilmekteydi.
Değişiklik sonrası, çocuk teslimi veya kişisel ilişki kurulması emrine muhalefet suçu kapsamında yapılan düzenlemeler, çocuğun yüksek menfaatinin gözetilmesini amaçlamaktadır. Yeni düzenlemelerle, çocuğun lehine hüküm verilen tarafın şikayeti üzerine altı aya kadar tazyik hapsi cezası uygulanabilmektedir.
Özel Kanun ve Genel Kanun İlişkisi
TCK’nın 234/1-2. maddesi, velayet hakkını elinden alınmış birinin, on altı yaşını tamamlamamış bir çocuğu kaçırması veya alıkoyması durumunu suç olarak tanımlar.
Bu durumda, aynı fiilin TCK kapsamında suç teşkil ettiği söylenebilir. Ancak, TCK’nın 44. maddesi gereği, aynı fiil için farklı suçlardan en ağır cezayı gerektiren suçun uygulanması prensibi çerçevesinde, özel kanun niteliğindeki İİK hükümlerinin öncelikle değerlendirilmesi gerektiği savunulmaktadır. İİK’nın özel nitelikleri, ilamın icraya konulması ve takip borçlusuna icra emri gönderilmesi gibi unsurları içermesi, bu önceliği desteklemektedir.
Farklı Görüşler ve Yargıtay Kararı
Diğer bir görüş, her iki suçun failleri, unsurları ve manevi unsurları açısından farklılık gösterdiğini iddia etmektedir. Kabahatler Kanunu‘nun 15/3. maddesi uyarınca, aynı fiilin hem kabahat hem de suç olarak tanımlanması durumunda sadece suçtan yaptırım uygulanabileceği ileri sürülmektedir. Bu bağlamda, İİK’nın mülga 341. maddesindeki tazyik hapis cezasının, kabahat olarak nitelendirilemeyeceği vurgulanmaktadır.
Yargıtay ise bir kararında, İİK ve TCK’nın aynı anda ihlal edildiği durumda her iki hükmün de uygulanması gerektiği yönündeki görüşünü ifade etmiştir. Ancak, 7343 sayılı İcra ve İflas Kanunu’ndaki değişiklik sonrasında, hangi hükmün uygulanacağına dair doktrin ve uygulama içinde zamanla bir görüş birliği oluşması beklenmektedir.
Aile Mahkemeleri ve Adli Destek Hizmetleri
2021 tarihli değişikliklerle birlikte çocuk teslimi ve kişisel ilişki emri ile ilgili kararların yerine getirilmesi görevi artık adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerine verilmiştir. Bu değişiklik, çocukların çıkarlarının üstün bir biçimde korunmasını amaçlamaktadır.
Çocuk Koruma Kanunu ve Disiplin Hapsi Cezası
7343 sayılı Kanun’un eklediği düzenlemelerle birlikte, çocuk teslimi ve kişisel ilişki emrine uymama suçlarına ilişkin cezalar da değişmiştir. Artık bu suçlar için altı ay yerine üç aya kadar tazyik hapis cezası, disiplin hapsi ise üç günden on güne kadar öngörülmüştür.
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu ve Çocuğu Kaçırma Suçu Arasındaki İlişki: Hukuki İnceleme
Türk Ceza Kanunu’nun 109. maddesinde düzenlenen “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu” ile çalışmaya konu olan çocuğu kaçırma suçu arasındaki benzerlikler ve farklılıklar incelenecektir. İki suç arasında hukuki yarar, mağdur ve fail özellikleri, ceza yaptırımları gibi noktalarda karşılaştırmalar yapılacaktır.
Hukuki Yararın Korunduğu Alanlar
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, bireyin hukuka aykırı şekilde bir yerde kalmaktan veya bir yere gitmekten alıkonulmasını hedeflerken, çalışmaya konu suçta ise velayet ve vesayet hakkının korunduğu belirtilmektedir. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda mağdurun serbestçe hareket edebilme hürriyeti ön planda iken, çocuğu kaçırma suçunda ise velayet ve vesayet hakkına müdahale söz konusudur.
Mağdur ve Fail Nitelikleri
Her iki suç açısından da doktrinde ve yargı kararlarında mağdur ve fail nitelikleri üzerine tartışmalar bulunmaktadır. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda hareket kabiliyetine sahip olmanın mağdur olma şartı olduğu genel kabul görmüşse de, çocuğu kaçırma suçunda velayet ve vesayet hakkına sahip olan anne veya baba ile çocuk mağdur olarak kabul edilmektedir. Bu farklı yaklaşımlar, suçun mağdur ve fail profillerinin karmaşıklığını ortaya koymaktadır.
Suçun Unsurları
Her iki suç da aynı temel eylemi, yani bir kişinin bir yerden alıkonulmasını içerse de, hukuki unsurları açısından farklıdır. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda irade dışı hareketin varlığı ön plandayken, çocuğu kaçırma suçunda velayet veya vesayet hakkının ihlali esastır.
Çocuğu kaçırma suçunda, kaçırılan çocuğun rızası değil, velayet veya vesayet hakkına sahip olan kişinin rızası önemlidir.
Yaptırımlar
Her iki suç açısından da farklı ceza yaptırımları öngörülmüştür. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu için öngörülen hapis cezası süresi, çocuğu kaçırma suçuna göre daha uzundur. Bu, her iki suçun toplum nezdindeki ağırlıklarını ve cezalandırılma düzeyini yansıtmaktadır.
Sonuç
Çocuk teslimi ve kişisel ilişki kurulması konusundaki mahkeme kararları ile muhalefet suçu arasındaki ilişki incelenmiş ve 7343 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile getirilen değişiklikler değerlendirilmiştir. Yapılan düzenlemelerin, çocuk haklarını koruma ve çocukların yüksek menfaatini gözetme amacına hizmet etmesi beklenmektedir. Ancak, uygulamanın etkinliği ve yeni düzenlemelerin sonuçları, zaman içinde değerlendirilmelidir.
Çocuk teslimi ve kişisel ilişki emrine uymama suçları, İİK ve TCK kapsamında farklı unsurlar taşıyan, ancak çocukların haklarına saygı göstermeyen eylemleri cezalandırmayı amaçlayan hukuki düzenlemelerdir. Görüş ayrılıkları ve yapılan düzenlemeler, bu suçların uygulanabilirliği ve cezaları konusunda önemli tartışmaları beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda, hukuki boşlukların giderilmesi ve çocukların çıkarlarının en üst düzeyde korunması için ilgili kanun ve düzenlemelerin sürekli olarak gözden geçirilmesi önemlidir.
Her ne kadar kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ve çocuğu kaçırma suçu benzer unsurlar içerse de, hukuki nitelikleri, mağdur ve fail profilleri, suçun unsurları ve ceza yaptırımları açısından önemli farklılıklar taşımaktadır. Bu farklılıkların, hukuki düzenlemelerdeki hassasiyetler ve çocuk haklarının korunması amacıyla özel olarak düzenlenen suçların karmaşıklığını yansıttığı söylenebilir.
Önemli Linkler
- 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu
- 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu
- 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu
- 7343 sayılı İcra ve İflas Kanunu
- Denizli Avukat
Sıkça Sorulan Sorular
Çocuk kaçırma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları arasındaki temel farklar nelerdir?
Çocuk kaçırma suçu, genellikle velayet veya vesayet hakkına sahip olmayan bir kişinin, çocuğu yasal temsilcisinden izinsiz olarak alıkoyması veya kaçırmasıdır. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ise bireyin hukuka aykırı bir şekilde bir yerde kalmaktan veya bir yere gitmekten alıkonulmasıdır. İki suç arasındaki temel fark, suçun işlenme şekli ve hedeflenen hukuki yararlardır.
Mağdur ve fail nitelikleri açısından çocuk kaçırma suçu ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu arasında nasıl bir fark vardır?
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda mağdur, genellikle alıkonulan kişidir ve hareket kabiliyetine sahip olması gerekmektedir. Çocuk kaçırma suçunda ise mağdur çocuktur ve velayet veya vesayet hakkına sahip olan kişi olabilir. Fail nitelikleri açısından ise, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda herkes fail olabilirken, çocuk kaçırma suçunda genellikle velayet yetkisi elinden alınmış olan anne veya baba fail olabilir.
Her iki suç da çocuğun korunması amacını taşımaktadır. Ancak, ceza yaptırımları açısından nasıl bir fark vardır?
Her iki suç da çocukları koruma amacını taşımakla birlikte, ceza yaptırımları açısından farklılık gösterir. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda öngörülen hapis cezası süresi genellikle çocuk kaçırma suçundan daha uzundur.
Çocuk teslimi ve kişisel ilişki emrine uymama suçlarına ilişkin olarak 7343 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda yapılan değişiklikler nelerdir?
7343 sayılı İcra ve İflas Kanunu’ndaki değişikliklerle çocuk teslimi ve kişisel ilişki emrine uymama suçlarına yönelik cezalar düzenlenmiştir. Yapılan değişikliklerle, bu suçlara ilişkin altı ay yerine üç aya kadar tazyik hapis cezası öngörülmüş ve disiplin hapsi süresi üç günden on güne çıkarılmıştır.
Çocuk kaçırma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarıyla ilgili olarak aile mahkemeleri ve adli destek hizmetleri nasıl bir rol oynamaktadır?
2021 tarihli değişikliklerle birlikte çocuk teslimi ve kişisel ilişki emri ile ilgili kararların yerine getirilmesi görevi adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerine verilmiştir. Bu değişiklik, çocukların çıkarlarının üstün bir biçimde korunmasını amaçlamaktadır.
Çocuk teslimi ve kişisel ilişki emrine uymama suçlarında yapılan değişiklikler sonrasında cezai yaptırımlarda ne gibi farklılıklar ortaya çıkmıştır?
7343 sayılı İcra ve İflas Kanunu’ndaki değişikliklerle birlikte, çocuk teslimi ve kişisel ilişki emrine uymama suçlarına ilişkin cezalar değişmiştir. Altı ay yerine üç aya kadar tazyik hapis cezası öngörülmüş ve disiplin hapsi süresi üç günden on güne çıkarılmıştır.
Çocuk kaçırma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarıyla ilgili olarak yapılan düzenlemelerde hangi özel kanun ve genel kanun ilkesi ön plana çıkmaktadır?
Bu konuda iki farklı görüş bulunmaktadır. Bir görüşe göre, çocuk kaçırma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının aynı fiile yönelik farklı suçlar olduğu belirtilmiş ve özel kanun olan İcra ve İflas Kanunu’nun öncelikli uygulanması gerektiği savunulmuştur. Diğer görüş ise, ayrı bir suç olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve her iki suçtan en ağır cezayı gerektiren suçun uygulanması ilkesine vurgu yapmaktadır. Bu konudaki farklı görüşlerin ve uygulamaların ışığında, 7343 sayılı İcra ve İflas Kanunu’ndaki değişikliklerle hangi hükümlerin uygulanacağına dair doktrin ve uygulama içinde zamanla bir görüş birliği oluşması beklenmektedir.
Çocuk kaçırma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları arasındaki farklar ve benzerlikler nedeniyle ortaya çıkan hukuki sorunlar nelerdir?
İki suç arasındaki farklar ve benzerlikler nedeniyle ortaya çıkan hukuki sorunlar, suçun unsurları, mağdur ve fail profilleri, ceza yaptırımları gibi alanlarda görülmektedir. Bu durum, suçların hukuki niteliklerinin anlaşılması, uygulanabilirliği ve cezaların belirlenmesi konusunda tartışmalara sebep olabilir.
Çocuk kaçırma suçu ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu arasında hangi hukuki yararlar korunmaktadır?
Çocuk kaçırma suçu ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu arasında farklı hukuki yararlar korunmaktadır. Çocuk kaçırma suçu, genellikle velayet veya vesayet hakkına sahip olan kişinin haklarını korurken, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, bireyin hukuka aykırı şekilde özgürlüğünden mahrum bırakılmasını engellemeyi amaçlar.
Çocuk kaçırma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarıyla ilgili düzenlemelerde çocuğun rızası nasıl değerlendirilmektedir?
Çocuk kaçırma suçunda çocuğun rızası genellikle dikkate alınmaz. Suç, velayet veya vesayet hakkına sahip olmayan bir kişinin çocuğu izinsiz olarak alıkoyması durumunda gerçekleşir. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda ise mağdurun rızası genellikle bir ön şart değildir; bu suç, hukuka aykırı bir şekilde kişinin özgürlüğünden mahrum bırakılmasıyla ilgilidir.
Çocuk kaçırma suçlarıyla ilgili düzenlemeler, çocukların çıkarlarını nasıl korumayı amaçlamaktadır?
Çocuk kaçırma suçlarıyla ilgili düzenlemeler, çocukların çıkarlarını korumayı amaçlar. Bu suçlar, çocukların velayet ve vesayet haklarını ihlal eden eylemlere karşı caydırıcı yaptırımlar içerir. Ayrıca, çocuğun hukuki korunma ihtiyacını gözeterek, suçların cezalandırılmasıyla çocukların güvenliğinin sağlanması hedeflenir.
Çocuk kaçırma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarıyla ilgili düzenlemelerdeki değişikliklerin amacı nedir?
Çocuk kaçırma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarına yönelik düzenlemelerde yapılan değişikliklerin amacı, çocuk haklarını daha etkin bir şekilde korumak ve suçlulara karşı daha etkili yaptırımlar öngörmektir. Bu değişiklikler, suçların önlenmesi ve çocukların güvenliğinin artırılması amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Çocuk kaçırma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kaynaklanan hukuki sorunlara karşı çözüm önerileri nelerdir?
Çocuk kaçırma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kaynaklanan hukuki sorunlara karşı çözüm önerileri arasında hukuki düzenlemelerin sürekli gözden geçirilmesi, çocuk haklarına saygı gösterilmesi, adli destek hizmetlerinin güçlendirilmesi ve etkili yaptırımların öngörülmesi bulunabilir. Ayrıca, uygulama süreçlerinin çocukların psikolojik ve duygusal ihtiyaçlarına uygun olarak düzenlenmesi de önemlidir.